Sevdiklerim
18 stories
Muhtar by ir-yum
ir-yum
  • WpView
    Reads 4,349,132
  • WpVote
    Votes 278,249
  • WpPart
    Parts 70
"Yanında fazladan yazma taşısan iyi olur. Çünkü bir sonrakinde yazmayı başına takmak yerine ceketimin sol cebine koyacağım." *** Köy yaşantısına adımını attığı anda köylülerin cahilce fikirleri ve davranışları üzerinde devrim yapmak isteyen genç muhtar Polat, güzelliğinden köyün diline düşmüş olan Zeliha'ya aşık olursa ne olur? Hadi hep beraber görelim.❤️ 18.08.23 #popüler 1 08.09.22 #köy 2. 13.09.22 #edebiyat 1. 27.09.22 #sevmek 1. 09.03.25 #aşk 2. 14.10.22 #gizem 21. 17.10.22 #heyecan 1. 31.10.22 #tarihikurgu 1. 03.11.22 #roman 1. 12.10.22 #tarih 4. 21.11.22 #komedi 2. 24.11.22 #güzel 1.
BÜLBÜL KAPANI by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 20,284,376
  • WpVote
    Votes 1,296,419
  • WpPart
    Parts 45
"Bela yağmur gibi gökten yağarsa Başını ona tutmaktır, adı aşk..." . . . 🪶❤️‍🔥 Kapak tasarım; @Publiisherr
KIZILCA by __Katre__
__Katre__
  • WpView
    Reads 108,501
  • WpVote
    Votes 8,964
  • WpPart
    Parts 21
Hafiften yaklaştı Yiğit. Bununla birlikte aynı anda geri gitti Dilruba. Yere bıraktığı bidona takılsa da Yiğit'e kalmadan toparladı kendini, azıcık utandı al al oldu yanağı. Öksürdü, soracağı sorudan emin olmayarak şöyle bir etrafta gezdirdi gözlerini Yiğit. Ağaca, kurda, kuşa, yerdeki tırtıla, köşede şip şip su içerek keyifle kendilerini izleyen kediye baktı. "Yavuklun var mı? Bi' sevdiğin?" Ani bir şok geldi geçti Dilruba'nın mavi gözlerinden. Köşedeki kedi bile şok olmuş gibi su içmeyi bıraktı. Bir tövbe çekti sessizce. 'Belli...' dedi kendi kendine. 'Bu az çapkın değil. Tipi de müsait az kız koşmuyordur bunun peşinden.' Bir elini beline koydu, eğilip bidonunu aldı eline. "Var!" dedi. Bilmem kaç bıçak saplandı Yiğit'in gönlüne. Ardından söylediği sözler bir bir söktü o bıçakları, yarasını sardı, üzerini bile öptü. "Kocam var benim, bebem de karnımda! Yanımda seni görürse vurur topuğundan alimallah! Hadi var git yoluna." Saçını savurur gibi başını salladı şöyle bir. İçinden 'Hıh!' demeyi de ihmal etmedi. Eli belinde ardını döndü, salına salına gitti tahta kapıya. Girmeden önce arkasını dönüp kontrol (!) etme amacıyla baktı sadece. Göz göze gelince çekemedi birazcık bakışlarını. Eli cebinde kendine bakıp gülümseyen adamda takılı kaldı gözleri. O hafifçe başını eğip selam verince kendine geldi. Omzunu silkti nazlı nazlı. Ayaklarındaki çamuru otlara silip girdi tahta kapıdan içeri. Ardında ise derince iç çeken Yiğit'i bıraktı şüphesiz. "Ah ulan!" dedi cebinden sigarasını çıkarırken. "Ah ulan Kızılca, yaktın beni!" Kızılca'sının onu yaktığı gibi o da sigarasını yaktı. Akşama kadar ayrılmadı oradan, belki camdan başını uzatır diye.
DİVANELİ by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 2,463,981
  • WpVote
    Votes 22,029
  • WpPart
    Parts 6
Hikaye, 1980'li yılların yaz sonuna doğru havaların serinlediği, yaprakların sarardığı ama sonbaharın henüz açık seçik bir şekilde kendini göstermediği bulanık bir zaman diliminde aittir. Bir genç kızın uzaktan uzağa gördüğü ve henüz tanımadığı bir adama hayranlık duyuşunu, ardından çevresinin onay verdiği ve hiç görmediği biriyle hayatının en önemli kararlarından birini verişini, bu kararın üzerine de omzuna yüklediği sorumlulukları nasıl yöneteceğini anlatır. Hava nadiren güneşli, toprak çoğunlukla verimli, Nare her zaman sessizdir. Buna tezat epeyce gürültülü bir adam hayatına girmek için yollar aramaktadır. Keyifli okumalar. ... Hikaye Karadenizde geçmektedir.
Visal: Ahu Döngüsü  by humeyraao
humeyraao
  • WpView
    Reads 2,280,849
  • WpVote
    Votes 159,902
  • WpPart
    Parts 21
Ben ilk kez onun yangınında onunla yanarken bulmuştum kendimi. ''Alacalı...'' dedi büyülenmiş gibi. Alnı alnıma yaslandı. ''Alacalı Ahuşan... Bana yazılmış gibisin.'' Kaç kere döndü durdu parmakları tenimde sayamadım. ''Sabrın sonu selametse...'' Elleri benden ayrılıp bir iki adım karşıma geçse de sözleriyle beni kendine mühürledi sanki. ''Yemin ederim benim selametim bir sen, tek sen olacaksın.'' Bu hikaye bir kadının kocaman bir adamın kalbine düşüp büyümesinin hikâyesiydi.
Adelya by bittervekahve
bittervekahve
  • WpView
    Reads 1,674,330
  • WpVote
    Votes 114,432
  • WpPart
    Parts 38
Kalbim gümbür gümbür atıyor, göğsüm hızlı hızlı yükselip alçalıyorken nefes nefese geriye attım başımı. Kapıya yasladığım başımı ona yer açmak ister gibi sola eğdim, "Kızgınım sana." dedim kulağıma yabancı gelen arzulu bir sesle. Boynumdaki dudaklarına dişleri de katıldı o sırada. Boynumdaki ince deriyi dişleriyle çekiştirdiğinde nefesim kesildi ufak bir an. "Biliyorum," diye homurdandı boğukça. "Ben de kızgınım kendime." Hemen sonra yarım bıraktığı işe geri dönüp bu kez boynumun diğer tarafına gömdü başını. Hiç itirazsız ona ayak uydurdum, ben de aksi yöne doğru yatırdım başımı. Bunlar sonra da konuşulurdu. Önemli olan şu andı. Şu an burada, yanımdaydı ve bu her şeye değerdi... *** Not: Bu hikâye adından da anlaşılacağı üzere Adelya'nın etrafında dönen ve sabır isteyen bir kurgudur. ERKEK BAŞROL ENDEKSLİ BİR HİKÂYE DEĞİLDİR. Bunun bilinciyle hikâyeyi okumanız tavsiye edilir, bahsi geçen her erkek karaktere 'başrol erkek' gözüyle bakmamanız önemle rica olunur. Lütfen 5. bölümde öpüşme, 7. bölümde sevişme, 10. bölümde evlenip türlü kaoslar sonrası ayrılıp ayrılıp birleşme beklemeyin... -Hikâye boyunca yer yer yetişkin içerik olacaktır. -Hikâye tamamiyle şahsıma aittir. Çalıntı durumlarında gereken hukukî işlem uygulanacaktır.
ASİL YAKUT by zaynahara
zaynahara
  • WpView
    Reads 3,889,768
  • WpVote
    Votes 198,313
  • WpPart
    Parts 46
"Bu dudakları tatmayı bırakırsam eğer,"dedi, gözleri dudaklarımdayken. "Bu kokuyu solumazsam,bu tene,"derken parmak uçlarını kadınlığımda hissettim. "Dokunmazsam eğer,buna sebep olan her şeye düşman olurum, güzel karım,"diye devam etti. "Seni, benden koparmaya kim kalkışırsa mahrum kaldığım yerden onu mahrum ederim,onun da nefesini keserim." O, sağanak bir yağmur. Ben ise ona savunmasız bir Diphylleia. Belki de beni görmesi için yağması gerekir. Nefretin büyüttüğü iki bedene vuran kasırga, duyguları bertaraf ettiğinde nefretten peyda olan güçlü duygu aklı köle;duyguları hükümdar yapar. Nefret güçlü bir duygu. Tutku,nefreti öldürebilecek daha güçlü bir silah. Yıldızlar, bir bir parladığında nefret ve tutku birlikte oldu. O gece birbirlerine çıkan yolun temeli atıldı. Birbirlerine karıştılar. Kızıl saçlı bir kadının ve kömür karası gözlü bir adamın tenine işleyen mühür, duygularının damgalarıydı. ℤ𝔸𝕐ℕ𝔸ℍ𝔸ℝ𝔸'𝔻𝔸ℕ CEVHER SERİSİNİN İLK KİTABIDIR. (Kitabın ismi şahsıma aittir. Herhangi bir kitapta kullanılmasına müsadem yoktur. )
GİRAY by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 1,871,035
  • WpVote
    Votes 122,909
  • WpPart
    Parts 53
"Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın. Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken saçını açmaktan çekinmemesi gerektiğini düşünmüştü, helaldi artık sonuçta... Aynadan onunla göz göze gelince sordu aynı tereddütle, "Keseyim mi yani?" Giray kaşlarını çattı kızın tavrıyla, ilk tanıştıklarında her lafıyla bir kasırga koparacak kadar kesin olan Dilrûba artık her daim kırılgandı.. Artık evli olduklarında, kocası sıfatı taşıdığından mıydı bu tavrı? Bazen düşünüyordu, ona yardım edeyim derken bastırmış, ya da ezmiş miydi hiç? Boyun eğmeye mahkum mu hissettirmişti? Düşündüğüyle kendine olan öfkesini atamadan sordu kıza, "Niye kesecekmişsin?" "Dökülür belki. Aynı odada olacağız ya.." yutkundu, boğazını tazeledi ama sözlerini tazeleyemedi, ne diyecekti ki? Bilemedi Dilrûba.. "Dağılır her yere." Giray rahatsız olurdu belki kendisinden parçaları her yerde görürse.. Onun konuyu açmamasını uzun bir süre aynı odada kalacaklarına yormuştu çünkü.. Gözlerini kızdan ayırmadan yaklaştı Giray. Bakışları onun uzun saçlarını okşasa da eli çekindi, mahrum kaldı bu tatlı zevkten, "Dökülsün.." dedi yumuşakça, Ben toplarım senin ardından.' dedi içinden, 'Bir de saklarım, kimseler göremez, benim mahremim olur..' 'Senin gibi...' Saçlarını tutarak hafifçe tebessüm etti Dilrûba, "Salık gezmem o zaman, fazla dökülmez.." dedi ama saç değildi tam olarak kastettiği. Hayatında bana dair pek bir iz bırakmam, rahatsız, olmazsın diyordu.. Şu akşamdan itibaren herkes biliyordu evli olduklarını... O yüzden sanki iki gün önce değil de şimdi kıyılmış gibiydi nikâhları.. Öyle hissediyordu. "İstediğin gibi gez, nasıl rahat eder, nasıl istersen.."
VALİNİN OĞLU (TAMAMLANDI) by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 3,198,879
  • WpVote
    Votes 167,332
  • WpPart
    Parts 33
Valinin Oğlu| TAMAMLANDI Odunculuk işi yapan Veysel bir gün küçük kızının ısrarlarına dayanamayarak onu da yanında götürür ve askerlerin önünü kesip Vali'nin kaybolduğunu söylemesiyle tedirgin bir güne başlar.. Günün devamında odun için gittiği yerde Vali'yi bulur ve onu evine götürerek iyileştirir.. Hesapta olmayan bir şekilde Vali kendisinin bir oğlu olduğunu söyler ve oduncunun küçük kızı Nazlı'yı büyüyünce gelini olması için ister.. Oduncu ise bu teklifi kabul eder... Bu olaydan yıllar sonra Nazlı ve Ali Merdan kim olduklarından habersiz bir çeşme başında karşılaşırlar... Hikaye 1600-1700 yıllarında Osmanlı' da geçer. Gerçek kişiler, isimler ve olaylarla bir bağlantısı yoktur.. #Yetişkin içerik barındırır.
Kafes (Kitap Raflarda) by nytris
nytris
  • WpView
    Reads 10,765,124
  • WpVote
    Votes 526,772
  • WpPart
    Parts 88
İnsanlar konuşmayı öğrendikten sonra yalan söylemeyi öğrenirlerdi. Eğer kimse konuşamasaydı belki de yalanlar olmazdı. Çünkü gözler yalan söylemezdi. Hira, babasının aldığı evlilik kararıyla yaşamına dair şaşırtıcı, belki de yaralayıcı tesadüflerin ilkiyle karşılaşır. Bu haber, geçmişin tozlu sayfalarında kalmış ve cevaplandırılmayı beklerken unutulmuş birçok sorunun da gün yüzüne çıkmasını sağlar. Bu yeni aile ile hayatına giren kardeşlerini kabullenmek hiç de kolay olmayacaktır çünkü bu bağı kabul etmek, büyük fedakârlıklar gerektirir. İncinmiş kalplerin kabuk bağlamış yaraları, kaderin acımasızca kurguladığı kesişimlerle tekrar kanamaya başlar. Tutunmaya çalıştığı tüm dalların teker teker kırılmasının ardından, Hira için güvenli tek liman, çocukluğunda kendine ördüğü duvarların ardıdır. Ancak bu kez kaçmak, incinmemek için yeterli değildir, gerçekler kendini göstermeye çoktan karar vermiştir. Ona ulaşabilmek için okyanuslar geçmem gerekirken, boğulmadan gözlerine nasıl bakabilirim?