Benim işte
65 stories
Kızıl Fırtına | Kızıl Serisi 1 (#Wattys2017) by navipetra
navipetra
  • WpView
    Reads 774,108
  • WpVote
    Votes 33,795
  • WpPart
    Parts 76
Bir kıvılcım yaktım karakterlere. Dumanı Yiğit oldu, alevi Defne. Defne Tanyeli biraz deli, fakat mekanikte efsane! Beyni kodlarla sarılı ve bunun sebebi, dünyanın en iyi Hackeri olması. Kızıl saçlarını ateş sanan bir askeri var, kendisi Yüzbaşı. Yiğit Yekta, Defne Tanyeli ile tanışmadan önce kızıllardan kesinkes nefret ederdi! Yani ne o öyle, palyaço gibi her telden çalmak? Laflarını ona birer birer yediren Kızıl Fırtına, Yiğit'i cehennemden çıkarıp mum alevine çevirdi; yine de Yüzbaşı Yiğit Yekta, sadece kızılına gelince yekten bir mumdu. Birde taburuna sorun bakalım, Yiğit Yektayı? "EMRET KOMUTANIM!" "Tabi emredeceğim mına koyim. Rütbeyi boşuna almadık ki?"
İHANET |TAMAMLANDI| by YamurTaslak
YamurTaslak
  • WpView
    Reads 4,542,245
  • WpVote
    Votes 170,609
  • WpPart
    Parts 76
Güçlü, her şeyin üstesinden gelebilen, deneyimlediği kötü şeylere ve yaşadıklarına rağmen ayakta kalmayı başarmış, kızına ve kocasına tutunan ve onların varlığıyla yaşadığı zorlu günleri unutmaya çalışan iyi bir eş, fedakar bir anne... Çisem Zor. Kendi amaçlarının ve arzularının peşinden gitmekte ısrarcı davranan, bunun uğruna evliliğini tehlikeye atıp ailesini dağıtan bir adam... Alparslan Zor. Hırslı, doyumsuz, istediğini elde etmeye alışmış, hayatında herkesin isteyebileceği türden bir adam varken gözü dışarıda olan ve bir türlü geçmişinin geçmişte kalmasına izin vermeyen bir kadın... Ela Ekin Demir. Kimine göre karanlık, kimine göre acımasız. Başarılı, güçlü, ne istediğini bilen, geçmişi sırlarla kördüğüm olmuş bir adam... Asaf Cihan Güçlü. Onları bir araya getiren kader sonlarını en başından yazmıştı. Kimi hakettiği hayatı yaşayacak, kimisi gerçek mutluluğa ulaşacaktı, bir diğeriyse yarattığı kaosun girdabında boğulacaktı. Tüm hakları saklıdır©
KÜP ŞEKER(TAMAMLANDI) by busbckr
busbckr
  • WpView
    Reads 1,848,927
  • WpVote
    Votes 95,005
  • WpPart
    Parts 69
Gözyaşım bile kirpiklerimde asılı kalmış, düşmeyi reddederken ben bu durumu kendime nasıl yedirebilirdim bilmiyorum. Boş bir parkta, dün gece yağan yağmurun ıslaklığını taşıyan bir bankta başım Nisan'ın omzunda oldukça aciz görünüyor olmalıydım. Görünmesem bile öyleydi ya durumum, acizdim.Karşımdaki manzara bana zevk vermiyordu, bana verdiği tek şey amansız bir acıydı. Yine de gözlerimi alamıyordum. "Küp Şeker hadi kalkalım buradan. Hasta olunca hiç bir şey düzelmeyecek." "Belki de çok ağır zatürre geçirip ölürüm." Dedim sesimdeki acının aksine dalga geçiyordum. O kadar kolay kurtulamayacağımı biliyordum. Nisan "Allah korusun. Anlamıyorum. Daha önce de Poyraz'ın sevgilisi oldu. İlk kez olan bir şey değil ki bu. Neden bu kadar yıkıldın?" Diyince karşımızdaki Poyraz ve çok değerli sevgilisine daha da dikkatli baktım. Onların bizden haberleri yoktu. Gerçi Poyraz'ın benden ne zaman haberi olmuştu ki. Onun için kız kardeşten öteye ne zaman ge çebilmiştim? "İlk kez." Diye mırıldandım. "İlk kez Poyraz birini bana karşı savundu, haklı olmama rağmen Nisan. İlk defa bize yalan söyledi. İlk defa onun birine olan hislerini ben bile hissedebiliyorum ve en önemlisi ilk defa ona bakınca kalbim hızlanacağına duracakmış gibi oluyor Nisan. İlk defa kendimi küp şeker gibi değil de şeker yapılan pancarın posası gibi hissediyorum." 💧💧💧💧💧💧💧 *Ben aslında sadece bu grubu değil, kendimi de terk ediyorum. Tüm anılarım siz doluyken bu terk ediş o kadar da kolay olmayacak farkındayım ama ne yapabilirim ki? Anılar acılarımı körüklerken, içimdeki yangın git gide büyürken yaşamaya başka nasıl devam edebilirim? Tüm hayatımı sana kurmuşken, senin başkası için atan kalbini nasıl sevmeye devam ederim?* Tüm hakları saklıdır.
KEDİ KIZ (Tamamlandı) by dortgozkedikiz
dortgozkedikiz
  • WpView
    Reads 4,610,613
  • WpVote
    Votes 66
  • WpPart
    Parts 1
Kendi kurduğu iki hayat arasında sıkışmıştı. Gece bir kedi kız gündüz dört göz bir inekti. Aşık olduğu adama Alp'e sırlarını anlatamazken hiç hesapta yokken her şeyini öğrenen başka biri vardı okulun playboyu Tolga. İki hayat arasında kalmışken şimdide iki erkek arasında kalmıştı. Ama asıl sorun daha sonra başlıyordu. Hiç bilmediği bir düşmanı vardı. Ve bu düşman tek bir şey istiyordu. HAYATINI. Kapak için; Elvis_ce ye çok teşekkür ederimmm...
GÜZ SAYHASI by ElisyaRoyal
ElisyaRoyal
  • WpView
    Reads 701,400
  • WpVote
    Votes 43,942
  • WpPart
    Parts 19
"Tekrar söyle, Alvina." Yerimde rahatsızca kıpırdandım. Ağzımdan kaçırdığım için zaten pişmandım, tekrar edemezdim. Çok utanıyordum. "Ben... Bir şey demedim," dedim. Yiğit ısrarla üzerime geldi. "Söyledin, sen az önce bana çok özel bir şey söyledin, küçük kız." Onlar için sessizce bir kitap açıldı. Sayfaları rüzgârla savruldu, savruldu, savruldu. Her kelimesi kalemsiz yazılmış, sessiz satırların bulunduğu numarası on sekiz olan sayfa sessizce yerinden söküldü. Uçtu, uçtu, uçtu. Sonunda, damına kadar kırık dökük bir evin, kapısına sessizce paspas gibi serildi. Sessizliğin Pençesinde yaşayanların aşkı, hiçbir aşka benzemez. Bazen bir aslanın pençesindeymiş gibi saldırgan, bazen bir serçenin pençesindeymiş gibi naif... Her aşkın bir sesi varsa, onlarınki sessizlik üzerine kurulmuştu. Kelimler, birbirini sessizce anlayan insanlar için gereksiz bir ayrıntıdan ibaretti. Bu tablodan, harfler ve sesler silindi. YİĞİT ÖMER YALÇINKAYA & ALVİNA GÜNAY ? İlk yayınlanma tarihi | 12.Kasım.17 Saat | 21:23 Yazan | ELİSYA ROYAL
Anında Bul by mavikelebek_07
mavikelebek_07
  • WpView
    Reads 539,444
  • WpVote
    Votes 5,644
  • WpPart
    Parts 75
Milyonlarca kitap arasında gezinmene gerek yok.Aradığın bir kitabı bulmak için tek yapman gereken yukarıdaki o düğmeye tıklamak. ???
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,135,117
  • WpVote
    Votes 721,205
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,807,069
  • WpVote
    Votes 192,541
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
+22 more
MAVİ KELEBEK by Hayal_et_yazar
Hayal_et_yazar
  • WpView
    Reads 179,620
  • WpVote
    Votes 7,912
  • WpPart
    Parts 13
Serinin ilk kitabı Alıntı... "Neden gergin olduğumu bilmek ister misin?" Beli belirsiz kafamı salladım. Bu tutarsız halleri beni deli ediyor, daha yeni öfkeden çıldıran o değilmiş gibi şimdi sakince suratıma bakıyordu. "Beni sinirden deliye çeviren sensin." Elini kaldırıp omuzlarıma düşen saçlarımı arkaya doğru attı. Parmak uçları çenemden omzuma inerken kırılacak bir şey tutuyor gibi davranıyordu. Parmakları belli belirsiz tenimde gezerken bu naif dokunuşların ona ait olduğuna bir türlü inanamıyordum. Elinin tersini elbisemin açıkta bıraktığı gerdanımda gezinirken gözleri ilk defa karşılaştı gözlerimle. Her zaman ki gibi karanlıktı bakışları. "Gözlerimdeki öfkenin tek sahibi sadece sensin." Dokunuşları ve söyledikleri öylesine zıttı ki birbirine. Hangisi gerçekti bir türlü karar veremiyordum. Bu dokunuşların sahibi mi? Yoksa gözlerindeki karanlığın esiri mi? Boynumda nazikçe gezinen parmakları anlık bir haraketle yüzüme deyince, sertçe çenemi tutup yüzüne bakmamı sağladı. Çenemi öylesine sıkıyordu ki parmakları adeta etime saplanmıştı. Gözlerindeki karanlınlığın esiri olurken, artık kendimi sakinleştirebileceğim nazik dokunuşları da yok olmuştu. Gözlerinde ki geceyi kıskanıdıran karanlık büyüdü, büyüdü, büyüdü... Beni de içine çeken koca bir girdap oluştu bakışlarında. Ve her nefes alışımda biraz daha içine çekiyordu beni. Direnmeye çalıştıkça bu karanlığa daha da saplalıyordum. Biliyorum ne kadar çırpınsamda ondan kurtulamayacaktım. Gözlerimi kapatıp olacakları beklemeye başladım. Bana yapabileceklerini düşünerek. "Seni şu an burada öldürebilirim. Beni durduran tek şey yine sensin..."
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,315,188
  • WpVote
    Votes 693,373
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.