Lisedeki ilk yılımdan sonra her zamanki Bodrum tatilinin düşüncesi, benim için fazlasıyla sıradandı. Ama sıradan olmayan bir şey vardı ki o da yan evdeki çocuktu. (Tüm hakları yastığımın altında saklıdır)

Gözlerimi zorlanarak açmamla onu görmem bir oldu. Yine bembeyaz lekesiz bir biçimde karşımda duruyordu. Odamın tavanından bahsediyorum. Her gün bakışıyoruz öyle. Üstümde bir kol, bir bacak hissediyorum. Hah bu kızlar ne zaman yatmayı öğrenecek. Leslie kolunu karnıma atmış, Jasmine de bacaklarını bacaklarımın üstüne uzatmış yatıyoruz öyle. Biz buyuz. "Jasmine-Almira-Leslie" üçlüsü. Çocukluğumuzdan beri ayrılmayız. Birimiz bisikletten düşüp canı acıdığında oturup hep beraber ağlardık. Niye? Çünkü biz malız. Birbirinden asla vazgeçmeyen üç bağımlı arkadaş. Şimdi size bu gerizekalı şebek maymuncuklarıyla nereden tanıştığımı anlatayım. Babam ve iki ortağı Miran Holding sahibi. Tahmin edebileceğiniz gibi o iki ortak da Jasmine ve Leslie'nin babaları. Bizim hikayemiz 3 yaşındayken başladı. Ama asıl hayatımız babalarımızı ziyarete holdinge gittiğimizde gördüğümüz 5 erkek çocukla beraber Antalya'da lise okuyacağımızı öğrendiğimizde başladı... XOXO <3

HAYATINIZDA OKUYACAĞINIZ EN SAÇMA ŞEY. SİZİ TEMİN EDERİM.

Size 'muhteşem ' kıyafetlerimin arasından seçim yapmakta zorlandığımın en sonunda mini etek ve topuklu ayakkabı giydigimin öyküsünü anlatmayı isterdim ama çarpılacam diye korkuyorum nede olsa imanlı kızız dimi ? Evet bunu yerine kırmızının en boktan tonu ve siyah olan üniformamı giydim. Ne de olsa Türk kızıyız.

Kapağından ne kadar masum görünse de içerisinde kötülükler barındıran kitap. Şaka lan şaka. Tırsmayın hemen.

Adel, hayatın yükünü taşıyamadığına karar verdiği bir günde, kendini bir uçurumun ucunda geride kalan her anısıyla vedalaşırken buldu. Gözleri daha fazla gözyaşlarını taşıyamazken kollarını iki yana açtı. Bir adım ilerledi ve rüzgâr saçlarını savurdu. Her şeyin bittiğini düşündü. Ona karşı sevgisini hiç gösterememiş annesinin tavırlarının, babasının yabancılığının, her gece başını yastığa yalnız koyuşlarının, soğuk odasının o kasvetli havasının... Her şeyin. Rüzgâr tekrar bedenine saldırırken bu sefer savrulan tek şey saçları olmadı, dengesini kaybederken kendini boşluğa bıraktı... Ve tam son anda beline dolanan ellerinin sahibiyle hayatı hiç olmadığı kadar değişti. O adam, ölüme meyilli bir kızı onu yaşatacak kadar çok sevdi. Yıkık bir ailenin, prenses ve kurbağa masalının, her an varlığını sonlandırmak isteyen bir kadınla onun için her şeyi göze alabilecek adamın gri hayatlarının deniz kokan hikâyesi... "Genelde küçük adımlar atan kadınımın bana koşarak gelmelerini sevdim ben." Bu kitap Epsilon Yayınevi ile 2016 yılında raflarda yerini aldı.

"Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."

Bir başka komedi hikayesi, fakat söz konusu olan Irmak, Deniz ve Ege'yse kesinlikle sıradan değil!

Ecem'le beraber Amerika'da yaşıyorduk. Taa ki ailelerimiz bir uçak kazasında ölene kadar. Ecem birçok kez sinir krizleri geçirdi. Bense daha çok duygularını içinde yaşayan güçlü bir kız olduğum için Ecem kadar çok etkilenmedim. Ecem'in böyle olmasına dayanamadım ve Ecem-Meriç ikilisi olarak İstanbul'da yeni bir hayata başlamaya karar verdik. Onunla sonsuza dek yaşayabilirdim. Taa ki benden gizlediği şeyleri öğrenip Arda'yla tanışana kadar...