Hikaye çoklu evrenin doğumundan sonra gelişen ilk ırklardan biri olan selestianların son kralı olacak Saylıs'ın doğumu ile başlar selestian geleneklerince Alfalar olarak tanımlanan bu krallar neredeyse sonsuz güce sahip olan üstün varlıklardır. Ve kendi ırkları ile birlikte tüm aykırı canlılara hükmederler. Aykırılar ise doğuştan büyü gücüne sahip ve oranlandiğinda aykırı olmayan canlılardan daha fazla büyü üretebilen varlıklardır. Saylıs'ın babası kral Kronos oğlunun son Alfa olacağını biliyordur ve bunun içinde erkenden eğitimlerine başlamıştır. Yıllar geçipde Saylıs tahta oturacağı zaman ona önemli bir gerçeği açıklar. İlk kralın zamanında canlılar ile yapılan bir anlaşma sonucu Aykırılar saklanmak zorunda bırakılır ve canlılar ile temas kurmaları yasaklanır. Bunu saçma ve adaletsiz bulan Saylıs sahip olduğu güç yardımıyla çoklu evreni fethetmek ve sadece aykırıların yaşadığı bir evren kurmak için planlar yapmaya başlar. Saylıs Selestianlar tarafından yaratılan ve oldukça güçlü olan sentinalleri toplar onlardan bir ordu kurar. Sonrasında ise bu fikre karşı çıktıkları ve kendisine engel oldukları için bütün selestian'ları katleder ve gezegeni tamamen yok edip planını uygulamaya koyulur. Geçmişinin izlerinden kurtulmak içinde kendisini Lord Darkness olarak tanıtır.

Canımı acıtan kimdi söyleyin! Kimdi yıllarımı çöpe atan? Kimdi kalbimi söken? Kimdi beni mutsuz yaştan!? Kalbime, aklıma, yüreğime, tüm vücuduma, ruhuma, mutluluğuma, çaresizliğime bile hançer saplayan kimdi? Beni her seferinde acıya sürükleyen kimdi... Bazen cevabını bildiğin soruları sormak oyalanmaktı sadece bende onlardan birini yapıyordum.... Bana bunları yaşatan, beni yaşatanın.. Hepsinin bir tek cevabı vardı aslında.. İnsana, kendi "hayat"ının bunları yaşatması sizce ne kadar doğruydu.... ***

"Ondan nefret ettim. Bana yaptıkları yüzünden, benden aldıkları yüzünden ondan nefret ettim. Ama o beni sevdi. Ve ben ondan daha çok nefret ettim. Çünkü bu, bir aşk hikayesi değildi." On yedi yaşındaki Hilal Sancar kendisinden yaşça büyük ve ona takıntılı şekilde aşık olan genç bir adam tarafından kaçırılarak kendini bir trajik olaylar zinciri içerisinde bulur. Ailesine ve sevdiklerine dönmeyi başarabilecek midir? Bu kitap şiddet, argo, madde kullanımı, cinsellik, psikolojik unsurlar vb. içeriklere sahiptir. Lütfen tadını çıkarın ^^ BURAYA TEKRAR UYARI GEÇİYORUM: BU KİTAP, FANTEZİ MEZESİ EDİLMİŞ, NORMALLEŞTİRİLMİŞ ŞİDDETİN HERKESİN BAŞINA GELEBİLECEĞİNİ VE NE KADAR ÇİRKİNLEŞEBİLECEĞİNİ GÖSTERMEK AMAÇLI YAZILMAKTADIR! LÜTFEN BURADA YAZILAN ŞEYLERİ ROMANTİZE EDEN YERLERDEN UZAK DURUNUZ.

Bu kitap kendi karakterimi ekleyip yazacağım bir kitap olacak. Karakter açıklaması ilk bölümde bulunacak ve ikinci bölümden sonra kurgu başlayacak! *Mantıksız kurgu yoktur* *Anime'nin kurgusu ile aynıdır*

psişik güçler , parapsikoloji ve sonraki bölümlerde wicca fln da paylaşıcam

Evet merhabalar takipçilerim.Size ilk kitabımın çıkacağı konusunda haber vermiştim.Araya mesafe vermeden en azından bir kısmını buraya yazıyorum .. Varlığı anlamak bu limitli aklımız ile mümkün değildir.Ancak tabiiki bu limitli, bizim için algı pencerelerimizi ruhumuza açmak için gerekli bir araçtır. Bunu biraz daha açalım. Düşünün ki yıldızlar ile dolu parlak bir gecede bir ağacın altında koca kainatı izliyorsunuz. Fakat gözünüzün gördüğü şey yıldızlar,ruhunuzun gördüğü ise yıldızları izleyeni izleyen ve aynı anda kendiside koskoca bir evren olan ruhunuzun gördüğüdür.Boşverin cümle düşüklüklerini, sadece yazıları takip edin zaten ruhunuz buna onay verecektir.Bu yüzden bilinç herşeydir.Tabiiki bilincinizinde kendine has levelleri vardır(!) ve bu levelleride yine bilinciniz(Ruhunuz) oluşturur. Bütün bunlardan çıkan sonuç ise,'hiç bir şey imkansız değildir ve herşey imkansızdır'.Herşeyi imkansız kılan aklınız,herhangi bir şeyi imkansız olarak görmeyen de ruhunuzdur.Neyse bu iki kavram (ruh-bilinç) aklınızı bulandırmasın o yüzden şimdilik bilince ruh gözüyle bakalım ki zaten her ikisi de aynıdır. Bu yazılanları anlamak için zorlamayın kendinizi çünkü , ruhunuz bunları biliyor.Sadece siz bunları okudukça bazı şeyleri hatırlıyorsunuz.Birşeyleri başarmak mı istiyorsunuz? yada mutlu olmak mı? Veyahut imkansızları(!) başarmakmı? Veyahutta içinde bulunduğunuz bunalımlardan kurtulup yeni - huzurlu bir hayatmı? Ya da sürekli aynı işten bıkıp çıkış yollarımı arıyorsunuz? İnanın bana bunların hepsi mümkündür hatta şuan ki algınızda yer alan 2+2'nin 4 olması kadar mümkündür. İçinde bulunduğunuz zorlukların sizlere nasıl bir his verdiğini çok iyi bilirim çünkü hepimizin birbirine bağlı olmasından dolayı benim de bir zamanlar yaşamış olduğum yüzlerce sıkıntı ve bunalım çukurları vardı.Bu çukurlard

Bu hikaye yarı gerçek ve yarı fantaziye dayalıdır.Minehallere hazırmısın?

On altı yaşımda öldüm ben.Yaşarken adeta bir ölüye döndüm , hayallerim düştü yanaklarımdan.Düşünemedim hiç bir şeyi.Daha doğrusu düşünmeye gerek duymadım.Ve bir gece sabaha devrolurken öğrenmiştim ; Ben bir vampirdim. Kirli sayfalarım silinecekti ve temiz bir sayfaya yol açacaktım .İstemiyordum.Normal bir yaşantım varken aksiyona ne gerek vardı ki ?Ama kabullenmem ve üstesinden gelmem lazımdı.Hayal kurmayı bırakıp gerçek yaşantıya dönmüştüm.Yada dönecektim , ama bu hiç kolay değildi.Unutturmam lazımdı artık , beynime kazınmış kötü anıları.Geçmişimiz her ne kadar silinse de gelecekte gelecekti tekrar karşımıza.Ve tekrar silmeye gücümüz olmayacaktı.Ama ben bunu başarmak zorundaydım,her ne kadar kötü şeyler yaşayacak olsam da dik durup üstesinden gelmem lazımdı.Ve yapacaktım bunu.Hava yavaş yavaş aydınlamaya başlıyordu.Ay yok oluyor ve güneş doğuyordu.Birlikte asla duramazlardı.Güneş batarken ay yerini alıyordu , ay batarken ise güneş.Bende kendim gibileriyle birlikte olabilirdim normal insanlarla değil. Her şeyin bir düzeni vardı .Normal insanlar varken benim gibiler onların yanında yaşayamazdı. Ve ben bu düzeni öğrenene kadar kendim gibi olanlarla kalacaktım.