Yıllar sonra bir gün kendinizdeki deişik güçleri farkedrrseniz yanında deişik arkadaşlarda eklenirse bir çok kişi pesizde ise bide bunların arasına aşk ve sevgi girerse... Hikayeniz ya peri masalı gibi güzel biter yada yıllardır bekleyen kötülüğün sonu gibi

Bu kitap hayatımda hissetiğim hisler sayesinde yazılmıştır. Bu hikaye diğerlerinden çok farklı olabilir. Ama herkesin bu kitapta kendini bulabileceğini düşünüyorum. İyi okumalar. Ve bu kitabın farkı tek bölümlük olması. Hayatımızda bazen hiç bir şey çözülmüş olmasada devamını getiremeyiz. Yoruluruz. Belki de pes ederiz. Sevdiğim ne olursa olsun onun peşinden ölümüne gidersem neler yaşarım? Belki; Sevdiğim bir piyanom vardır. Onu öğrenebilmek için çok çalışırım. Onu çok seviyorumdur ama onu çalmayı beceremiyorumdur. Bırakır mıyım? Sevdiğim bir iş vardır. Sevdiğim iş uğruna bir kaza geçirsem. Yaşayıp o iş uğruna tekrar ölmeyi mi tercih ederim yoksa o işi tamamen bırakıp pes mi ederim? Sevdiğim bir köpeğim vardır. Ve bir gün kaybolsa. Ben onu aramayı bırakırmıyım yoksa onu ölene kadar ararmıyım? İşte "SEVDİĞİM"in hikayesi

Adel, hayatın yükünü taşıyamadığına karar verdiği bir günde, kendini bir uçurumun ucunda geride kalan her anısıyla vedalaşırken buldu. Gözleri daha fazla gözyaşlarını taşıyamazken kollarını iki yana açtı. Bir adım ilerledi ve rüzgâr saçlarını savurdu. Her şeyin bittiğini düşündü. Ona karşı sevgisini hiç gösterememiş annesinin tavırlarının, babasının yabancılığının, her gece başını yastığa yalnız koyuşlarının, soğuk odasının o kasvetli havasının... Her şeyin. Rüzgâr tekrar bedenine saldırırken bu sefer savrulan tek şey saçları olmadı, dengesini kaybederken kendini boşluğa bıraktı... Ve tam son anda beline dolanan ellerinin sahibiyle hayatı hiç olmadığı kadar değişti. O adam, ölüme meyilli bir kızı onu yaşatacak kadar çok sevdi. Yıkık bir ailenin, prenses ve kurbağa masalının, her an varlığını sonlandırmak isteyen bir kadınla onun için her şeyi göze alabilecek adamın gri hayatlarının deniz kokan hikâyesi... "Genelde küçük adımlar atan kadınımın bana koşarak gelmelerini sevdim ben." Bu kitap Epsilon Yayınevi ile 2016 yılında raflarda yerini aldı.

1800'lerin İngilteresinde ailesinin intikamını almak için erkek kılığında orduya giren bir kız... Zengin ve soylu amcasının tüm itirazlarına rağmen komutan olmuş sert mizaçlı yakışıklı bir lord... Sen intikamını almaya çalışırken ya aşk senden intikamını alırsa?

"Elimden gelse hâli hazırda kenetlenmiş ellerimizden güç alıp onu bu evden kaçırırdım. Denizi görebileceğimiz bir yere giderdik belki... Hiç konuşmazdık. Dudaklarımız değil, dokunuşlarımız konuşurdu bizim yerimize... Başımı onun geniş omzuna yaslayıp burnumu boynuna gömerdim. Onun o tatlı kokusunu doya doya içime çekip gözlerimi yumardım. İnanıyorum ki birlikte olsak her şey daha güzel olacaktı. Belki daha kolay..." Ailesi, kızkardeşinin tedavisi için Amerika'ya gittikten sonra Balkanlı Ailesi'nin evinde yaşamaya başlayan İde'nin hayatı, bir gün rüyasında evin oğlu Aslan'ı görmesiyle tamamen değişir. Herkese ve her şeye karşı soğuk ve ilgisiz görünen Aslan Balkanlı'ya yavaş yavaş âşık olmaya başlayan İde, tutulmaya başladığı adamın buzlarını eritebilecek mi? Yaralı bir aşkın hayaletiyle boğuşan Aslan ise onu seven bir kadının varlığını kabul edebilecek mi?

* Oğlanın evlenmek için zorlandığı hikayeleri bilirsiniz. Hani şu evlenmezsen para yok tarzı olanlar... İşte yine o tarz bi hikaye ama bu sefer küçük bir fark var. Bu hikayede kızını zorlayan, evlendirmeye çalışan bir baba ya da anne yok. Peki o zaman bu kız neden formalite evliliği kabul ediyor? Cevabı üç harfli : Aşk. * -Kitap olacağı için bölümleri kaldırmak durumunda kaldım. Fikir sahibi olmanız için ilk bölümler duruyor-

Kokusunu bile bilmediğin birini senelerce sevmek... Lisenin başından beri umutsuzca sevdiği Berat'la yakınlaşmaya başlar.Ama araya biri girer.Beste ne yapacağını şaşırır.Çünkü söz konusu en yakın arkadaşıdır.

''Biliyorum, sana zor geliyor. Aslında sevdiğinden de değil, vicdan azabından istemiyorsun gitmemi belki de. Zaten beni sevmen gerekmiyordu ki, hiçbir aşk kusursuz olmaz. Bak, burada kalamam Nora. Seni onunla beraber gördükçe kalbim eziliyor. İşler benim için çok daha çıkılmaz bir hal alıyor. Seni seviyorum evet, ama sen beni sevmiyorsun. Bunu kabullenmem için bana zaman ver lütfen. Belki de bir daha buralara gelmem kim bilir, orada kalırım. Şunu bil ki, kimse senin yerini alamayacak. Sen benim için hep farklı olacaksın. Onu etkileyen şey de benimkiyle aynı aslında. Masumluğun. Çok masumsun Nora, farklısın. Kaybetme bunu olur mu? Hep masum, saf, şirin bir kız ol. Seni sen yapan da bu zaten. Şimdi sil göz yaşlarını ve üzülme artık. Beni hep kalbinde taşıdığın sürece ister arkadaşça, ister farklı olsun, senin üzülmene izin vermeyeceğim. Şimdi kendine iyi bak meleğim.'' derken göz yaşlarımı sildi ve alnıma bir öpücük kondurdu. Gitmesini istemiyordum, böyle bitmemeliydi ama elimden bir şey gelmezdi. Onu sadece arkadaşça sevmem hiçbir şeyi düzeltmezdi.