Başını gökyüzüne kaldırıp baksaydı bütün mazisinin onu bir yere doğru götürdüğünü görebilecekti. O hengâme anından önceki son anda zaman onun için işlerken o kendisini bütün dünyadan uzaklaştırıp, bütün duygularını ve düşüncelerini aynı noktada birleştirdi... Rüzgâr bilinmez bir zamandan akıp pelerininde bir dalgalanmaya neden oldu. Artık hazırdı. Birazdan burada bir son başlatacaktı. Elinin dokunduğu ve kılıcının kestiği her şey ebediyen değişecekti. Bu, tam da o andı! Kaçınılmaz olanın gerçekleşmekte olduğunu biliyordu. Savaş, yeni başlıyordu. Zaman değişti; tıpkı diğer her şey gibi. Aradan geçen onca zaman onları da değişime zorladı. Ancak şimdi değiştirme sırası onlarda.

Her acı günü, her çektiği işkence, her çaresizliği bedenine, tenine ve bakışlarına işlenmiş fırtına gözlü bir adam.Sizi yakıp yıkan, her hücrenizi geri döndürülemez parçalara ayıran dipsiz karanlığına rağmen nefesinizi kesecek, kalbinizi acıtacak kadar güzel biri.Yıllarca boş bir kabuk gibi yaşayan, intikamını, masumiyetini ve en önemlisi asla sahip olamadığı ruhunu arayan bir serseri. Ayaz Haznedar. "Şarkılara neden parça deniyor biliyor musun Safir? En ihtiyaç duyduğun anda eksik bir yanını tamamlayıveriyor bir tanesi çünkü. Sen yıldızların benim için yazdığı bir parçasın Safir, dünyamın karanlığına dayanamayıp beni terk eden ruhumun yerini doldurmak için bestelenmiş, dünyanın en güzel şarkısı." Ve bu ruhsuz serserinin kalbine dokunmayı başarabilen, Safir gözlü, kırık dökük bir melek. "Ve şimdi çal benim için Safir. Var olabilecek tüm sesler sussa bile sen, benim için çal...""

Sorumluluklarım altında ezilmeden geçirebileceğim bir günüm bile olmaması ait olduğum yerde olmadığım anlamına gelmiyordu. Mutluluk, neşe, huzur gibi hisler için fazla kötüydüm sanırım. O'nun için de fazla kötüydüm. Hayatımda ilk kez bencillik yaparak onu yakınımda tutabilir miydim?

İnsanlar neleri bilmediklerini bilemezler. Bilmedikleri şeyler onların hataları olamaz ve bunu seçme şansları olmaz. Sadece yaşamaya devam ederler . İlerde ne olacağı hakkında en ufak bir fikirleri bile olmaz. Bazı zamanlarda bilmemek en uygun metodudur. Bilince her şey berbatlaşır. Bir şeyleri öğrenmek ve anlık kalp krizi duygusu ile her şey mafolur. En fazla ne kadar süre boyunca kandırıldınız? Hayatınızda aptal olduğunuzu düşündüğünüz anlarınız olmadı mı? Benim hayatım bir yalan üzerine kurulu. Bildiğim tek şey. Toz pembe bir rüyanın arkasında yatan gizem ve uyanmak istemekle istememek arasında çekilen acı ve duygular. Hiç bir rüya gerçek değildir. Hiçbir kabusta gerçek değildir . Fakat rüyanın kabusa dönmesi ile kabusun seni uyandırması kesinlikle gerçektir. Etkisinden kurtulmak zaman alır. Benim tek bir rüyam ve kabusum oldu. Tek bir kere uyudum. Tek bir kere uyanacağım. Çünkü Bana gerçekleri veren bir kabusum var.

Alınmayın baylar ama bazılarınız gerçekten çok piç.Ve karşınızda dünyanın en şanslı(!)yazarı duruyor. Bilemeyeceğim ya çoğunuz piç yada ben fazla şansızım ki çoğu bana denk geliyor. Neyse fazla uzatmadan kararı siz değerli okuyuculara bırakıyorum. Şİmdiden söylüyorum %100 gerçektir. Tüm Hakları Yastığımın Altında Saklıdır. -_-

Bilinmeyen Gerçekler, Saçma Bilgiler ve daha fazlası hepsi burada o.O XoXo

eğer öğrenciysen bence bunu okumalısın ;))

Selam arkadaşlar ^^ İlk öncelikle bu çalışma bir hikaye değildir. Burada zeki (!) öğrencilerin sınavlarda cevabı bilmediğinde sınav kağıdına verdiği saçma - ki bence saçma olduğu kadar da mantıklı - cevapları paylaşacağız arkadaşım Ayşe ile. Eminim sizinde sınav kağıdına verdiğiniz bir sürü saçma cevaplar vardır. Eğer cevabınızı bizimle paylaşmak isterseniz bana mesaj atmanız yeterli.

Bir erkek... Hayatın sadece eğlenceden ibaret olduğunu sanan.. Ve bir deniz perisi... Bir sebeple dünyaya gelen.. Ve bir aşk... İmkansıza çare bulmaya çalışan..

Hikayeyi güncellemeyi unutmayın