please, don't.. ∕ markson.
edebiyatın gününe gün kattığı zamanlarda sadece kendini iyi hisseden Mark bu sefer hayatının yanlışını yapmış, hayatına kendi elleriyle son darbeyi atmıştı. from;; penthos to;; markson
edebiyatın gününe gün kattığı zamanlarda sadece kendini iyi hisseden Mark bu sefer hayatının yanlışını yapmış, hayatına kendi elleriyle son darbeyi atmıştı. from;; penthos to;; markson
ww852 : Sana bakarken kendimi kaybediyorum. Kahretsin, o kadar dar giymek zorunda mısın? myt626 : Pardon? Sen de kimsin? ww852 : Kalçalarına hayran olan birisi. -----------------------------------------
Jackson tekrar sırıtara sert bir şekilde ar arda beline vurdu kırbacı. Mark artık acıdan bayılacaktı.Tek yaptığı sessizce yorganı ısırmak olmuştu. Jackson sırıtarak kulağına eğildi. "Öldün mü Mak-kııı~"
bir süre görüşmeyelim tuan, emin ol bu ikimiz için de daha iyi olacak. -𝙖𝙣𝙙𝙧𝙤𝙢𝙚𝙙𝙖.
Bir dakika... MARK! Mark, yani mükemmel sevdiceği ona 'tatlı' demişti değil mi? Yumuşak ve tatlı...
"O benim arkadaşım Jackson! Şirket bu açıklamayı yaptı diye beni yargılayamazsın." "Mark daha fazla dayanamıyorum. Şirket istedi diye sevgili gibi davranıyorsunuz, şirket istedi diye aynı arabaya biniyor, aynı programlarda konuşuyorsunuz. Birbirinize sevgi cümleleriyle hitap ediyorsunuz." "Neden dayanamıyorsun?" "Seni...
Yağmurdan sonra daima gökkuşağı gelir miydi? Jackson'ın karanlık kolları Mark'ın renkli kalbini bulmuştu.
"Kafa karışıklığı ve oyunların hüküm sürdüğü bir dünyada ben daha ne kadar normal kalmaya devam edebilirdim?" "Devam edemezdin. Kalamadın." "Doğru. Kalamadım." Uyarı: Yazım yanlışları bulunabilir. Takacaksanız okumayın.♡