On yedi yaşında yüzü çil yuvası,gözleri Shrek yeşili,ve hayatı boyunca ''Saçlar lens mi?'' gibi tırışka espirilere maruz kalan,hayatı bir Sims karakteri kadar sıkıcı,hatta onlarınkinin dört beş gömlek beteri olmuş bir genç kız...Turuncu... O artık can sıkıntısına çözümler arıyor.O artık,Wattpad'de eleştiriler yazarak yazarları ve okuyucuları aydınlatma yoluna baş koymuş bir eleştirmen aday(Burada yazar beş yüz kez aday dedi.)adayı. Peki bu zorlu ve çetin yolda Turuncu,başarılı olabilecek mi?Yazabilecek mi?Aydınlatabilecek mi?Acaba o bir güneş mi,yoksa halovinlerdeki bal kabağı lambası mı? Cevapları öğrenmek ister misiniz? Sizi Turuncu'nun Watty Günceleri'nin bol övmeli,yermeli,Spoiler'lı sayfalarına bekliyoruz.

Bu bir Ahenk fenfikşınıdır.

Black Sabbath'ın şeytan eli müziğe uzandığında kemerini bağla ve hayatın tadına var. Metal gençlerin kendilerini dışa vurum şekli ancak amerikan aile müzik kurulu ve müzik eleştirmenlerine göre gençleri uyuşturucu ve cinselliğe itiyormuş. Hepsi hikaye!!! .Eğer metal saçlarınızı diken diken etmiyorsa bizi hiç anlayamamışsınız demektir, olsun anlamayın. Etraftaki milyonlarca hayrana bakıyorum da biz bize yeteriz.Çünkü "metal will never die"

Babam daima, bir gün büyük bir şey yapacağımı söylerdi. "İçimde bir his var, John Osbourne," derdi birkaç biranın ardından. "Ya olağanüstü bir şey yapacaksın ya da hapse gireceksin." Ve benim ihtiyar haklı çıktı. On sekizinci yaş günümden önce hapse girdim. İnsanlar bana hâlâ nasıl hayatta olduğumu soruyorlar, bense ne diyeceğimi bilemiyorum. Büyüdüğüm sırada, beni mahallenin diğer çocuklarıyla birlikte bir duvarın önüne dizseniz ve hangimizin altmış yaşına kadar yaşayacağını, hangimizin beş çocuğu, dört torunu, California ve Buckinghamshireda evleri olacağını sorsanız, bahsi kesinlikle kendi üzerime oynamazdım. Ama işte buradayım: Kendi hikâyemi, kendi sözcüklerimle anlatmaya hazırım, ilk defa. Hayatımın her günü bir olaydı. Otuz yıl boyunca tehlikeli miktarlarda alkol ve uyuşturucu aldım. Kafama inen bir uçaktan, kendimi öldürmeye yetecek aşırı dozlardan, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan ve bir cinayet suçlamasından kurtuldum. Tüm bunların ardından neredeyse ölüyordum: Saatte üç kilometre hızla giden bir arazi aracı yüzünden. Okuyacaklarınızın çoğu pek hoş olmayacak. Yaşamım içerisinde bazı kötü şeyler yaptım. Daima karanlık tarafa doğru çekildim. Ama ben şeytan değilim. Sadece Astondaki işçi bir aileden gelen ve daha iyi bir yaşam sürmek için fabrikadaki işini bırakan John Osbourne'um.

Bendeki koyu Metallica aşkı.

Metal'i ya hissedersiniz ya hissetmezsiniz! Metal size o her şeyi ele geçiren güç hissini vermiyorsa, saçlarınızı diken diken etmiyorsa, bunları hiç anlamayabilirsiniz. Öyle olsun, anlamayın. Çünkü çevremdeki metal hayranlarına bakıyorum da, sizsiz de idare ediyoruz.