Mortavia_0
- Reads 1,364
- Votes 45
- Parts 8
Zihin Kuyusu
Unutan mı daha çok acı çeker, yoksa unutmayan mı?
Derin ve Ilgaz...
Onların aşkı basit değildi. Sözlerle anlatılamayan, yalnızca sessizlikte anlaşılabilen derinlikte bir bağdı bu. Aynı acıdan geçmiş, aynı sessizliği büyütmüşlerdi içlerinde. Ama bir gün, o sessizlik boğucu bir gerçeğe dönüştü. Ilgaz, ardında bir mektup bile bırakmadan intihar etti. Denizin sonsuz karanlığına yürüyüp gitti.
Derin'in hayatı o gün durdu.
Aylarca süren tedaviler, kalbinde açılan boşluğu kapatamadı. O artık sadece yaşayan biri değil, kayıplarla nefes alan biriydi. Ilgaz'ın gidişi, onun içindeki bütün duvarları yıktı. Ne zaman gülse, boğazına düğümlenen gözyaşlarını hatırladı. Ne zaman uyusa, rüyasında o sahili gördü: Ilgaz'ın kaybolduğu yeri.
Ve sonra...
Bir gün, Derin kendi sonunu yazmak üzere yola çıktı. O sahile dönmeye, Ilgaz'ın vedasını tamamlamaya.
Ama o yolculuk, bir sona değil, yeni bir başlangıcın eşiğine çıkardı onu.
Kalabalığın arasında bir yüz...
Tanıdık bir bakış...
Derin'in kalbi dondu.
Gördüğü kişi, geçmişin hayaleti mi, yoksa gerçeğin ta kendisi miydi?
Hiçbir şey artık kesin değil.
Derin bu kez gerçeği arayacak.
Ama bazen gerçek, en çok hatırlamayanın zihninde saklıdır...
"Zihin Kuyusu", geçmişin suskunlukla örüldüğü, hatıraların kaybolduğu, ama duyguların hâlâ canlı olduğu karanlık bir aşk ve kayboluş hikâyesi.