bimilyonizm adlı kullanıcının Okuma Listesi
27 stories
Visal: Ahu Döngüsü  by humeyraao
humeyraao
  • WpView
    Reads 2,269,295
  • WpVote
    Votes 159,701
  • WpPart
    Parts 21
Ben ilk kez onun yangınında onunla yanarken bulmuştum kendimi. ''Alacalı...'' dedi büyülenmiş gibi. Alnı alnıma yaslandı. ''Alacalı Ahuşan... Bana yazılmış gibisin.'' Kaç kere döndü durdu parmakları tenimde sayamadım. ''Sabrın sonu selametse...'' Elleri benden ayrılıp bir iki adım karşıma geçse de sözleriyle beni kendine mühürledi sanki. ''Yemin ederim benim selametim bir sen, tek sen olacaksın.'' Bu hikaye bir kadının kocaman bir adamın kalbine düşüp büyümesinin hikâyesiydi.
Dönence by mitolojikbiri
mitolojikbiri
  • WpView
    Reads 899,825
  • WpVote
    Votes 50,532
  • WpPart
    Parts 46
"Alacalı Ala küçücük canın var onu da bu aç aslanın önüne bırakıyorsun." Medar uğursuz bir şehirdi, Ala Safir Rima ise bu şehirde yaşıyordu. Ve bu şehirde yaşamanın bir bedeli vardı. Ala Safir, yalnız kaldığı şehirde geçmişiyle yaşamak zorundaydı. Ta ki bir gece hayatını kurtardığı adama kadar. Lider Ulu Vasil. Soğuk, sert ve mesafeliydi. Tanrı'nın yarattığı en güzel ve en çirkindi. Gri gözleri, sözlerinden daha şiddetli bir şekilde kalbimi parçalayacaktı. Ve ben ona çocukluğumdan beri aşıktım. Hayatını kurtardığımda, bana bir anlaşma için geleceğini bilmiyordum. Anlaşmanın bana geçmişin sırlarını ve yeni bir hayatı vereceğini. Aile sırları, geçmiş ve o... Kalbimi parçaladığı her an ona daha çok aşık oluyordum. Ve onsuz geçireceğimi düşünmediğim bir gün olmadığını biliyordum.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,316,672
  • WpVote
    Votes 693,403
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,293,494
  • WpVote
    Votes 2,251,306
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."
İÇİNDE BİR SEN by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 55,713,220
  • WpVote
    Votes 1,674,701
  • WpPart
    Parts 59
Sen hiç bir kitap karakterine âşık oldun mu? O, oldu. Asıl tuhaf olan ise... Kitap karakteri de ona âşık olmuştu. "O gece bir kitapla tanıştım. Kaderime giden yolda bana rehber olacak bir kitapla." (DÜZENLENİYOR.) © Tüm Hakları Saklıdır! ©
ASİ ÇAKILTAŞI by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 18,607,964
  • WpVote
    Votes 683,238
  • WpPart
    Parts 62
Dışarıda devam eden bir hayat, içimde kalbi duran bir kız çocuğu vardı. Asi Merve Karakuyu, ailesi ve kendisiyle devamlı olarak savaş veren genç bir üniversite öğrencisidir. Ansızın bastıran yağmurun kelebeğin kanatlarını ıslatması gibi hayatına birdenbire giren esrarengiz bir adam, Asi'nin hayatını kökten değiştirmeye başlar. Asi ne kadar kaçmaya çalışsa da kader ağlarını her seferinde karşılaşmaları için örecektir. "Kelebeğin kanatları ıslanırsa parçalanır," dedi bana yavaşça. "Ama sen zaten paramparçasın küçücüğüm." "O zaman bırak," dedim. "Islanayım."
YILANLAR & SAVAŞÇILAR °VERA° by Seydanur_ipek
Seydanur_ipek
  • WpView
    Reads 1,521,083
  • WpVote
    Votes 145,439
  • WpPart
    Parts 99
"Bu dünyada kanın da, acının da, savaşın da sonu yoktu." Gece, dedesinin ölümü üzerine annesinin doğup büyüdüğü Vera şehrine gider ve orada annesi ile bir hayat kurmak için çabalarken şehrin sırları karanlıklardan çıkmaya başlar. Bu sırlar onun gerçeklerine dönüştüğünde Gece artık başka bir dünyanın içine çekilmektedir. Ait olduğu yere... Yılanlar ve Savaşçıları, kraliçelerin kanından gelen düşman soyları, melezleri ve savaşın kendisini tanır. Kanı görür, acıyı tadar, aşkın şehvetine bulanır. Bu dünyada ait olduğu boşluğu bulur, ait olduğu doğru yapbozun en değerli parçası haline geldiğinde artık elinde bir taç tutuyordur. Vera'ya hoş geldiniz. 15 Haziran 2023 tarihinde yeniden yayımlanmak üzere Yılanlar ve Savaşçılar kitabı saat 00.00'da yayımdan kaldırılacaktır. Çok geçmeden 20 Haziran tarihinden yeniden yayımlanmaya başlayacak ve bölümler gün aşırı gelecektir.
NEKROKİNEZİ • Zifir by S-Mare
S-Mare
  • WpView
    Reads 2,215,541
  • WpVote
    Votes 179,869
  • WpPart
    Parts 79
~Wattys2018 Modernistler kazananı~ *TAMAMLANDI* 🔥 Çok az kaldı. Benzini döktüm ve çakmağı da ateşledim. Alevlerin göğü sarmasına çok az kaldı. Hepimiz ısınacağız! Hem de iliklerimize kadar... -Ciara Archer 🔥
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,390,923
  • WpVote
    Votes 541,996
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.