Sıkıcı bir okuldan daha kötü ne olabilir diye düşünen zavallı 8. sınıf öğrencilerinin başına dershane belası geliyor. Acımasız aileler çocuklarını Karar Dershanesine yazdırıyor. Ve ne mi oluyor? Hiç kimsenin beklemediği bir dershane komedisi. BARIŞ: Öğretmenleri çileden çıkaran ama zeki bir öğrenci. Ödev yapmaktan nefret ediyor ve yapmıyor. BERNA: Dört dörtlük bir öğrencilerden ve dershanedeki nadir çalışkanlardan. Asla devamsızlık yapmıyor ve ödevleri her zaman tam. BÜŞRA: Ailesinin zoruyla dershaneye gidiyor. Arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle arası iyi. ÖMERCAN: Dershaneye en çok zarar veren kişi. Komik, sıradışı ve konuşkan. TARIK: Çok konuşanlardan ama çalışkan. METEHAN: -1500 soğuk espiri. İBRAHİM: Çok yavaş yazı yazar. Çok garip bir insandır. Lakabı İbraam. SONER: Sadece bir insan. Berna 'dan çok korkuyor. ÖZLEM: Çok çalışkan. Gitar çalıp şarkı söyleyebilen, yetenekli birisi. İngilizce ondan sorulur. YAREN: Deli dolu bir kişiliği var. Tanıyan ondan kopamıyor. Öğretmenleri çileden çıkartıyor ve Barış'a işkence çektiriyor. ZEKİ HOCA: Bu öğretmeni anlatmaya kelimeler yetmez. Matematik öğretmeni. CAFER HOCA: Çok komik olmasına rağmen ciddi bir öğretmen. Matematik öğretmeni. ETHEM HOCA: Depremde sallanmayan tek kişi. :)

"Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."

Tüm seçenekler aynı yere çıkıyorsa ve siz seçeneklerde kaybolup bir sonuca ulaşamıyorsanız Emir ve Beste'yi çok seveceksiniz.

Güclü , hırçın , asi Selin...Tek istedigi kendi dünyasinda ferah ve lüks icinde özgürce yasamak..Onu korumak,değiştirmek isteyen ve bu uğurda bir oyun oynayan büyükbaba...Oyun ise yakisikli korumamiz.. Ozgur kizimiz korumaya alisabilecek mi? Yoksa aşik mi olacak? Yoksa nefret mi edecek? Her ikisi de olmasin :)...

Bir kadın.. Bir adam.. Bir ev.. Peki bu üçü bir araya geldiğinde neler olacak dersiniz? Merak ediyorsanız Cihangir 'Numara 12'de buluşalım.

14 yaşında yazdığım bir hikaye. Birçok eksik var farkındayım. Ancak lütfen, 14. En azından burada dursun, 14 yaşında iyi iş çıkardığımı düşünüyordum. Dolayısıyla o yaşlardaki kitlenin hoşuna gideceğini de biliyorum. İyi okumalar. -Beyza Doğuç.

Adel, hayatın yükünü taşıyamadığına karar verdiği bir günde, kendini bir uçurumun ucunda geride kalan her anısıyla vedalaşırken buldu. Gözleri daha fazla gözyaşlarını taşıyamazken kollarını iki yana açtı. Bir adım ilerledi ve rüzgâr saçlarını savurdu. Her şeyin bittiğini düşündü. Ona karşı sevgisini hiç gösterememiş annesinin tavırlarının, babasının yabancılığının, her gece başını yastığa yalnız koyuşlarının, soğuk odasının o kasvetli havasının... Her şeyin. Rüzgâr tekrar bedenine saldırırken bu sefer savrulan tek şey saçları olmadı, dengesini kaybederken kendini boşluğa bıraktı... Ve tam son anda beline dolanan ellerinin sahibiyle hayatı hiç olmadığı kadar değişti. O adam, ölüme meyilli bir kızı onu yaşatacak kadar çok sevdi. Yıkık bir ailenin, prenses ve kurbağa masalının, her an varlığını sonlandırmak isteyen bir kadınla onun için her şeyi göze alabilecek adamın gri hayatlarının deniz kokan hikâyesi... "Genelde küçük adımlar atan kadınımın bana koşarak gelmelerini sevdim ben." Bu kitap Epsilon Yayınevi ile 2016 yılında raflarda yerini aldı.

"Elimden gelse hâli hazırda kenetlenmiş ellerimizden güç alıp onu bu evden kaçırırdım. Denizi görebileceğimiz bir yere giderdik belki... Hiç konuşmazdık. Dudaklarımız değil, dokunuşlarımız konuşurdu bizim yerimize... Başımı onun geniş omzuna yaslayıp burnumu boynuna gömerdim. Onun o tatlı kokusunu doya doya içime çekip gözlerimi yumardım. İnanıyorum ki birlikte olsak her şey daha güzel olacaktı. Belki daha kolay..." Ailesi, kızkardeşinin tedavisi için Amerika'ya gittikten sonra Balkanlı Ailesi'nin evinde yaşamaya başlayan İde'nin hayatı, bir gün rüyasında evin oğlu Aslan'ı görmesiyle tamamen değişir. Herkese ve her şeye karşı soğuk ve ilgisiz görünen Aslan Balkanlı'ya yavaş yavaş âşık olmaya başlayan İde, tutulmaya başladığı adamın buzlarını eritebilecek mi? Yaralı bir aşkın hayaletiyle boğuşan Aslan ise onu seven bir kadının varlığını kabul edebilecek mi?

On altı yaşına gelen Clair Strayder beş farklı topluluğa bölünmüş olan Chicago'da Bilgelik topluluğunda yaşamaktadır. Her yıl düzenlenen topluluk seçimi törenleri çok yaklaşmıştır ve Bilgelik'in başkanı olan ve aynı zamanda Clair'in arası pekte iyi olmayan ablası Eveleyn Boul kardeşine Bilgelik topluluğunu terk etmesini söyler. Önceleri bu teklifi reddeden Clair daha sonradan ablasını bile şaşırtacak bir karara varır ve Cesurluk topluluğuna geçer. Clair'den umutsuzca hoşlanan Dave ise bir uyumsuzdur. Uyumsuz demek birden fazla topluluğa ait olmak demektir ve insanlar tarafından oldukça tehlikeli olarak kabul edilir. Her ne kadar Dave kendini korumak istese de Clair'e verdiği önemden dolayı oraya ait olmadığını bile bile Cesurluk topluluğunu seçer. Bu durum Clair'ı şaşırtır. İkili yeni topluluklarına her ne kadar alışmaya çalışsalarda bir şeylerin ters gittiğinin de farkındadır. Pek çok kişinin tüylerini ürperten bir savaş çok yakındır. Bu hikaye Veronica Roth'un yazdığı Uyumsuz serisinin hayran yapımı hikayesidir. Orijinal kitaptaki karakterlerle herhangi bir ilgisi yoktur. Tüm hakları saklıdır.

Almanya'ya gitmemle hayatımın degismesi, neredeyse ayni anda oldu. Yeni okuluma alısmak bir yana bir de evde beni bekleyen bir cocuk vardi. KUZENİM!