"No-please-don't do this!" Seraphina sobbed, her voice cracking as she clung to her eldest brother's wrist. "I-I'll be good. I'll do whatever you say, just don't-" A sharp crack echoed through the room as his palm struck her cheek, sending her crashing to the marble floor. Pain exploded across her skin, but it was nothing compared to the terror clawing at her chest. From above, his voice was cold. Unmoved. "You will marry him." She shook her head wildly, crawling backward until her spine hit the wall. "He's a monster," she whispered, her breath shuddering. "He's not human. Please, don't make me do this. I'll die." Her second brother crouched in front of her, grabbing her chin roughly, forcing her to look at him. His lips curled, eyes void of warmth. "Then die." Her breath hitched. "But you will die as his wife." The door behind them creaked open. Heavy footsteps. Her father stepped inside, his expression unreadable. "Lock her in this room," he ordered. "She will not step out until her wedding day." Sera thrashed as hands seized her, dragging her toward the massive iron doors. "No! Please-Father, please!" But he didn't even look at her. The last thing she saw before the door slammed shut was her brothers standing side by side, indifferent as she was thrown into a fate worse than death. Then darkness. And the only thing left was the suffocating truth. She was a sacrifice. A bride to the Sinister, a devil himself. #A STANDALONE BOOK

Dilhun kitabında geçen Karan ve Mavi'nin hikayesidir. Bu kitabı anlamak için diğerini okumanıza gerek yoktur. Kırdığın kalbin vebaliyle yaşar, Seni bir daha kalbine almayacağı gerçeğiyle ölürsün. Unutma; Gitmek, ihanet etmektir. Gitmek, seni aslında sevmedim demektir. Gitmek, sana adanmış bir kalbin içine acımasızca tükürmektir. Ve gitmek, En çok sen demektir. Yayınlama tarihi: 14.02.2024

Yalnızca yedi yaşında olan bir kız çocuğunun ölümü ve ardından getirdiklerini içeren bir kitap olacaktır. Kız çocuğunun ölümüyle beraber ablası her şeyini kardeşinin intikamına adar ve tabiki bunun bazı getirileri olur. Sizler Naz'ın alacağı intikamı, izleyeceği yolları okuyacaksınız. UYARI: +18 ögeler içermektedir. Kan, ölüm, şiddet gibi kavramlar olacaktır.

KİTAP BAŞLANGIÇ - 08.02.25 SON GÜNCELLEME -11.06.25 Her şeyin farkındaydı. Ama hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmak zorundaydı. Vildan Armevo, babasının borçları yüzünden bir boks ringinin ortasına atıldığında, karşısında Ateş Vargas vardı. O an, yalnızca bir maç değil, bir hayatın dönüm noktasıydı. Ya kazanacak ve Vargaslarla olan bağını tamamen koparıp kendi yoluna devam edecekti Ya da kaybedip onların gelini olacaktı. Peki, Vildan gerçekten Vildan mıydı? Yoksa geçmişinde sakladığı bambaşka bir kimliği mi vardı? Yeşim Armevo'nun katili kimdi? Rauf Aslan gerçekten yardım mı ediyordu, yoksa ardında başka bir şeymi vardı? "Teslim ol" ama bu bir son değildi. Belki de şimdi başlıyordu her şey. Kan, aşk, ihanet ve sırlarla örülü bu hikâyede hiçbir karakter göründüğü gibi değil. Ve hiçbir gerçek tek başına ayakta kalamaz. Tüm karakterler ve olaylar hayal ürünüdür. Gerçek kişilerle ilgisi yoktur.

GERÇEK BİR HAYAT HİKAYESİNDEN UYARLANMIŞTIR. AŞİYAN İstanbul'da hukuk okuyan Esila, tatil için ailesinin yanına Mardin'e döndüğünde, onu bekleyen karanlık yazgıdan habersizdir. Yıllar önce, çocuk yaşta Aram onu görmüş ve etkilenmiş; Aram'ın babası ise "Bu kız senin gelecekteki eşin" diyerek kaderin ilk düğümünü atmıştır. Esila için yıllar öncesinden örülen bu ağ, dönüşünde kapanmaya hazırdır. Törelerin ağır gölgesi altında, kendi iradesi dışında Aram'la evlendirilir. Küçükken doğudaki kızların haklarını savunmak için avukat olma hayalleri kuran Esila, bu kez kendi hayatını savunamamanın acısıyla baş başa kalır. İçindeki isyan, özgürlük özlemi ve geçmişteki hayalleri her geçen gün daha da derinleşir. Aram ise, yıllardır hayalini kurduğu kadını elde etmiş olmanın mutluluğuyla, onun kalbini kazanmak için her yolu dener. Ancak bu evlilik; tutku ile öfkenin, sevgi ile nefretin, bağlanma ile özgürleşme isteğinin çarpıştığı bir savaş alanına dönüşür. Her dokunuşları bir yara, her bakışları yeni bir yangın gibidir. Gerçek bir hikâyeden uyarlanan Aşiyan, aşkın yalnızca mutluluk değil, bazen de en ağır mahkûmiyet olduğunu gözler önüne seriyor. Bu roman; töre, özgürlük, aşk ve yıkım arasında sıkışmış iki insanın, hem birbirlerini yıkıp hem de yeniden inşa edişlerinin çarpıcı bir anlatımı... Bu kitapta Esila ve Aram'ın değil, kendi yaralarınızı da göreceksiniz. "Sevmek kurtuluş mudur, yoksa yıkım mı?" sorusunu her sayfada yeniden soracaksınız. Bazı hikâyeler vardır, bittiğinde bile zihninizden silinmez; Aşiyan işte tam olarak böyle bir hikâye.

Yatağın baş ucundaki küçük bir kağıt parçasına yazılan iki cümlenin içerisinde kalem delikleri vardı; harfleri bir araya getirirken kâğıdı parçalamaktan son anda vazgeçen bir saldırganlıkla yazılmıştı. Saldırganlığı yazdığı sekiz dokuz kelimeyle veda eder gibi değil, Alara'nın kalbini nefretin kollarına bırakır gibiydi. ❝Hesaplaşmamız gerekenleri şimdi hesaplaşmayacağız Alara. Geceyi de yaşanmamış say.❞ Yiğit Uygar Palaslı'nın satırlarında ihtirasa karışan bir öfke ve Alara'nın ihanetine duyduğu inanç vardı. Ve Yiğit kadar kimse, ihanetle körüklenerek yakıp yıkamazdı. Büyük bir kumpas. Palaslı'ların sergisinden çalınan değerli antikalar. Ve suçlanan Alara Yücesoy. Onların tehlikeli, 'itibar palası' oyununa ortak ol.

Olivia was everything to Xander Thorne-his reason to breathe, the center of his world. She was the bright light in his dark empire, the promise of a life he never thought he could have. Their love was all-consuming, fierce and tender, built on whispered dreams of a future they'd both believed in. But when Olivia was framed for a betrayal she never committed, everything they shared was put to the ultimate test. Instead of standing by her side, Xander let doubt and fury blind him. In a single night, he tore apart the life they had built-burning not only her art but the memories that meant everything to her. Now, standing in the wreckage of what they once shared, he sees the truth. And it's enough to break him. Because Olivia wasn't just his wife, wasn't just the woman he'd built his future around-she was the air he breathed, the blood in his veins. And without her, he's nothing. He'll do anything, risk everything to win her back. To prove that what they had wasn't just a dream lost to ash. Because she's still his world. And he won't stop fighting for her, no matter how much she hates him.

Mia and Kade met in college. What started as something unexpected turned into everything. The kind of connection people don't believe in until it's already swallowed them whole. They got married. Young, fast, fully. Two years in, their life looked like a dream-intense, passionate, untouchable. They weren't just in love-they were each other's entire world. Until one night destroyed it all. One photo-doctored, planted, and completely false-landed in Kade's hands. Without asking a single question or giving Mia a chance to speak, he made a decision that would change everything. Convinced she had betrayed him, he threw her out of their home without explanation. But Mia never betrayed him. The evidence was a lie. The truth was something Kade never gave her the chance to say. And by the time he learns what really happened, it may be too late to fix what he destroyed. Because trust is easy to break. And not everything broken can be rebuilt.