Yeşil Gözlü kız(Zeynep)
8 stories
Gizemli Yakışıklı by GloriaFlower
Gizemli Yakışıklı
GloriaFlower
  • Reads 229,530
  • Votes 11,402
  • Parts 36
Masmavi güzel ve donuk bakan gözler... Tam karşımda durmuş, benim gözlerimin içine bakıyordu. Gözleri o kadar güzeldi ki, içinde hapsolmuştum adeta! Yavaş adımlarla bana yaklaşınca tedirgin olmaya başladım. Yine varlığımı belli etmiştim sanırım! Aramızda elli santim mesafe kaldığı esnada, heyecanım iki katına çıkmıştı. Bakışları sadece benim gözlerimde sabitlenmişti. Sanki... Sanki beni görüyor gibiydi... ''Demek konuşmamakta ısrarcısın... Sandığımdan daha zeki çıktın.'' Sesini ikinci kez duymuştum ve yine derinden etkilenmiştim. Ama yine de ne olursa olsun kimliğimi belli etmemek için sessiz kalmalıydım. Ne olursa olsun benim kim olduğumu bilmesini istemiyordum. Aramızda sadece bir adam sığacak kadar mesafe kalınca kaçmak için çok geç kaldığımı anladım. ''Sana bilmediğin bir şey söyleyim mi? Beş yüz kişi, hatta bin kişilik bir topluluğun içinde bile olsan seni tanırım. Sadece kokun ve...'', diyerek sağ elini kaldırarak yüzümü okşadı. ''Tenin yeter!''
Bay ukala by Lovesshineee
Bay ukala
Lovesshineee
  • Reads 57,116
  • Votes 2,928
  • Parts 53
"Ağlama" diye fısıldadım kulağına. Şiddetli ağlaması devam ediyordu. "Buldum güzelim , buldum anneni ,Ağlama artık. Annen iyi olucak, sana söz verdim ve anneni buldum. Tekrar söz veriyorum, annene bir şey olmayacak söz, Kaan Taşer sözü." Deyip gülümsedim. Ağlaması biraz hafiflemişti. Bedenini benden ayırıp gülümsemeye çalıştı. Tipine kurban olduğum çok güzeldi. Kollarından tutup oturtturdum onu. Bende yanına oturdum, başını göğsüme yasladığında sakinleşti. İstemsizce saçlarını okşayıp kokusunu içime çektim. Asya kafasını yavaşça kaldırıp kızarmış gözlerini benim gözlerime odakladı. "İyi ki varsın Kaan."
MAHALLE ARASINDA  by Nehirbeeen
MAHALLE ARASINDA
Nehirbeeen
  • Reads 126,032
  • Votes 4,784
  • Parts 43
"Faik abi yine mi kavga ediyorsunuz allah aşkına ya" "Sus Melisa parçalayacağım bu Behçeti yoksa gözüme uyku girmeyecek bu akşam" "Abi Melisa değil Melsa lütfen ama artık yeter yahu" Diyebilirdim ismimin Melisa değil de Melsa olduğunu söyleyebilirdim. Ama canım arkadaşım Olcay araya girmeseydi... "Parçala Behçeeet" diye bağırdı Olcay. Behçet abinin biricik kızıydı o. "Yılların gelmiş geçmiş en iyi bakkalcısı benim Faik artık bunu öğrensen iyi olur soyadının hakkını veriyorsun kulağın yok duymuyorsun herkes benim ne kadar iyi mallar sattığımı konuşuyor. Seninkilerse hep bozuk tarihi geçmiş hahaha. Ayrıca Olcay eve bi gidelim parçalayacağım ben seni yavrucum." Eyvah Behçet abi bunu demeyecektin kendi ölüm fermanını kendin yazdın. Şu hayatta en iyi bildiğim birşey varsa o da Faik kulaksız abimin soyadıyla dalga geçilmemeliydi... Sende sıcacık aile sevgisi,mahalle kavgaları,mahalle dedikoduları,altın günleri,aile komedileri,entrikalar ve daha niceleri için hemen okumalısın! Üstelik her şey aramızda :)
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
YARALASAR(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Reads 16,529,233
  • Votes 669,632
  • Parts 55
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
STAJYER (TAMAMLANDI) by sumeyye_459
STAJYER (TAMAMLANDI)
sumeyye_459
  • Reads 2,893,661
  • Votes 116,141
  • Parts 107
"Kaç kadınla birlikte oldun bilmiyorum ama ben onlardan biri değilim tamam mı!" sinirden ağlıyordum,savaş sabır diler gibi yukarıya bakarken sakin olmaya çalışıyor gibiydi. "Ben seni hiçbir zaman aynı kefeye koymadım, ne tür şeyler düşünüyorsun bilmiyorum ama böyle şeyler düşünme derin" "Ben sadece buradan gitmek istiyorum" "İstemiyorsun"sakince fisildarken tüm gücümle bağırdım. "Ben bu kahrolası yerden gitmek istiyorum anladın mı?" Savaş bana biraz daha yaklaşırken yumruk attığı elini umursamayip kalbimin üzerine koydu. "Ne olursa olsun,ne yaparsan yap sen benden gidemezsin stajer" yumuşacık çıkan ses tonu beni daha çok kendine çekerken daha çok ağlamaya başladım. Elleri belimi sararken kafamı göğsüne koydum. Göz yaşlarim gömleğini islatmişken saçımı yavaşça okşadi. Her seferinde yelkenleri suya indiriyordum. Neden söz geçiremiyordum kalbime! Ne yapacaktım ben? Onsuz da olmuyordu onunla da olmuyordu. Belki de aşk dedikleri şey tam olarak buydu.
TAKINTI by suheda_zsy
TAKINTI
suheda_zsy
  • Reads 3,789,817
  • Votes 142,432
  • Parts 81
Ona hiç sarılamamıştım mesela. Hiç elini tutamamıştım. Hiç öpememiştim. Hiç koklayamamıştım. Hiç sevdiğimi söyleyememiştim. Hiç dokunamamıştım. Hiç beraber uyuyamamıştık. Hiç saçlarıyla oynayamamıştım. Hiç dizlerine yatamamıştım. Hiç özlediğimi söyleyememiştim. Hiç, hiç bu kadar değersiz hissetmediğimi anlatamamıştım. Bu kadar hiçin arasında, her şeyim olmayı nasıl beceriyordu? Çünkü bir gülüşü yetiyordu bana. Sayılı sayıda görsem de, yetiyordu. Kıvrılan dudakları hiçliğe meydan okuyup, her şey hâlâ benim elimde, diyordu adeta. 'İstersem bütün hiçliği, çivileri ile beraber tabanından söküp, yerine istediklerimi dikebilirim. Hiçi hep, zerreyi zirve yapabilirim. Her şey hâlâ benim elimde.' Umut var, sadece biraz naza çekiyor kendini. Tutarsam bırakmayacağımı, benim onu dibine kadar harcayacağımı ve ortalığın tozunu attıracağımızı biliyor. Hâliyle gelmiyor. Çünkü küçücük bir umut ile bütün dünyayı karşıma alacağımı bilen herkes gibi, o da korkması gerektiğini biliyor.
Abimin Kankası || Texting by terayaziyore
Abimin Kankası || Texting
terayaziyore
  • Reads 4,003,833
  • Votes 211,730
  • Parts 70
Bilinmeyen: Abimin kankası olmasaydın olmazdı değil mi? Bilinmeyen: Şu kocaman okulda gittin Bilinmeyen: Her yerden sik gibi fırlayan abimi buldun Bilinmeyen: Ve onunla kanka mı oldun Bilinmeyen: Bu mudur yani? Bilinmeyen: Hiç beklemezdim senden Bilinmeyen: Cık cık
Mahalle Çocukları by ZehraAmuce
Mahalle Çocukları
ZehraAmuce
  • Reads 601,487
  • Votes 27,501
  • Parts 40
Tam kapıdan çıkacaktım ki birine çarpmıştım. Yerden gelen kırılma sesiyle bakışlarım yere yöneldi. Çocukluk oyuncağım olan atlı karınca kutumun yerde binbir parçaya ayrıldığını gördüğümde bütün vücudumda hem hüzün hemde elektrik dalgası geçti. Yere eğilip parçaları toplamaya başladım az önceki çarptığım çocuk yanıma çömelip parçaları toplamaya başladığında eline aldığı bir parçayı elinden çektim. Kafasını kaldırıp bana baktığında ben ayağa kalkmıştım bile. " Bırak." Ağır ağır ayağa kalkıp boyunun boyumu geçmesini göz önünde bulundurmadan karşımda dikildi. " Sadece yardım etmek istemiştim." Sadece yardım mı? Bunun sadece olan bir tarafı var mıydı? Oyuncağım kırılıyordu ve onun yaptığı sadece yardımdı. Sadece. " Allah razı olsun çok yardımcı oldun." Dediğimde sırıtır gibi oldu. Kafasını sağa sola sallayarak parmağıyla beni gösterdi. " Bana çarpan sendin." Gözlerim bu cevapla kısılırken inatla bir cevap bulmaya yeltendim. Ama bulamamıştım. Burada haklı olabilir miydi? O kadar hızlı gelmeseydim ona çarpmazdım ve böylelikle kutu da kırılmazdı. " Oyuncak kutumun sende ne işi var?" Bir yerden onu suçlu yapmak istiyordum. Çünkü yüzünde sakladığı sırıtma benim haksızlığım ile ortaya çıkarsa delirebilirdim. " Çocuk yardım etmek istedi bende kutuyu verdim. Nereden bilecektik kırılacağını." Annem karşımdaki çocuktan daha önce savunmaya geçtiğinde daha çok bozulmuştum. " Peki." Sadece bu çıkmıştı ağzımdan. Annem koltuğu taşıyan adamlara talimat verirken az önceki çocuk ise sırıtmaya başlamıştı. Ona sinirle bakıp yanından yürüdüm hızlıca.