seydanur_buyuk
- Reads 5,027
- Votes 629
- Parts 41
"Kız Kulesi koca boğazın ortasında yalnız başına bütün asilliği ve güzelliğiyle bakan herkesi kendisine hayran bırakan bir şaheser. Nice aşklara şahit olmuştur, nice destanlara konu olmuştur varlığı ama yapayalnızdır. Bu yalnızlık onunda ruhunu karartmış, martılara eşlik eden neşesi kaybolmuş. Bütün bu yalnızlığı ile sıkılırken neredeyse kendi inşaasından 1300 yıl sonra İstanbul'un siluetinden dimdik yükselen yakışıklı bir kule görür. Galata Kulesi'ni." dedim bakışımı manzarada duran Galata'ya ve Kız Kulesi'ne çevirerek. Güneş'te yüzünde tatlı tebessümüyle manzaraya baktı.
"Galata Kulesi tüm heybetiyle yükselmiş Kız Kulesi'nin karşısında. Kudretli duruşuyla öyle yakışıklı gözüküyormuş ki Kız Kulesi'nin ona vurulmaması imkansızmış. Galata Kulesi'de gördüğü ilk gün vurulmuş bu nazlı kıza. Ama çok ulaşılmazmış Kız Kulesi onun için. Acaba bilse onu sevdiğini karşılık verir mi diye düşünüp dururmuş kendince." dedim Galata Kulesi'ni kendime benzetmiştim.
"Tarih içinde kimi zaman aşkından yanar, kimi zaman çaresizlikten yıkılmış ama her defasında tekrar inşaa ederler. Her yükselişinde bir daha aşık olur Kız Kulesine ama arada koca bir deniz var nasıl anlatsınlar ki hislerini. Birbirlerinin de hislerini merak eder olmuşlar. Ya sevmezse beni diye endişe ediyormuş her ikiside."
"Olur mu hiç neden sevmesin? Sever o da." dedi Güneş.
"Sevsin tabii." dedim. İkimizde birbirimizden bahsediyorduk ve anlamıştım ki Galata ve Kız Kulesi gibi bizimde bir çok hikayemiz olacaktı.