...
7 stories
Abiciklerim by mucizevi_kiraz
mucizevi_kiraz
  • WpView
    Reads 605,762
  • WpVote
    Votes 35,599
  • WpPart
    Parts 98
"Tavukları pişirmişim, hacıyıda çarşıya göndermişim Tavukları pişirmişim, merveyide çarşıya göndermişim. Merve tavuk ,tavuk; tavuklara inanma! Tavuklar köti köti, tavuklar zalım zalım. Merveyide pişirmişim, tavuğuda çarşıya göndermişim" Galiba bi yerde yanlış söylüyorum ama çözemedim. Hımmm, bir problem yok. "Ulan hangi şarkı katili bunu söylüyor?" Can abimin dediği şey ile sırıttıp elimi kaldırdım. Eeee sonuçta mükkemel bir şarkı koymuştum ortaya, taktir edilmem gerehli Hey, hey! Sen! Gelde bana eşlik et Beraber kuş olup hayallerimizin üstünden uçalım, içine girmeyelim çıkamayız. ❤❤❤❤ Onun dünyasında normallik yasak. O hayata kendi yönünü katmayı seven bir leylek. Hayata mutluluk getirmeyi iyi bilen bir mal. Bir delikten kendi hayatını tasarlayan bir deli. Pembe hayalleri yok olmuş bir peri. Onun kadar mal, gereksiz, salak, deli birini göremezsin. O seni bu dünyada bekliyor, ya sen onun bu çılgın dünyasına hazırmısın? Hazır değilsen seni 3 hayır ile uğurlayabiliriz ama hazırsan; ağlayıp, gülüp, şaşırıp, kızmaya hazır ol! Hadi başla! Bakalım sonuna gelebilecek kadar çılgınmısın? (Eski Adı: Leylak Kuşu) ❤❤❤❤❤❤ Eğleneceğin kadar ağlayıp, sövebileceğin bir kitap.😄😄 Ama ağlayıp söverken bile gülmeye hazır ol😄😄😄 Atmadığınız kahkaları atacaksınız💗 Kitabın; karakterle, sözlerle vb. Herşeyle bana aittir, çakarsanız yasal işlem başlatmaktan çekinmem! ufak yazım hataları için özür dilerim ❤❤❤❤❤❤
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,184,306
  • WpVote
    Votes 722,621
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
SEN ONA AŞIKSIN by Miss_Winchesterr
Miss_Winchesterr
  • WpView
    Reads 1,117,565
  • WpVote
    Votes 53,880
  • WpPart
    Parts 55
Umut Çağlayan. Bu isim benim çocukluğum. İlk kalp çarpıntım, ilk acım, ilk yaramdı. Bana hem, ömrüm boyunca kimsenin veremeyeceği güveni veren, hem de bana ömrüm boyunca insanlara güvenemeyeceğimi öğreten kişiydi. O benim zaafımdı. Çoğu zaman gözlerime dolan yaşların sebebiydi, hiçbir şey yapmadığı anlarda bile. Çünkü o bir kere yapacağını yapmıştı ve dahasına gerek kalmamıştı. O benim en güzel yıllarıma ihanet lekesini süren bir zalimdi. Hem de hala kalbimi hızlı hızlı çarptırabilen aşık olduğum zalim.
DRAMEN (Tamamlandı) by -BUSR4
-BUSR4
  • WpView
    Reads 1,866,420
  • WpVote
    Votes 122,559
  • WpPart
    Parts 45
HİKAYE İÇİN YAPILAN YORUMLAR "Okuduğum en güzel fantastik hikayelerden birisi. Elementleri farklı bir olayla birleştirmen örneğin; doğanın kızı çok hoş olmuş. Hikayeye karşı içimi bi' heyecan kapladı, çok başarılısın." "Watpatte okuduğum şüphesiz ki en en en iyi kitaptı bu emek bu hayal gücü bu kurgu boşa gitmemeli. Hikayen muhteşem lütfen kitap yazmaya ara verme bu yetenek harcanmamalı.." "Tek solukta okuduğum efsane bir kitap yazmışsın. Emeğine, hayal gücüne sağlık." "Hikayeyi yeni okunmaya başladım. Gerçekte akıcı ve sürükleyici bir anlatım şeklin var. Uzun zamandır bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum. Helal olsun!!!" "... kitabı 2 günde bitirdim. Yemin ediyorum okuduğum en güzel fantastik hikayelerden birisiydi. Umarım başka kitaplar da yazarsın." ~~~ ~~~ Belinay, pek de sıradan sayılmayan bir hayat sürdürmektedir. İç Anadolu da okuduğu üniversiteden bir arkadaşıyla dışarı çıktığında bunu daha iyi fark eder. Arkadaşıyla gittiği mekanda, arkadaşının sevgilisinin canlı müzik yaptığını öğrenir ve birkaç gün sonra arkadaşı, sevgilisi yüzünden hastaneye yatırılınca Belinay kontrolünü yitirir. Doğrudan mekana gidip arkadaşının sevgilisiyle yüzleşince elinde olmadan sahip olduğu güçleri gün yüzüne çıkar ve hayatı tamamen değişir. Olanlardan sonra ülkesini terk etmek zorunda kalıp yeni memleketi olan Dramen'e taşınır ve hayatını orada yaşamaya başlar. Dramen de onun gibi özel güçlere sahip insanlar vardır ve Belinay, onlarla birlikte aşkı, kardeşliği, nefreti, kendi saklı gerçeklerini, affı öğrenir. Ve dünyanın en özel ejderhasıyla tanışıp, en güzel hislere, dostluğa, sadakate ve merhamete kucak acar. Ve yaşayacağı maceralara...
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,817,553
  • WpVote
    Votes 192,870
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,357,922
  • WpVote
    Votes 694,348
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
Karantina Serisi by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 113,794,767
  • WpVote
    Votes 4,586,332
  • WpPart
    Parts 181
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı. Karantinanın akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında buldu. Üstelik yalnız değil, onlar da yanında... Mahşerin üç atlısı. Bu, sadece bedenleri değil ruhları da karantinaya alınan dört kişinin hikayesi. Bu onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikayesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, birbirlerine gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikayesi. Bu mahşerin dört atlısının hikayesi. Şimdi, bizimle misiniz? "Bizim bedenlerimizi karantinaya almadılar. Ruhlarımızı karantinaya aldılar. Bizim ruhlarımız tanıştığımızdan beri karantina altında. Ne çıkabiliyoruz bu karantinadan, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Ruhlarımızı birlikte bir karantina altına aldılar, ve bizim bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda bile birlikte olacağız, ama özgür olacağız. Savaş bitti, ve biz sağ kaldık. Savaş bitti, ve biz hala ayaktayız."