Sıkıcı bir okuldan daha kötü ne olabilir diye düşünen zavallı 8. sınıf öğrencilerinin başına dershane belası geliyor. Acımasız aileler çocuklarını Karar Dershanesine yazdırıyor. Ve ne mi oluyor? Hiç kimsenin beklemediği bir dershane komedisi. BARIŞ: Öğretmenleri çileden çıkaran ama zeki bir öğrenci. Ödev yapmaktan nefret ediyor ve yapmıyor. BERNA: Dört dörtlük bir öğrencilerden ve dershanedeki nadir çalışkanlardan. Asla devamsızlık yapmıyor ve ödevleri her zaman tam. BÜŞRA: Ailesinin zoruyla dershaneye gidiyor. Arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle arası iyi. ÖMERCAN: Dershaneye en çok zarar veren kişi. Komik, sıradışı ve konuşkan. TARIK: Çok konuşanlardan ama çalışkan. METEHAN: -1500 soğuk espiri. İBRAHİM: Çok yavaş yazı yazar. Çok garip bir insandır. Lakabı İbraam. SONER: Sadece bir insan. Berna 'dan çok korkuyor. ÖZLEM: Çok çalışkan. Gitar çalıp şarkı söyleyebilen, yetenekli birisi. İngilizce ondan sorulur. YAREN: Deli dolu bir kişiliği var. Tanıyan ondan kopamıyor. Öğretmenleri çileden çıkartıyor ve Barış'a işkence çektiriyor. ZEKİ HOCA: Bu öğretmeni anlatmaya kelimeler yetmez. Matematik öğretmeni. CAFER HOCA: Çok komik olmasına rağmen ciddi bir öğretmen. Matematik öğretmeni. ETHEM HOCA: Depremde sallanmayan tek kişi. :)

Sütyenlerimi giymekten zevk alan hala menapoza girmemiş 70 yaşında bir kadın ve kakaolu duş jelimin neden bittiğini gerçekten bilmeyen(!) bir adamla yaşıyorum. Ha bir de karşı komşularımız var. İki işkolik insan, bir lise öğrencisi ve bir Öküz! Ama ben profesyonel bir ergen olarak hepsinin üstesinden geliyorum. Yani öyle diyelim...

GARİP BİR HİKAYEM VAR. ÖĞRENMEK İSTER MİSİNİZ? @Tüm hakları saklıdır.

*Sendrom serisi 1. kitap* Mahmutla evlenip evden kaçtığımdan beri hayatım çok farklı. Patron yok, sahte arkadaşlar yok, Saçma sütyenler ve külotlar yok, İç çamaşırlarını giyince takılan kanat ya da pelerinler yok, Sadece hayatımın erkeği Mahmut'um var. Bundan sonra Mahmut benim bir bütünüm. O düğünlerde dağıtılan bir mendil, ben de o mendilin ucunda sallanan yaprak şeklindeki pul..

Tüm seçenekler aynı yere çıkıyorsa ve siz seçeneklerde kaybolup bir sonuca ulaşamıyorsanız Emir ve Beste'yi çok seveceksiniz.

'' Korktuğun ve incindiğin halde uyanacaksın..'' ''Diller lâl olduğunda, şeytanların içerisine melek kırıntıları dolduğunda,gerçek aşk denen illet yeşerip gözlerimizden aktığında, imkansız dediğimiz şeylerin bize bir nefes kadar yakın olduğunu farkedeceğiz.'' Çünkü bu defa son yok!

Yıllarca hayal kurup, beklersin... Beyaz atlı prense inancını hiç kaybetmezsin. Karşına çıktığı an, bilirsin. Odur yıllarca beklediğin, tanır onu kalbin. Tutmak istersin... Benim demek istersin... Elini uzattığında dokunur, onun da seni hissetmesini sağlarsın. İşte o an başlar yıllardır hayalini kurduğun düşler. Her şey ne kadar güzel başlasa da, küçük bir şey öyle büyük bir sorun olur çıkar ki insanın karşısına... Sonrasında o küçücük dağın altında kalır kalpte olan… Yıllar geçse de unutulmayan, her gözünü kapadığında özlemle içini burkan... Ne çok şey vardır insanı insan yapan… Hayatta bir masaldır. Nasıl beyaz atlı prensler varsa, kötü kalpli cadılarında olduğu... En mutlu anımızda kırmızı elmayla kapımıza dayanan... Bizi kulelere kilitleyen... Yıllarca sürecek uykularla cezalandıran... Saat on ikiyi geçirdiğimizde balkabağına dönüşen... Asel ve Akay içinde her şey tozpembe hayallerle başlamış, rüyalardan öte günlere ev sahipliği yapmıştı. Ta ki dost görünen düşman elindeki elmayı uzatana kadar... Genç kız tüm hayallerinden uyanmak için gece on ikiyi bile bekleyememişti. Yıllarca sürecek yalnızlık uykusuysa, masallardaki gibi rahat değildi. Üstelik onu kurtaracak prenste aynı elmadan yemişti… Aşklar vardı doludizgin yaşanan... Aşklar vardı ayakları yerden kesen... Aşklar vardı bir ömür mutlu süren... Bir de aşıklar vardı severken ayrılan...

Yoruldu kadın. Güçlü olmaya çalışmaktan. Her gece unutmaya çalışmaktan. Her sabah hatırlamaktan, yoruldu. Ve bir gün. Tam 'Unuttum' derken.. Onu gördü, yine yoruldu.

Rüya sıradan,kendi halinde bir genç kız ancak 5 tane manken olabilecek kadar yakışıklı çocukla yakın arkadaş. Hepsi Rüya'yı doğal ve eğlenceli olduğu için kendine yakın buluyor. Ancak Rüya artık Erkek Fatma diye anılmaktan bıktı,yakın bir arkadaşı olan Ediz'in kalbini çalmak için kız gibi kızlardan olmak istiyor. Ama bu durumda ona kim kız olmasını öğretecek? Not: Küfür içerir.