müq kitaplar
43 stories
KÖYGÖÇÜREN by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 5,366,140
  • WpVote
    Votes 434,635
  • WpPart
    Parts 80
Hasret köyden uzakta bir dere kenarındaki küçücük evinde hem hayatla hem de annesiyle mücadele eden başı dik, dili sivri bir kızdır. Yaşadığı yerin yazı kurak, kışı çorak, baharı biraz rahattır. Ama babası olmadığından evin direği sürekli gıcırdar. Annesinin zoruyla gittiği bir düğünde gözü bir Külhanbeyine çarpar, ama başı diktir, pek yüz vermek istemez. Düğün boyu bakışırlar, tek kelime etmezler. Adam da pek bir hoşuna gitse de Hasret bunca bakışı hayra yormaz, yine de içi kıpraşır. Beyaz gömleğine, yanık tenine, kara kaşına, üstünden ayrılmayan kara gözüne... Sonra nasıl olduysa düğünün gecesinde evine gitmiş, saçılmış dökünmüşken penceresinden bir ses işitir, akşamki adamı daha görmeden tanır. Penceresinin köşesine siner, perdesinin arkasına saklanır. Sesini duyar adamın, sonra sesini duyurur. Onca yıllık Hasret bir toz olur bir duman. Sonrası dere kenarı, dut ağaçları, üzüm bağları.. Geçmişten gelen bir Köygöçüren lafı, Hamza'nın Görgülü belası... ..... Tarihi bir hikayedir.
MAHİ (Mahalle Hikâyesi) by tugbaaticicosar
tugbaaticicosar
  • WpView
    Reads 3,286,869
  • WpVote
    Votes 128,804
  • WpPart
    Parts 54
Yetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi benimkilere dokundu. "Bir kere bana eskisi gibi baksan..." yalvarır gibi çıkan sesinin tonuyla tüm iradem dağıldı. "Bırak lütfen," derken gözlerimi kapattım. Elinin birini kaldırıp parmaklarını usulca yanağımda gezdirdi ve çeneme doğru indi. "Adımı söylemiyorsun artık," dedi dişlerini sıkarak. "Fark etmem mi sanıyordun?" Soru soruyordu ama benim buna verecek bir cevabım yoktu. "Senin dudaklarından dökülmesini istediğim öyle çok kelime var ki..." Eğilip anlını anlıma yasladı. Bu kadar yakınken tek nefesi paylaşıyor gibiydik. Onun aldığı soluk, benim dudaklarımda kayboluyordu. Benim sıklaşan nefeslerim ise sanki onu canlandırıyor gibiydi.
GİRDAP by orenda25
orenda25
  • WpView
    Reads 9,815,823
  • WpVote
    Votes 541,842
  • WpPart
    Parts 83
KİTAPTA +18 SAHNELER OLACAKTIR. OKUYUCULARIN BUNU DİKKATE ALMASINI, YETİŞKİNLERE YÖNELİK BİR KİTAP OLDUĞUNU UNUTMAMALARINI RİCA EDERİM. AYRICA KITABIMIZ FİNAL OLDU, KEYİFLİ OKUMALAR... Korktuğu bir hayata esir olmamak için yangından kaçtı Züleyha! Kanından olanların biçtiği kaderde yanmamak için ateşin kollarına kendi ayaklarıyla koştu. Evim dediği yerde, kurban olarak kendini adadıklarını öğrendiğinde nereye tutunduğunu bilmeden bir dalı avuçladı. Kütahya'nın küçük bir kasabasından, Adana'nın kavurucu topraklarına sürüklendi. Zalimliği dillere düşmüş, adına türlü kötü sıfatlar eklenmiş bir adamın koynuna bıraktı kaderi Züleyha'yı. Bu bir kaçış hikayesiydi aslında. Minik bir bebeğin arşı titreten ağlayışlarıyla kavuşma yazıldı kaderlerine. Küçük bir bebeğin masumiyetine ödüldü Züleyha... Doğurmadan anne olmayı öğrendi. Zalim bilinen bir mazluma yaşam verdi. Bir masuma yuva , bir zalime şifa , kendine umman oldu Züleyha! ............................... Bu bir Girdap! Aşkın, ailenin, sevginin, sadakatin, sınırsız merhametin içine kapılacağınız, kapıldıkça kendinizi sayfalarda bulacağınız eşsiz bir Girdap...
Panduf  by birgizemligizem
birgizemligizem
  • WpView
    Reads 1,747,870
  • WpVote
    Votes 94,005
  • WpPart
    Parts 48
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benim yüzümden kaptığı için suçluluk hissi geçmiyordu da sanki artıyordu. "Ateşin düştü mü bir bakalım," diyerek ateş ölçeri elime aldığımda gerek yok dercesine elimden aldı aleti. Bileğimden beni kendine çektiğinde zaten üzerine eğilmiş halde olduğum için dengesiz duran bedenim kolayca savruldu ve kucağına düştüm. Kollarını iki yanımdan sarıp kara gözlerini gözlerime dikti yine. Hastalıktan çatlamış dudağının kenarını ısırdı beni izleyerek. "Boşa uğraşıyorsun kızım. Ne düşmesi...senin yanında beni yalnızca ateş basıyor."
Canlı | Yarı Texting by biryazarkus
biryazarkus
  • WpView
    Reads 6,026,173
  • WpVote
    Votes 342,817
  • WpPart
    Parts 46
Aylardır izlediği yayıncıya olan hislerinin arttığını düşünen İzem, artık onun dikkatini çekmek ister. Dağhan'a ilk mesajı değildi ama bu sefer onun ilgisini çekecekti. ☼ Canlı | Texting Başlanma Tarihi: 09.07.2023 24.07.2023 | 1 #Romantizm 26.07.2023 | 1 #Genelkurgu 26.07.2023 | 1 #Kısahikaye 26.07.2023 | 1 #Gençkızedeyatı 26.07.2023 | 1 #Aksiyon 27.07.2023 | 1 #Texting 27.07.2023 | 1 #Tutku 𝗧𝗨̈𝗠 𝗛𝗔𝗞𝗟𝗔𝗥𝗜 𝗦𝗔𝗞𝗟𝗜𝗗𝗜𝗥. 𝗛𝗘𝗥𝗛𝗔𝗡𝗚𝗜̇ 𝗕𝗜̇𝗥 𝗖̧𝗔𝗟𝗜𝗡𝗧𝗜 𝗗𝗨𝗥𝗨𝗠𝗨𝗡𝗗𝗔 𝗛𝗨𝗞𝗨𝗞𝗜̇ 𝗜̇𝗦̧𝗟𝗘𝗠 𝗕𝗔𝗦̧𝗟𝗔𝗧𝗜𝗟𝗔𝗖𝗔𝗞𝗧𝗜𝗥.
Muhtar by ir-yum
ir-yum
  • WpView
    Reads 4,329,220
  • WpVote
    Votes 277,659
  • WpPart
    Parts 70
"Yanında fazladan yazma taşısan iyi olur. Çünkü bir sonrakinde yazmayı başına takmak yerine ceketimin sol cebine koyacağım." *** Köy yaşantısına adımını attığı anda köylülerin cahilce fikirleri ve davranışları üzerinde devrim yapmak isteyen genç muhtar Polat, güzelliğinden köyün diline düşmüş olan Zeliha'ya aşık olursa ne olur? Hadi hep beraber görelim.❤️ 18.08.23 #popüler 1 08.09.22 #köy 2. 13.09.22 #edebiyat 1. 27.09.22 #sevmek 1. 09.03.25 #aşk 2. 14.10.22 #gizem 21. 17.10.22 #heyecan 1. 31.10.22 #tarihikurgu 1. 03.11.22 #roman 1. 12.10.22 #tarih 4. 21.11.22 #komedi 2. 24.11.22 #güzel 1.
ÖYLE BİR UĞRADIM (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 369,853
  • WpVote
    Votes 21,151
  • WpPart
    Parts 8
"Ondan hoşlanıyor musun?" Kıskanç çıkan sesine ne tepki vereceğimi bilemiyordum. "Ona sarıldın." Kaşları çatıldı. "Hoşlanmasaydın sarılmazdın. Hoşlanıyorsun ki sarıldın." Burnundan nefesini sertçe verdi. "Bana bile sarılmadın." Ters ters baktı. "Bana niye sarılmıyorsun?" Kıskandığı kişi en yakın arkadaşıydı. Ve onun arkadaşı benim babamdı. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eflah kim olduğumu bilmeden beni seviyordu ama ben, onun kim olduğunu bile bile ona âşık olmuştum. Benim günahım daha büyüktü. Bir insanın başına en kötü ne gelebilirdi? Babam gözlerimin önünde öldürüldüğünde ve onu öldüren annem olduğunda en kötüsünü yaşadığıma çok emindim. Artık annem cezaevinde, babam ise mezardaydı. Bundan daha kötü ne olabilirdi ki? 25 yıl geçmişe gitmek? Bu kötünün de kötüsü olabilir miydi? Ölümcül bir kaza sonucu kendimi 1998 yılında bulduğumda o an için bunun bir felaket olduğunu düşündüm. Felaket bir durumdu çünkü bu zaman diliminde anne ve babamla aynı yaşlardaydım. Onların hayatına bir yabancı gibi girmek zorundaydım. Ama aslında felaket sandığım şey mucize de olabilirdi. Mucizevi bir durumdu çünkü bu zaman diliminde annem cezaevinde, babam da mezarda değildi. Onların evlenmesinin nedeni annemin bana hamile kalmasıydı. Ana rahmine düşmeme sadece üç ay kaldığını anladığımda ise kendi doğumumu engellemenin nasıl olacağını düşünmeye başladım. Annemi cezaevinden, babamı da ölümden kurtarmanın tek yolu bu olabilir miydi? Belki de olabilirdi. Planını uygulamak için babamın arkadaşı Eflah'ın evine bir dadı olarak işe girmekse hayatımda verdiğim en kötü karardı. Bunu ona anlatmanın bir yolu var mıydı? Buraya ait olmadığımı, öyle bir uğradığımı anlatmanın bir yolu olmalıydı. Doğru insanı yanlış zamanda bulmak birine verilen en büyük ceza olmalı.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,806,953
  • WpVote
    Votes 192,540
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,314,646
  • WpVote
    Votes 693,366
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
ÖLÜLER KONUŞAMAZ by DilaraKeskin2
DilaraKeskin2
  • WpView
    Reads 2,178,187
  • WpVote
    Votes 88,092
  • WpPart
    Parts 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat 02.53 Sadece eğlenmek için beş arkadaş yola çıktılar. Fakat gecenin sonunda eve dört kişi döndüler. 17 Ağustos 2016 Sır perdesi yeterince kapalı kaldı. Birinin onu aralaması gerek.