Okuma Listem
14 histoires
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) par Maral_Atmc6
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • LECTURES 8,366,511
  • Votes 698,504
  • Parties 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) par Maral_Atmc6
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • LECTURES 31,263,287
  • Votes 1,506,504
  • Parties 57
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) par Maral_Atmc6
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • LECTURES 7,503,562
  • Votes 172,422
  • Parties 15
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶? par buneyinkafasiamk
𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?
buneyinkafasiamk
  • LECTURES 6,581,517
  • Votes 325,848
  • Parties 56
Kayra, gerçek ailesine alışabilecek miydi? Daha doğrusu abileri ve kardeşi Kayra'ya ısınabilecek miydi? 17 yıl boyunca bir yalanla büyüyen Kayra, 17 yaşında gerçek ailesinin başkası olduğunu öğrenirse ne olur? • 17 Ocak 2021 •
Düşman Mahalleler  par umran1938
Düşman Mahalleler
umran1938
  • LECTURES 2,272,904
  • Votes 122,097
  • Parties 130
İki düşman mahalle. Lodos ve Samyeli. İki düşman mahallenin iki ayrı reisi. İnsanlara göre sıradan bir şey gibi gelsede onlara göre reislik yürek meselesiydi. Düşman iki mahalle olsalar da hiçbiri düşman olmayı zerre istemiyordu. Fakat onların kaderi buydu. Çözüm yolu olmayan bu düşmanlığı nasıl bitireceklerdi? Belki de dostluk, Belki de aşk. Sonunda reisliklerini kaybedecek dahi olsalar bu düşmanlığı bitireceklerdi. Bunun için söz dahi vermişlerdi. Reis sözü.... 25.08.2017 #Bu isimle yayınlanan ilk kitaptır. #Wattpad de yayınlanan ilk ve tek kurgudur. Reislik #1 Düşmanlık #1 Mahalle #1 Mizah #1
KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA) par msmarvi
KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA)
msmarvi
  • LECTURES 15,172,936
  • Votes 171,874
  • Parties 39
Koca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan kokusuna. Ve dinledi toprak sözlerini. "Saçların kadar uzun ve güzel olsun ömrün Küçük Yalancı." Dedi adam, ama kesti kadının saçlarını kendi elleriyle, kıydı sevdiğinin ömrüne. "Hiçbir yere gitmeyeceğim sevgilim..." Dedi kadın, ama tutmadı sözünü, kıydı sevdiğinin aşkına. Sevdiği kadınları bir bir kaybeden acımasız katil, Akın Korel. Sevgiden yoksun kurak bir kalp ve o kalpte açan beyaz bir papatya. Kendi döktüğü göz yaşlarıyla büyüdü, getirdi baharı. Kimse fark etmedi onu. Güllere ulaşılmak isteyenlerce ezildi, yine döktü göz yaşlarını. Adam fark etti solan papatyayı, aldı ellerine. Ama öldü beyaz papatya. Muhteşem bir koku sardı etrafı. Ölü bir çiçek hiç böyle güzel kokar mıydı? Yaşadığını sandı, sevindi adam. Ama bilmiyordu papatyaların ölünce koktuğunu. Öğrendiğinde ise artık çok geçti...
KULE par ekinskoch
KULE
ekinskoch
  • LECTURES 642,937
  • Votes 54,408
  • Parties 42
TAMAMLANDI "İnsanlık kendi yarattığı ama vazgeçemediği canavarların eline düşmüştü." Bir Dünya hayal edin. Savaş yok, para derdi yok, suç yok... Teknolojiyle uyuşturulmuş bir insan ordusunun çürümüş topraklarına davetlisiniz. Kanallar artık yeni hükümetler, teknoloji yeni para, şov ise tek eğlence. 2062 yılının en çok tutan yarışma programına "Merhaba" deyin. Kule. Kanal X-2, 21. Yüzyılın en psikopat yarışması Kule'nin arkasındaki dahiyane isim. Kule devasa genişlikte ve tam 2062 kattan oluşuyor. İçiyse bin bir tehlikeyle dolu. Bu bir yarışma, peki yarışanlar kim? Ölüm cezasına çarptırılmış mahkumlar, çocukluğundan beri bunun için eğitilmiş gençler ve tabiki 'Av' adı verilen masum insanlar. Yarışma şöyle; Yarışmacılar kulenin en üst katında serbest bırakılıyor. Yarışmacıların üç gün avansı var. Üçüncü günün sonunda onları avlamak için gönderilen Avcılar bırakılıyor. Ya aşağı inerler ya da ölürler. Aşağı inebilmek için kulenin içinde gizli delikleri bulmak zorundalar. Kule bir yarışma ama her şeyden önce bir şov. Ve ne derler bilirsiniz; -Show Must Go On- Kule de bitmeyen bir şov. Ağları içine çekildikten sonra sizi asla bırakmayacak bir kapan. Bir Şov Kapanı. Son olarak; Tanrılar ve Canavarların dünyasına, Şov Kapanına, Kule'ye hoş geldiniz. Copyright © 2014 - Tüm hakları saklıdır - KAN VE ŞİDDET İÇERİR - Bilim Kurgu 2# Kapak: Auralorina
HESİM "Hayalet Sesim" par bilgeliyazar
HESİM "Hayalet Sesim"
bilgeliyazar
  • LECTURES 2,509,182
  • Votes 115,300
  • Parties 23
Bir kız... Bir de ses... Hayalet bir ses... Ama gerçek. Biraz da doğa üstü... 《Korku kitabı değildir.》 Derin, sürekli derinlerden duyuyordu ismini. Korkuyordu. Varlığını bilmediği bir ses sürekli onunla iletişime geçiyordu. Biraz zaman korktu. Biraz zaman kovdu. Ama sonra alıştı o sese. Dokundu. Sarıldı. Öptü. Arkadaş oldu. Belki sonra daha da fazlası... . . . İçim yine bir tuhaf olsa da çalışma masama doğru baktım. Ne bir belirti ne bir işaret hiçbir şey yoktu. 'Belirti mi istiyorsun?' diye sordu zihnimin içinde yankılanan sesiyle... Olumlu anlamda başımı salladım. Düşüncelerimi okuması bazen sinir bozucu olabiliyordu. 'Sende çoğu zaman sinir bozucusun Derin.' Yine yapmıştı işte! Yine okumuştu düşüncelerimi... Masamın orada bir şeyler hareketlenince oraya doğru baktım. Kalem kendi kendine hareket edip kağıda bir şeyler yazıyordu. İstemeden de olsa elimin altındaki yorganımı sıktım avcumun içi ile. Korkuyordum belki de hala. Göremediğim bir ses ile konuşuyordum. Her an benimleydi ve sanırım o sadece ses değildi. Bir varlıktı. Dokunabilirdim ona. Elimle hala yorganı sıkarken kalem masadaki yerini aldı ve kağıt havalanmaya başladı. Havalanan kağıda baktım. Kağıdın üzerinde ' HESİM ' yazıyordu. Bu onun ismi miydi? Başlangıç Tarihi: 16 Ocak 2016 İlk Yayın Tarihi: 17 Mayıs 2016 》Tüm hakları bu hırçın yazarın masum ruhunda saklıdır... Bana ulaşmak isteyenler için instagram hesabım- @bilgeliyasam Hesim'in instagram hesabı: @hayaletsesim
Bana İyi Gel par cinnamon_san
Bana İyi Gel
cinnamon_san
  • LECTURES 2,343,336
  • Votes 148,293
  • Parties 48
Bir sosyopatı iyileştirebilir misin doktor, yoksa o sosyopat seni de mi delirtir? • Gülce Ayoğlu - Barbaros Demirkan • 🔱 🔱 🔱 Acı içindeki sesiyle ellerini makinenin yanına vururken transa girmiş gibi "İstemiyorum, istemiyorum, istemiyorum. Çıkar beni! Çıkar!" diye bağırıyordu. Refleksle yumruk yaptığı ellerini tutup kendine zarar vermesini engellerken çıkması için hafifçe aşağı doğru kaymasına yardım ettim. "Barbaros! Barbaros sakin ol, iyisin. Çıkardık seni bak. Hadi bana bak." Hala beni fark etmemiş deli gibi titrerken alnından terler damlıyordu. "İstemiyorum, istemiyorum. Çıkar." diye sayıklamaya devam ederken ne yapacağımı bilemedim. Onun için hem endişelenip hem korkarken yanında olduğumu belli etmek için hafifçe elimin altındaki elini okşadım. Temasım biraz işe yaramış olacak ki varlığımı daha fazla belli edebilmek için biraz tedirginlikle de olsa ellerimi hafifçe sırtına doğru kaydırıp ona sarıldım. Kulağına doğru sakinleştirici olduğunu düşündüğüm bir sesle "Sakin ol Barbaros. İyisin, iyisin. Bak ben buradayım, çıkardık seni." Kollarımın arasında deli gibi titrerken sırtını yavaşça sıvazlıyordum. Sürekli tekrar eden telkinlerimle yavaş yavaş kendine gelirken bu kadar umursamaz ve güçlü duran dağ gibi adamı ne bu hale getirmişti, benim için yeni bir soru daha zihnimde yer ediyordu. 🔱 🔱 🔱 Cover by: MedGraphic (_moonnlightt_) Başlangıç Tarihi : 26 Ağustos 2020 #Sevgi'de 2. (05.04.2021) #Gizem'de 1. (02.01.2021) #Aksiyon'da 1. (31.12.2020) #Genel Kurgu'da 1. (17.12.2020) #Romantizm'de 3. (23.12.2020)
Arıza tespit par BookGanstas
Arıza tespit
BookGanstas
  • LECTURES 1,048,852
  • Votes 55,683
  • Parties 70
Gümüş rengindeki gözleri beni ilgiyle süzerken, "Neden tamircilik?" diye bir soru yöneltti. Birkaç saniye ölçercesine beklentili bakışlarına karşılık verdikten sonra, "Seni zerre ilgilendirmez," dedim sadece. Zaten benden daha iyi bir cevap beklemiyormuşçasına göz devirirken, "Normal bir kız neden tamirci olur ki?" diye sorgulamaya devam etti. Ben ağzımı açıp cevap vermeye yeltenmeyince, "Gerçi pardon normal bir kız dedim, ki sen o kategoriye girmediğine göre, tamirci de olabilirsin," dedi adeta meydan okurcasına. Gözlerimi küçümsercesine kısarken, "Sağ ol, onayını alınca çok mutlu oldum," dedim bıkkın bir alayla. Kendini zerre bozmamasının yani sıra eğlenircesine bir tavırla, "Peki neden bu kadar asabisin?" derken dudaklarında kibirli bir tebessüm oynuyordu. Sinirle dişlerimi birbirine basıp en kötü bakışlarımı yöneltirken, "Beni cinnetin eşiğine getirdiğin için olabilir mi?" desem de ters cevaplarım onu hiç etkilemiyordu. "Akümü neden çaldın?"