jackiamflying's Reading List
3 stories
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,817,577
  • WpVote
    Votes 192,870
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
+22 more
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,358,068
  • WpVote
    Votes 694,353
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
RÜYA ( RAFLARDA ) by ulass_7
ulass_7
  • WpView
    Reads 1,024,559
  • WpVote
    Votes 4,537
  • WpPart
    Parts 5
🗝 KİTAP OLDU! 🗝 • Bu bir RÜYA hikâyesi... Dram/Romantizm "... "Rüya... Sen..." ..." Geç de olsa anlamıştım. Ben onu belki de hayatındaki en mutlu olduğu günlerinden vurmuştum. Onu hayallerinden vurmuştum. İstemeyerek de olsa, bilmeyerek de olsa bunu yapmıştım. Bu pişmanlığın bir tarifi olamazdı. Bu başlı başına, tam anlamıyla pişmanlığımın altında ezilmekti, ölmekti. Ölmek... Derin bir nefes aldım. Önümdeki boşluğa doğru soludum. Nefesim dudaklarımdan çıkıp, uçurumun boşluğunda kaybolurken ben de kaybolmak istedim; hayattan, pişmanlıklarımdan, kararlarımdan... Bu kadar hayale ve hatıralara karşı, bu gece yaşadıklarım bana bir çaresizlik daha ithaf etmişti. Bunu biliyordum. Belki de çaresizlikten ziyade; çaresizliğimden kurtulabilmem için bir şanstı, bilemiyordum. Ancak bu şansı iyi değerlendirmeliydim. Hoş, ne kadar değerlendirirsem değerlendireyim asıl karar Rüzgâr'da bitecekti. Ben, ya ölecektim ya da yeniden Rüzgâr'ın kollarında hayat bulacaktım. Ölmek gözüme bu kadar kolay gelirken asıl zor olan Rüzgâr'ın kalbinde de ölüp ölmediğimi öğrenmekti. Buna hazır mıydım, bilmiyordum. Aslında mesele ölmek de değildi. Asıl zor olan yaşamaktı. Yaşamak zordu, bir ihtimaldi; Rüzgâr'ın kollarında, yeniden yaşamak... ... 📌 NOT: İlk kez 2020 yılının Mart ayında yayımlanmıştır. Rüya serisinin ilk kitabıdır. 📌 Rüya, Mahlas Yayınları ile 2023 yılı Nisan ayında raflardaki yerini aldı. Şimdi satışta!