ateşin oğlu
28 cerita
Sessiz oleh Gizemlikimlik
Sessiz
Gizemlikimlik
  • Membaca 66,704,039
  • Suara 2,271,396
  • Bagian 70
"Bu dünyada neyi en çok istersen o senin imtihanındır."
Veliaht  oleh filizpuluc
Veliaht
filizpuluc
  • Membaca 69,348,226
  • Suara 768,308
  • Bagian 34
Aslında ben hayatımda en çok sevilmek değil sevmek istemiştim. Çok sevmek istemiştim. Böyle dolu dolu kocaman. Her sabah işkence gibi gelen okul sabahlarımın bir gün çekilebilir hatta halatla çekilir hale gelebileceği uçsuz bucaksız hayalimin uçurumundan bile geçmezdi. Allah'ın sevdiği kuluymuşum ki hem çok sevmiştim hemde çok ama çok sevilmişti. Söylediğinden değildi bu dediklerim. Hissettiğimdendi. O adam bana beni kocaman sevdiğini hissettirmişti. Bütün hayallerini , umutlarını , kırıklıklarını yıldız yapıp gözlerime koymuştu benim. Deniz gibi bakan kahve rengi gözlerine bende umutlarımı , hayallerimi ve kırıklıklarımı bırakmıştım. Nerede buluşuyordu adam ve kadın o zaman diye sordu bana. Ufuk'da bileşecektik biz. Yıldızlarım onun denizine düşeceklerdi. Ben onda boğulacaktım o bana karışacaktı. 'Denizi yıldızlarına talip güzelim. Düşecekler mi denize?' ------ ''Kadın kitap gibi sevmişti ama adam kitap okumayı sevmezdi'' dedim Meriç'e bakarak. Yine lanet olası gözlerim dolmuştu. Kafasını salladı acıyla gözlerime bakarken. İkimizden canı acıyordu. ''Adam okumayı değil yaşamayı seçerdi çünkü. Kadını okumak değil yaşamak isterdi...'' ------
AY VE GÜNEŞ oleh YereDusenBulut
AY VE GÜNEŞ
YereDusenBulut
  • Membaca 6,913,302
  • Suara 274,829
  • Bagian 59
"Kimseye güvenim kalmadı benim." dedi kuru bir sesle. "Yanından gitmem için mi söylüyorsun bunu bana?" Sesimi onunki kadar ifadesiz tutmaya çalışmıştım ancak boğazıma oturan yumru buna engel olmuştu. "Yanımda kalman için söylüyorum." diye itiraf ettiğinde sesi acı çekiyormuş gibi çıktı. Yıkılmaz Doğu Keskin'i ilk defa yıkılırken görüyordum.
Denizimsi oleh Beste3580
Denizimsi
Beste3580
  • Membaca 5,905
  • Suara 209
  • Bagian 21
Karanlıktan kaçarken karanlığın beden bulmuş haline sığınan bir kız. Kıza deli gibi aşık ama karanlıktanda vazgeçemeyen bir adam. Noluyordu bana yoksa karanlığa mı alışıyordum? En çok korktuğum şeye mı sığınıyordum ben? Yoksa karanlığa aşık mı oluyordum?
BENİMLE YAN (3.KİTABI ÇIKTI!) oleh beyzazaydin
BENİMLE YAN (3.KİTABI ÇIKTI!)
beyzazaydin
  • Membaca 152,233,828
  • Suara 3,967,758
  • Bagian 86
EPSİLON YAYINLARI ARACILIĞIYLA KİTAP OLDU. KİTAPLIĞINIZDA BULUNMASI DİLEĞİYLE <3 "Bizim bir hikayemiz yok" diye geçistirdim. "Sen, seni yakıp kül edecek bir aşk istiyorsun Masal. Normal tanışmalarda gözün yok. 'Seni seviyorum'ları önemsemiyorsun aslında. Herkesin bildiği sevgi sözcüklerini istemiyorsun. Sen herkesin olduğu bir salonda sahnede oyun sergilemek istemiyorsun. Herkes karanlık salonda oyunu izlerken sen arkada ışıklar saçarak kendi oyununu yasamak istiyorsun. Sen ne Mert'i ne de Atalay'ı istiyorsun. Sen bu oyunda kendin gibi normalle yetinmeyen birini istiyorsun. Cesaretinizle ateşte yürümeyi göze aldığınız bir aşk istiyorsun." Bu sensin diye düşünsem de"Bunları neden anlatıyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak. Başını bana çevirip omuz silkti ve sırıttı. "ÇÜNKÜ BU BİZİM HİKAYEMİZ."
Ateş ve Su oleh imranthmc
Ateş ve Su
imranthmc
  • Membaca 19,164,987
  • Suara 489,239
  • Bagian 67
"Geçmişin izleri yüzünden sevgiye ve aşka inanmayan bir adamla en büyük hayali gerçek bir aşk yaşamak olan genç bir kızın,sırlarla dolu hikâyesi.'' Melisa, 17 yaşında bir lise öğrencisidir. Zorluğa dair hiçbir şey bilmeyen, bu yaşına dek el bebek gül bebek büyütülen, içinde kötülüğe dair hiçbir şey olmayan Melisa'nın hayatı sürekli ev ve okul arasında geçmektedir. Ta ki beklemediği bir anda, tesadüf eseri karşılaştığı bir adam tarafından hayatı tamamen değişene dek. Kendini en büyük hayalinin gerçek olacağı bir masalın içinde sanan Melisa, yaşadıklarının aslında bir rüya olduğunu çok geç olmadan fark edecektir. Ateş, 23 yaşında sert mizaçlı bir adamdır. Zoru çok iyi bilen, bu yaşına dek bir şeyleri kazanmak için çabalayan, dünya üzerinde sevgi diye bir kavramın olmadığına inanan soğukkanlı biridir. Kendi geçmişini unutmaya çalışıp yaşadığı izleri hafızasından silmeye çalışırken karşısına çıkan geveze bir kız tüm duygularını altüst eder. Birbirine bu denli zıt iki karakter. Onlar Ateş ve Su. Biri yakmak için var. Bir diğeri söndürmek için. Peki bu savaşı hangisi kazanacak? Ya da zoru başarıp, birlikte kazanabilecekler mi? "Sana en başında bana göre olmadığını söylemiştim ufaklık.''
ATEŞ oleh filizpuluc
ATEŞ
filizpuluc
  • Membaca 8,995,652
  • Suara 613
  • Bagian 4
Ailesini şüpheli bir yangında kaybeden Arya, kimliği gizlenerek yetimhanede büyümek zorunda kalır. Vasisi olan aile avukatının izniyle küçüklüğünden bu yana yalnızca telefonda konuşsalar da aralarında bir bağ oluşan gizemli bir kadının vesilesiyle on sekizine basmasına yakın bir zamanda yetimhanede çıkar ve kendi evine yerleşir. Kader ağlarının örer, geçmişin silik raflarından bir tanıdığı, bir yabancı olarak karşısına çıkarır, çarpıştırır, bir kaldırımda kader ağlarını birbirine dolaştırır. Bu tanıdık yabancıyla yolları kesişip dururken bazı olaylar silsilesi sonucunda onunla özel bir bağ kurar, zaman zaman da geçmişin perdesini aralar. Acı bir sır gün yüzüne çıkmak için gün sayar. Aşktan kaçmak ve aşkın öznesini korumak arasında kalan Ulaş, yok sayamadığı bir fizik kuralıyla baş etmeye çalışırken Arya çoktan hayatının merkezinde yerini alır. Sırlarınsa zamansız anlarda ortaya çıkmak gibi kötü huyları vardır. Ben bir kelebeğim. Yarına ihtiyacım var. Biraz da sana... Biraz dediğime bakma. Kelebekler için biraz ne kadar önemlidir bilemezsin...
DÜŞMAN OKULLAR oleh DilaraKeskin2
DÜŞMAN OKULLAR
DilaraKeskin2
  • Membaca 17,884,319
  • Suara 471,389
  • Bagian 21
Ephesus Yayınları aracılığıyla raflarda yerini alan Düşman Okullar serisinin ilk bölümlerini buradan okuyabilirsiniz... * Birbirinden zeki ve güçlü kızlar... Birbirinden zeki ve güçlü erkekler... İki okulun öğrencileri, bir yapbozun parçaları olmasına rağmen, birbirlerinden o kadar çok nefret ederler ki ''Düşman Okullar'' diye anılmaya başlarlar. Peki Düşman Okullar'ın öğrencileri bir yerden sonra sıkılırsa ve düşman olmak istemezse ne olur? Bu, sımsıcacık bir dostluğun hikayesi... Bu, aile bağlarının hikayesi... Ve en önemlisi, bu aşkın hikayesi... Bu kitap, gerçek dostluğun hâlâ orada bir yerde olduğunu hatırlatacak size. --- 11/08/2015 tarihinde Genç Kurguda birinci sırada :)
SERZENİŞ oleh muhamme_dali
SERZENİŞ
muhamme_dali
  • Membaca 10,645
  • Suara 186
  • Bagian 19
Herkesin bir dönüm noktası, Ya da kaçamayacağı bir son. Uçurumun kenarında bir mıknatıs, Eşiğine gelinceye kadar çekiyor seni. Ama düşmene izin vermiyor. Ağzın, dilin düğümlenmiş, Bir kelime dökemiyorsun cümlelere. Çaresizliğin en son hali. Atlasan yapışmış bir kere. Peşinden gelecek, her ne kadar istemese de. Halbuki atlamana da izin vermiyor Ne seninle geliyor, ne izin veriyor, ne de bir cümle söyletiyor sana. Geçmişte, ölürsen peşinden gelirim diyen kadın. Onun elinden de tutan bir başkası var tabi, onu kendine çeken. İki arada bir derede kalmış duygularını, belki önüne kadar gelip te atlamaya değer bulamadığın veya kulağına hala benimle kal der gibi fısıltıların eşiğinde, yalnız olan, yalnızlıkla dalgaların boğuştuğu kayaların arasında sıkışmış bir çöp. Oradan oraya savruluyorsun. Yıldızların gökyüzünü aydınlattığı ama o yıldızlardan birinin kilometrelerce uzaktan sana gülümsediği kadarsın sadece. Bir sabah güneşinin doğduğunu gördüğünde "Doğu'ya küsme, o yıldızı sana gülümsetende o güneştir işte"...
SERZENİŞ (KİTAP) oleh sumeyyelkoc
SERZENİŞ (KİTAP)
sumeyyelkoc
  • Membaca 15,933,564
  • Suara 193,549
  • Bagian 13
Hiçbir günah kefaretini unutmaz. Hiçbir kirli sır gecenin nezaretinde tutuklanamaz. Geleceği ellerinden tek gecede koparılan bir adam, öleceğini bilse dahi sessizliğin kanatlarına sığınmaz. İki karanlık gecenin iki büyük suça gebe kaldığı ve iki yabancı ruhun birbirine körkütük düğümlendiği acı bir hikâyenin içindeyim. O iki yabancı ruhtan biri benim. Ve ben bir zamanlar, yolunda giden bir hayata sahiptim. Bir gün o çıkageldi ve içinde sadece doğruların olduğu dünyamı yanlışlarıyla altüst etti. Gözlerime bir kez bakması bile beni düşürmeye, düştüğüm yerde darmadağın etmeye yetti. Beni tehditlerle örülü bir kafese hapsetti, o kafesin kilidini ve anahtarını elime verdi. Gitmek de, kalmak da senin seçimin dedi. Ama ne kalabildim ne gidebildim. Yalnızca bekledim. Benim de onu düşüreceğim bir gün elbet gelecekti ve ben intikam almayı severdim. O gün geldi. Bir leyl vaktinde, ay gecenin koynunda dalgalanırken, hakikati sırtından vurdu kirli parmakları. Artık bu saçma hikâyemizde bizden başkaları da vardı. Zaman aktı... Kendiliğinden kırıldı hapsolduğum kafesin kapakları. Dışarıya adım attığım an hislerim pervasızca tökezledi. Zira sevdayı puslu gecelerde yüreğime kazıyan adamın ruhu artık içime işlemişti. "Haklıymışsın," dedi beni öldürmek ister gibi. "Senin hikâyenin esas adamı ben değilmişim."