Bir kız... Bir de ses... Hayalet bir ses... Ama gerçek. Biraz da doğa üstü... 《Korku kitabı değildir.》 Derin, sürekli derinlerden duyuyordu ismini. Korkuyordu. Varlığını bilmediği bir ses sürekli onunla iletişime geçiyordu. Biraz zaman korktu. Biraz zaman kovdu. Ama sonra alıştı o sese. Dokundu. Sarıldı. Öptü. Arkadaş oldu. Belki sonra daha da fazlası... . . . İçim yine bir tuhaf olsa da çalışma masama doğru baktım. Ne bir belirti ne bir işaret hiçbir şey yoktu. 'Belirti mi istiyorsun?' diye sordu zihnimin içinde yankılanan sesiyle... Olumlu anlamda başımı salladım. Düşüncelerimi okuması bazen sinir bozucu olabiliyordu. 'Sende çoğu zaman sinir bozucusun Derin.' Yine yapmıştı işte! Yine okumuştu düşüncelerimi... Masamın orada bir şeyler hareketlenince oraya doğru baktım. Kalem kendi kendine hareket edip kağıda bir şeyler yazıyordu. İstemeden de olsa elimin altındaki yorganımı sıktım avcumun içi ile. Korkuyordum belki de hala. Göremediğim bir ses ile konuşuyordum. Her an benimleydi ve sanırım o sadece ses değildi. Bir varlıktı. Dokunabilirdim ona. Elimle hala yorganı sıkarken kalem masadaki yerini aldı ve kağıt havalanmaya başladı. Havalanan kağıda baktım. Kağıdın üzerinde ' HESİM ' yazıyordu. Bu onun ismi miydi? Başlangıç Tarihi: 16 Ocak 2016 İlk Yayın Tarihi: 17 Mayıs 2016 》Tüm hakları bu hırçın yazarın masum ruhunda saklıdır... Bana ulaşmak isteyenler için instagram hesabım- @bilgeliyasam Hesim'in instagram hesabı: @hayaletsesim

"Seni ve anılarımızı unuttuğumda gidiceksin gibi hissediyorum." "Aslında hiç gitmeni istemedim" ........... Melodi annesizliğe ve babasının ilgisizliğine alışmışken hayatına aldığı kişi onu başka dünyalara sürükledi.Her şey mükemmel iken ansızın gelen bir telefonla hayatındaki onu seven tek insanı geride bırakmak zorunda kaldı bir daha asla haber bile alamadı ondan.olanlara tam alışmışken ortalık yine karışmaya başladı.melodinin bildiği tek şey bu hayatta kendinden başkasının yanında olmadığı.Ve kaybettiklerini aynı bulamayacağı.

Dörtgen'i okumak için Çizgi Studio uygulamasını indirin. Detaylar Çizginin instagram hesabında!! Dört farklı kişilikti onlar. İlki gezmek isterdi, yaşadığı küçük kasabanın dışına çıkmak ve ikincisi, kalıplara hapsolanı, korkularından sıyrılmak. Üçüncüsü çapkınlığın kumaşına bürünmüştü ve tek dileğiydi bağlı kalmamak. Sonuncusu ise para dilerdi ama onu tanımlayan şeydi meraklı olmak. Dört benzer ruhtu onlar. Hepsinin bir isteği vardı ve bunu gerçekleştirecek olan gizemli bir taştı. Böylece dilediler onlar; umdukları şey dileklerinin gerçek olmasıydı, ne var ki işler birazcık sarpa saracaktı.

~Kurgu tamamlanmıştır~ Göl Evleri'nde yaşanan dehşetin üzerinden iki yıl geçmiştir. Karanlık ve suretleri artık geride kalmıştır. Baria ve Kayla, temeli geçmişlerinin üzerine inşa edilen hayatlarını sürdürürken gölge çocuklar aniden garipleşmeye başlar. Ruhsuz bu kabukların parazitlenmesi, kaybıyla baş edemeyen birinin saplantısını büyüttükçe büyütür ve doğumla ölüm arasındaki bağ en nihayetinde kurulur. Karanlık belli ki hiç gitmemiştir, zayıf anları kollamak için daima pusuda beklemektedir. 📣Olaylar her ne kadar bağımsız olsa da bu bir devam kitabıdır. Göldeki Ev'i okumadan buna başlarsanız büyük sürpriz bozanlar ile karşılaşabilirsiniz.

Beş kız arkadaş, yılların getirdiği artık arkadaşlıktan, dostluktan öte kardeşliğe geçmiş sımsıkı kopmaz bağlarla bezenmiş hayatlar. Bazen gülümseyişler, bazen hüzün, bazen acı ve olmazsa olmaz gözyaşları. Onlar birbiri için can'dı. Birinin canı yansa hepsinin canı acırdı. Biri ağlasa hepsi ağlar, biri gülse hepsi gülerdi. Duru Güneş, adı gibi duru, temiz, doğal ve soyadı gibi etrafa ışık saçan bir kız. Grubun kıvırcığı, annesi, duygularını heykellerine, fırçasına yansıtan sanatçı Alev. Elbiseler dediğinde onun için akan suların durduğu, tüm yoksunluklarını çizdiği kıyafetlerde anlatan Özden. İnsanları saatlerce dinlese bıkmayacak, sevgi dolu psikologumuz Senem. Hak, hukuk, adalet'in en ateşli savunucusu, doğrucu avukat Merve. Tüm bunlar varda esas oğlan yok mu? Var tabi ama hemen ortaya çıkmıyor ağırdan satıyor kendini. Bilmiyor safım aşk sarmaşığı başladı mı seni sarmaya, yok kurtuluşun. Sen kime, neye ağır ağabey takılıyorsun? Yine zevkli, yine heyecanlı, bol dostluk, kardeşlik ve aşk kokan kimi zaman gülüp, kimi zaman duygulanacağımız bir hikaye. İyi okumalar...

Hayatı boyunca sevgiden uzak, aile içinde yoğun şiddet ve sevgisizliğe maruz kalmanın getirisi olarak acımasız, bencil biri olan yapmadığı kötülük kalmayan Levent Zorbey şimdi değişmeye başlamıştır. Bu değişim sürecinde ise karşısına çıkan pırıl pırıl, zarif, yüreği sevgi dolu Cennet'e aşık olursa iyi bir insan olmayı becerebilir mi? Haydi gelin Levent'in hikayesini bir de burada okuyalım.

Melis ve Yiğit'in kötü bir olayla başlayan çalışma hayatı kocaman bir aşkla perçinleniyor. Yiğit hatalar yapıyor, iftiraların altında kalıyor bu hikayede lakin sonunda aşk onları bağrına basıyor.

{Dikkat! Bu kitapta kendinizi göreceksiniz.} Bir harf... Sadece bir harf hayatınızı ne kadar değiştirebilir? Her şey, alfabenin masum gibi görünen o 22. harfinin başının altından çıktı. Ne mi yaptı? Daha ne olsun? Hayatımın altını üstüne getirdi. Ama olsun. Size klişe bir şey söyleyeyim mi? Hayatımın altı, üstünden daha hayırlıymış... Bu arada, bu hikayede görebileceğiniz tek klişe, bu kısım... Öyleyse buyrun benim klişelere meydan okuyan, bu kadarı da olmaz dedirten hikâyeme.. Demeyin efendim. Bu kadar da olmaz demeyin. Ne demiş Sezen Aksu? Olur, olur, olur. Bal gibi olur...