MeryemArvas adlı kullanıcının Okuma Listesi
46 stories
FANTOM ETKİSİ doğa dönüyor  by Talkinglibrary
Talkinglibrary
  • WpView
    Reads 1,244,015
  • WpVote
    Votes 44,547
  • WpPart
    Parts 27
Yaşamı boyunca hiç kimsenin onu "tehlikeli" olarak nitelendireceğini düşünmezdi. Eh, hayat bazen hoş olmayan sürprizler yapabiliyordu. "Nefes al," dedi kendine. "Çünkü her an biri gelip onu senden alabilir." Ölüme kapadığı gözlerini bir öncekilerden çok farklı, çok daha karanlık bir dünyaya açmıştı. Tek bir bakışla tüm o renklerin, o sihrin ve mükemmeliyetin ondan çok uzakta, geçmişte kaldığını anladı. Yakında uğruna savaşması gereken tek şeyin canı ile sınırlı olmadığını da anlayacaktı. Belki bu gökyüzü bile olmayan evrende, kalbini verdiği cesaret timsali oğlan, belki de sayısız esir ve acılı ruh. Her biri Alessia'nın büyüsünü ve kılıcını savurması için dualar ediyordu. Yüzlerce Labradorit, Garnet, Sitrin ve Yem edilmiş ruh refaha kavuşacak ya da daha karanlık günler ile karşı karşıya kalacaktı. Alessia ruh yiyen bir imparatoru yerle bir edebilir miydi? Edemezsin demişlerdi. Göreceklerdi.
Karantina Serisi by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 113,781,449
  • WpVote
    Votes 4,586,050
  • WpPart
    Parts 181
''Birlikte belanın içine batabileceğimiz kadar battık. Ve şimdi, seni bırakmayacağım... Benimle misin?'' --- Zeynep, kendini yeni okuluna başladığı ilk gün bir felaketin ortasında buldu. Okulu, salgın bir hastalık nedeniyle karantina altına alındı. Karantinanın akşamında ise kendini okulun karanlık koridorlarında bir kız öğrencinin cesedinin başında buldu. Üstelik yalnız değil, onlar da yanında... Mahşerin üç atlısı. Bu, sadece bedenleri değil ruhları da karantinaya alınan dört kişinin hikayesi. Bu onların özgürlüklerine ulaşmak için yaşadıkları esaretin hikayesi. Bu, birbirlerinin her şeyi haline gelen, birbirlerine gökyüzündeki son yıldız yanıp kül oluncaya kadar birlikte olacaklarına söz veren dört arkadaşın hikayesi. Bu mahşerin dört atlısının hikayesi. Şimdi, bizimle misiniz? "Bizim bedenlerimizi karantinaya almadılar. Ruhlarımızı karantinaya aldılar. Bizim ruhlarımız tanıştığımızdan beri karantina altında. Ne çıkabiliyoruz bu karantinadan, ne de birbirimizden ayrılabiliyoruz. Ruhlarımızı birlikte bir karantina altına aldılar, ve bizim bundan sonraki tek savaşımız bu karantinadan kurtulmak. Kurtulduğumuzda bile birlikte olacağız, ama özgür olacağız. Savaş bitti, ve biz sağ kaldık. Savaş bitti, ve biz hala ayaktayız."
𝐒𝐖𝐄𝐀𝐓𝐄𝐑 𝐖𝐄𝐀𝐓𝐇𝐄𝐑, 𝘴. 𝘣𝘭𝘢𝘤𝘬 by purpuracasia
purpuracasia
  • WpView
    Reads 81,406
  • WpVote
    Votes 5,940
  • WpPart
    Parts 34
Sirius Black, bulutların olanca gücüyle ağladığı ve yağmur damlalarının kurşun sertliğiyle yeryüzüne düştüğü soğuk bir günde yürüyüş yapmak için Hızır Otobüs'ten indi. ❈ 01.05.2021 | #magic kategorisinde birinci, 01.05.2021 | #marauders kategorisinde üçüncü, 01.05.2021 | #padfoot kategorisinde birinci, 11.12.2021 | #çapulcular kategorisinde ikinci, 13.12.2021 | #lilyevans kategorisinde birinci, 17.12.2021 | #remuslupin kategorisinde birinci, 17.12.2021 | #prongs kategorisinde birinci, 20.12.2021 | #muggle kategorisinde ikinci, 24.05.2022 | #moony kategorisinde ikinci, 24.05.2022 | #jamespotter kategorisinde birinci, 14.07.2023 | #patiayak kategorisinde üçüncü, ❈ ©purpuracasia, 2021.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,158,625
  • WpVote
    Votes 721,847
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
Çıkmaz Ayın Son Çarşambası (İslami Yaşantılar serisi/3) by cikolataliBrowni
cikolataliBrowni
  • WpView
    Reads 1,180,334
  • WpVote
    Votes 92,752
  • WpPart
    Parts 45
#1'in Spiritüel "Ya ben de sana hediye hazırlamıştım ve sana verecektim ama evde unutmuşum." Deli dolu Beyza, yerini mahcup bir çocuğa bıraktığında, Fatih, anlık olarak gülümsedi ama Beyza farkedemedi. O sırada terliğiyle, yerdeki taşla oynuyordu çünkü. Kafasında dönen tilkiler bile onu tek bırakmıştı. Şimdi ne yapacaktı? "Bana niye hediye verecektin?" "O kız hediye verdiğinde, erkek kabul etmişti kızı. Sen de beni kabul edersin diye düşünmüştüm. Onlar gibi birlikte olur, mutlu olurduk." "Evlenecek miyiz bir de onlar gibi?" Fatih de artık kendisini konuşmaya kaptırmıştı. Gerçi o anlamsız bulduğu için, kaptırmıştı. Dalga geçmek için uygun zamanı ayarlamaya çalışıyordu. "Evet, evleniriz. Olmaz mı?" Fatih, daha fazla bu küçük kızla vakit geçirmek istemiyordu. Dalga geçercesine "Hı hı, tabi." dedi sadece ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Şaşkın şaşkın Fatih'in arkasından bir süre bakan Beyza'nın aklına, nihayet nereye gittiğini sormak gelmişti. "Nereye gidiyorsun?" Var gücüyle bağırdığında Fatih, yüzünü buruşturarak Beyza'ya döndü. Bu kıza tüm mahalle nasıl dayanıyordu? Bir iki saniye sessizce bakıştıktan sonra, nihayet Fatih'in aklına güzel bir cevap geldi. Yüzünü hafif yana çevirip, sinsice sırıttıktan sonra havalı olduğunu düşündüğü bir şekilde Beyza'ya döndü. "Nikah dairesinden gün almaya! Çıkmaz ayın son çarşambası senin için de uygun mu?" *** Delidolu Beyza'yla çakma cool Fatih'in hikayesi bu. On dört yıl önce başladı ve hala devam etmekte. Katılır mısınız bu bol kahkahalı romantik komediye? *** İslami Yaşantılar Serisinin 3. öyküsü olup, ilk kitap olan Ema Şekerindeki Fatih karakterinin öyküsüdür. İlk kitabı okuma zorunluluğu yoktur. Hikaye YouTube Cihan Bozacı kanalında sesli olarak mevcuttur.
Mavi | Texting ✓ by gece_potter
gece_potter
  • WpView
    Reads 1,223,220
  • WpVote
    Votes 97,768
  • WpPart
    Parts 74
@mavilendin: Simon you are my love! @mavilendin: I love you Simon! @mavilendin: Off yaa! @mavilendin: Yine cevap yok! @mavilendin: Hayır yani, altı üstü bir cevap vereceksin! @mavilendin: Bu neyin egosu arkadaşım! @mavilendin: Acaba bu sevdadan vaz geçip görücü usulü falan mı evlensem? @mavilendin: Tabii sen bilmezsin görücü usulü falan! @mavilendin: Sen anca git Kate peşinde koş! @mavilendin: Evlenmek gerekiyor arkadaşım! @mavilendin: Acaba İngiltere'de evlilik işleri nasıl oluyor? @mavilendin: Belki evleniriz de düğünü orada yaparız ha? @mavilendin: Bunun ingilizcesi ne acaba? @mavilendin: Neden gidip Tarkan ya da Kıvanç Tatlıtuğ hayranı olmadıysam! @mavilendin: Ben ne anlarım ingilizceden! @mavilendin: En azından bir şansım olurdu da... @mavilendin: Dur bi dakika! @mavilendin: Tarkan evlenmişti galiba? @simon.s.g: Evet, evlenmişti *Başlangıç Tarihi: 25.02.2021 *Bitiş Tarihi: 05.04.2021
Osmanlı Güneşi by mihrininbahcesi
mihrininbahcesi
  • WpView
    Reads 1,447,234
  • WpVote
    Votes 107,810
  • WpPart
    Parts 47
Gelecekten, geçmişe engebeli bir serüven! 27 yaşında olan Feride gittiği Topkapı Sarayında esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolur. Gözünü açtığında ise kendini bambaşka bir hikâyenin içinde bulur. 21. yüzyıldan bir anda 15. yüzyıla yolcular yapan Feride Gencazer güçlü kişiliğiyle bu yaman savaştan kurtulabilicek mi? Henüz Osmanlı topraklarına nasıl geldiğini çözemeyen deli kızımız bir de kendi gibi deli mi deli bir adamla tanışacak. Haliyle, tavrıyla, asabiyetiyle tam bir Delibaşı olan Tuğtekin bey kendi deyimleri ile yeni dünyadan gelen bu kızla bir hayli zor günler geçirecek. Peki siz bu büyülü serüvene ne kadar hazırsınız?
BANA DOKUNAMAZ •RAFLARDA!• by Justbeyza7
Justbeyza7
  • WpView
    Reads 485,865
  • WpVote
    Votes 38,398
  • WpPart
    Parts 45
ATEŞ YAYINLARI FARKIYLA KİTAP OLDU 🔥 Aşk mı güçlüdür yoksa nefret mi? Peki insanoğlu en çok hangisine yenilir? Duygu ailesiyle İstanbul'a taşınan genç bir kızdır. Liseye devam etmek için gideceği okul babasına ait olsa da Duygu bunu saklamayı tercih eder. Okulda ise bu genç kızı hiç beklemediği durumlar karşılar. Son sınıf öğrencisi genç adamın geçmişinden gelen bilinmez bir sebep, onu genç kızın başörtüsüne düşman eder. Böylece ilk günden itibaren karşı karşıya gelen bu ikilinin arasındaki çekişme çok güçlü bir duyguyu oluşturur. Aşk mı nefret mi? Adamın içindeki harlı alevin acısı nasıl çıkacak? Peki kız ne yapacak? Ya derdi yakmak olan adam sonunda kızın ateşinde yanacak olursa? *Fazla beklemeden hadi içeri!*
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,320,315
  • WpVote
    Votes 2,251,736
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."