Ben Eylül küçükken babamı kaybettim ama annem hala yanımda ama başka bi adamla evlendi adamın 3 tane gıcık oğlu var ve bana eziyet edip bana kötü sözler söylüyorlar ve inanmıyıcaksınız ama bunu üvey babamda yapıyor ben buna dayanamadım ve kaçtım ve bakıcılık yapmaya karar verdim işe ihtiyacım vardı. Ve o anda hayatıma girdi Keşke daha önce bakıcılık yapmaya karar verseydim Onun gözleri Bakışları Herşeyi kusursuz Keşke seninle önceden tanışsaydım Onur...

-Ben Anka Eroğlu .Belki şuanda her şeyimi kaybedeceğim. Anka'nın bu sözüyle üç adamda ona dönmüşlerdi.Anka Aktan'ın gözlerinin içine bakarak - Berzan oğlu Aktan'ı kocalığa kabul etmiyorum ve asla da etmeyeceğim. Anka son sözünü de söyleyip çekip gitmişti. Dışardakiler heyecanla mutlu haberi beklerken Anka 'nın koşarak çıkmasıyla herkes şok olmuştu. Anka konaktan çıkıp gitmişti. Berzan ağa Haşim ağaya sinirli bir şekilde bakarak - Haşim bu ne demek oluyor .Buda mı senin bir planın . Haşim ağa bu duruma hiç memnun değildi. Anka her şeyi mahfetmişti. Ama bu durumu Berzan ağaya belli etmemeliydi. -Berzan kendine gel bu işle hiçbir ilgim yok.Kaderi değiştirmeye seninde gücün yetmiyor anlasana. Berzan ağa sinirle dışarı çıkıp etrafta Anka'yı aradı .Narin hanım Berzan ağanın yanına gidip -Berzan neler oluyor.Anka niye telaşla çıktı. -Nikah kıyılmadı.Anka nerde? -Ne ,neden ,ne oldu da kıyılmadı ? -Narin sorularını sonraya bırak.Anka nerde? -Bilmiyorum Berzan konaktan çıkıp gitti. -Allah kahretsin! Asım nerdesin? Asım Berzan ağanın seslenmesiyle hemen yanına gitti. -Buyur ağam? -Hemen Anka'yı bulun. -Emrin olur ağam . Asım adamaları toplayıp Anka'yı aramaya çıktı. Haşim ağa Aktan'a dönüp ; -Gözün aydın . Aktan Haşim ağanın konuşmasıyla üstündeki şoku atmıştı. Haşim ağaya bakıp dinlemeye başladı. -Artık özgürsün. Bak kaderi değiştirmeye babanın bile gücü yetmedi.Hayatta iki seçenek vardır .Ya yaşarsın ya ölürsün.Ama benim için iki seçenekte aynı yola çıkıyor.Biliyor musun ,kimisi kaçtığı için kurtulduğunu sanar. Ama bilmiyordur ki kaçtığı aslında kurtuluşu olacaktır. Aktan Haşim ağanın dediklerinden hicbir şey anlamamıştı.Haşim ağada bunun farkındaydı.Ayağa kalkıp Aktan'ın omzuna dokunarak. -Sen Aktan SOYLU bu gün özgürlüğüne kavuştun.Sakın endişlenme Anka ile asla evl

Pamuk tarlasında başlayan bir hayat hikayesi. Hüzün ve aşkın karşılıklı zar attığı bir saha. Bu kitabı okumaktan alamayacaksınız kendinizi. Keyifli okumalar...

Hayat istediklerimizin tam tersini karşımıza çıkarırken bir istisna ile istediği gerçekleşen azra'nın hayatını sorguluyoruz....

Turkuaz rengi gözlerinde çağlayan öfke parıltılarıyla bana döndü.Ne ara dibime kadar gelebildiğini anlayamamıştım: -Etrafına bak Efnan.Buranın kuralı benim! Çekingen bir tavırla ona baktım.'Sen kuralsızın ta kendisiyken buranın kuralı nasıl olacaksın?' diyemedim.

Dudaklarımızı ayırdığımızda, alnını alnıma doğru uzattı. Hâlâ kuçağındaydım ve sadece nefes alış verişlerimizi duyuyorduk. . .

Herşey başlama noktasına geri döndü işte. Sevmek en büyük günahdı bu memleket için. Hedef olarak seçtiği kişiyi süründürene kadar bırakmazdı bu memleket. Ağlardı analar, feryat ederdi kızları için. Gecenin yarısı dağın başında siperde beklerken ay işığında ağlarlardı genç kızlar. Dua ederlerdi kendileri için. Bir başkası onları kurtarsın diye dua ederdi. Ama olmazdı, ne kadar çok dua ederlerse etsin. Bir fayda etmiyordu. Bir çığlık sesi bide silahın sesi inletirdi memleketi. Çığlık sesi kesilince, silah sesi durmazdı yine. Yüreği sızlar insanın ve yine ağlarlardı anne yüreği olanlar. Öldürmeye çalışmaları süründürmeleri filan hikaye, hiç ölüme bile isteye atarmı insan kendini? Sanki kanaması durmak bilmeyen bu memleket damarlarından birini kesmiş gibi, kanaması durmuyor ve her saniye daha çok acıtıyor.. Daha kötü olan ne biliyor musun? Ölmüyorsun.... O an ölmek istiyorsun ama ölmüyorsun, öldürmüyorlar. Ölmek için yalvarmak istersin onlara ama bir bakmışsın ki kendini elalemin kocasının yanında bulursun, ve en kötüsü ise sana zorla sahip olurken, ileriki zamanlarda o adama aşık oluyorsun..... Feryat koptu o an avluda " ne olur Berzana ağam.." dizinin üstüne çöküp boyun eğdi oan Berzana."yalvarırım ağam, onun bir suçu yok, hem o daha küçücük" ağlamaklı sesiyle feryat ediyordu karşısındaki vicdan sahibi olmayan adama... Bu memleketin büyüğü küçüğü yoktu. Hata onlar için en büyük suçtu. Susmak çare değildi, ama susmak zorunda kalıyordu insan. 'bir yandan erkek çocuğum olsun namımı sürdürsün. Bir yanda kız çocuğum olsun namusumuzu temizlesin' derlerdi bu vicdansız memleket adamları. Kız çocuklarını namus için, erkeklerin yaptığı suçları örtmek için kullanırlardı. İşte herşey bi mermi kadar kolaydı. Feryat içinde tekrar silah sesleri yükseldi avluda...

Nazikçe gencin ellerini kavradı kız. " Dokunduğun her şeyi renklendiriyorsun. " dedi. Yavaşça gömleğinin içerisine yöneltti bu genç adamın ellerini. " Ve işte bu yüzden bu sefer bana dokunmanı istiyorum. "

Aşkın, esaretin hikayesi.... Karlos ve Yaren'in hikayesi