Girl✨Boy
8 stories
Maça Kızı 8 by dpamuk
dpamuk
  • WpView
    Reads 173,933,969
  • WpVote
    Votes 7,371,403
  • WpPart
    Parts 221
"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlanma Tarihi: 21 Mayıs 2017 Maça Kızı 8, üç kısımdan oluşan bir seridir; hepsi bu kitap altında toplanacaktır.
ASEL by kitaplarvesozleri
kitaplarvesozleri
  • WpView
    Reads 1,885,437
  • WpVote
    Votes 97,029
  • WpPart
    Parts 30
Cennetteki ırmağı kirleten her kötülüğe... "Vicdan, varlığında tedirgin ederken yokluğunda ağır gelirdi. En savunmasız anınızda içinizde yükselip tüm bedeninizi ele geçirirdi. Çaresizce geçmişe dönüp vicdanınızı sızlatan anı yok etmek isteseniz de asla oradan ayrılmaz daha da acımasızlaşırdı. Her şeyin yoluna girdiğini düşündüğünüz o küçük anlarda bile bir şekilde ortaya çıkıp nefesinizi keserdi. Elinizden hiçbir şey gelmezken acının azalması için her şeyi göze alabileceğinizi bilirdiniz."
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,280,890
  • WpVote
    Votes 692,761
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,798,360
  • WpVote
    Votes 192,343
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
+22 more
AV & AVCI by AylemGngrd
AylemGngrd
  • WpView
    Reads 3,882,320
  • WpVote
    Votes 144,285
  • WpPart
    Parts 45
!!! Kitap +18 içerik barındıracaktır, rahatsız olanlar lütfen bunu göze alarak kitaba başlasınlar !!!! 🦋 İşte şimdi çok korkuyordum. İliklerime kadar korkuyor, korkunun tadını dilimin ucunda hissedebiliyordum. Yanılmıştım, bu adam tehlikeliden de öteydi. Bu adam ölümün ta kendisiydi. Avlarını birer birer toplayarak onların cehennemi olan bir avcıydı. Kuzey Bozkurt... Bir katildi. 🦋 Avına aşık olan avcı, avcı mıdır yoksa av mı? 🦋 • Fantastik kitap değildir !
Zindan by PearlHarbor35
PearlHarbor35
  • WpView
    Reads 6,414,618
  • WpVote
    Votes 185,145
  • WpPart
    Parts 63
Karşımdaki adamın bakışları ruhsuzdu. Taş kalpli ve duygusuzdu. Hareketleri sert ve umursamazdı. Tolgay Parçak Ruhumu öldüren ve zindanına hapis eden adamın ta kendisiydi. Kapak Tasarımı: silakosay
Kayla: Sükùt-u Vaveyla (Ara Verildi) by sontagese
sontagese
  • WpView
    Reads 39,210
  • WpVote
    Votes 1,996
  • WpPart
    Parts 15
Diğer kitabım olan Zor Aşk bitene kadar ara verilmiştir. KAYLA "Her yeri arayın! İçeride tek bir canlı bile bırakmayacaksınız!" Diye bağırdım. İntikam vaktim gelmişti. Sıra bendeydi. Kardeşimi benden alan o pisliğin hayatını mahvedecektim. İçeride olan herkes bunun bedelini ödeyecekti! Bütün uçkuruna düşkün pezevenkler dışarı çıkartıldı. Acımasız bir adam değildim ben, zorunda kalmıştım. Doktordum, kardeşim alınana kadar. İçeriden kim çıkarsa çıksın cehennemi olacaktım. Ta ki o karanlık ücrada terkedilmiş bedeni bulana kadar. Hayatımda bir çok olay görmüştüm, bir çok vahşete tanık olmuştum. Tecavüzler, darplar, katiller... bu kız kanımı dondurmuştu. Çırılçıplak bedeninin üzerindeki izler, donuk bakışları, kimdi bu kız? Her şeyi hesaplamıştım, böyle bir kızın içeride olmaması gerekiyordu. -"Kim bu?" Dedim soğuk sesimle içimdeki meraka rağmen. -"Cevap vermiyor Arslan Bey." Kıza doğru bir adım attım. Fahişe miydi? Cengiz'in fahişesi? Değildi. Kızın incelemeler sonucunda çıkarttığımız tıbbi hikayesine baktım. Doğrusunu asla öğrenemeyecektik, konuşmuyordu. O zamana kadar kan dondurucu hikaye buydu: Bu kız doğduğundan beri o mahzende yaşamıştı, dışarıya hiç çıkmamıştı. Hayatında hiç bir kedi görmemişti mesela... Yıllardır tecavüze uğruyordu. Kimliği, adı veya ona dair herhangibir bilgi yoktu. Sadece gözlerindeki korku... Çıkan her test sonucu kanımı daha da donduruyordu. Hiç bir yaratık bu kadar cani olamazdı... Adını bile ben koymuştum onun: Kayla...
KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA) by msmarvi
msmarvi
  • WpView
    Reads 15,186,870
  • WpVote
    Votes 172,028
  • WpPart
    Parts 39
Koca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan kokusuna. Ve dinledi toprak sözlerini. "Saçların kadar uzun ve güzel olsun ömrün Küçük Yalancı." Dedi adam, ama kesti kadının saçlarını kendi elleriyle, kıydı sevdiğinin ömrüne. "Hiçbir yere gitmeyeceğim sevgilim..." Dedi kadın, ama tutmadı sözünü, kıydı sevdiğinin aşkına. Sevdiği kadınları bir bir kaybeden acımasız katil, Akın Korel. Sevgiden yoksun kurak bir kalp ve o kalpte açan beyaz bir papatya. Kendi döktüğü göz yaşlarıyla büyüdü, getirdi baharı. Kimse fark etmedi onu. Güllere ulaşılmak isteyenlerce ezildi, yine döktü göz yaşlarını. Adam fark etti solan papatyayı, aldı ellerine. Ama öldü beyaz papatya. Muhteşem bir koku sardı etrafı. Ölü bir çiçek hiç böyle güzel kokar mıydı? Yaşadığını sandı, sevindi adam. Ama bilmiyordu papatyaların ölünce koktuğunu. Öğrendiğinde ise artık çok geçti...