artık tamamlayın şunları ya
23 cerita
HÜKÜMRAN  oleh sumeyyelkoc
HÜKÜMRAN
sumeyyelkoc
  • Membaca 6,577,878
  • Suara 429,843
  • Bagian 75
"Gitmek mi istiyorsun?" diye sordu. "Evet," dedim. "Gözlerime bak," dedi. Baktım. Ve saatler sonra bakışlarında ilk kez, ufacık bir ihtimalle cebelleşen şüpheyi gördüm. "Ben sana her şeyimsin dedim. Ama sen hiçbir şeyimmişsin." Artık yapabilecek hiçbir şey kalmamıştı. Yolun sonu burasıydı ve o ne yaparsa yapsın, gidişime engel olamayacaktı. Saatler içinde çökmüştü güzel yüzü. Bomboştu karanlık gözleri. Bana öyle bir bakıyordu ki, sanki bıçağı kalbine saplamışım da geri çekmek bilmemişim gibi. "Bu bir son değil," dedi sadece benim duyabileceğim bir sesle. "Gideceksin ve ne yazık ki ben seni bırakmayacağım. Daha önce de söylediğim gibi, istersen dünyanın öbür ucuna git, yine de bulurum seni. Ama eğer seni bulduğumda, bir şeylere mecbur kalmadığını anlarsam, ikimize de geçmiş olsun. Eğer ki gerçekten benden intikam almışsan..." Gözlerine uzun uzun bakmak, dakikalarca nefes tutmakla eş değerdi. "Dua et ki Allah seni karşıma çıkarmasın."
MERHAMETSİZ  (Belki yeniden birgün dönecek) 🥹 oleh brgulney
MERHAMETSİZ (Belki yeniden birgün dönecek) 🥹
brgulney
  • Membaca 279,943
  • Suara 9,490
  • Bagian 35
Ruha acımasızca işlenmiş işkencenin izleriydi tüm bu olanlar... Yığınla eziyetin altında kalmış, yanarak küle dönüşmüş bir acımasızın öyküsü... Küllerinden doğan Azap'ın izleri... Acıyla beslenen, korkuyla soluksuz yaşayan, af nedir bilmeyen bir elem... Bir merhametsizin yıkıcı hikayesi... Not: Hikaye yeni bir kurgudur. Beğenilme durumuna göre devamı gelecektir. Yetişkin içerik bulunur!
İSYAN ÇİÇEĞİ oleh karakalem82
İSYAN ÇİÇEĞİ
karakalem82
  • Membaca 3,969,479
  • Suara 203,323
  • Bagian 98
Fırat bencildi, İsyan Çiçeği asiydi, lakin kaderleri bir yazılmıştı. İkisi birbirine aitti, ayrılık ölüm getiriyordu...
103 GÜN oleh fundaygoodday
103 GÜN
fundaygoodday
  • Membaca 125,508
  • Suara 9,769
  • Bagian 39
07.04.2020 Geçmişi ardımda bırakıp önümü döndüğümde bile karşıma geçmişim çıkıyordu. Tüm yönlerim artık birbirine karışıyordu ve ben doğru yönün neresi olduğuna bir türlü karar veremiyordum. Etrafımda bir fırtına vardı. Beni oradan oraya savurup gücümü azaltıyordu. Bir sokağın ortasında gece göğsümün üstüne çökmüşken rüzgâr yüzüme çarpıyordu. Yan yana dizili evlerin bazılarının ışıkları açıktı. Sokakta evler, arabalar varken bile sokak terk edilmiş gibi duruyordu. Gece sokağın üzerinden çekilmişti ama güneş bu sokağı çok önceden terk etmişti. Karanlık hep buradaydı. Karanlık benim olduğum yeri esir alırdı. Gözlerime bakmazdı, gözlerimi hapsederdi. Kulaklarımı tıkamazdı, sesleri duymamı isterdi. Elimi ve kollarımı bağlamazdı; hareket edip bir yerlere çarpmamı keyifle izlerdi. Karanlık her zaman o adamın bedenine bürünürdü. Bana bakar, beni görür, beni arar ve beni her zaman bulurdu. Konu o oldukça dünya gerçekten de küçülürdü. Tüm ihtimaller yanar, yok olur ve onun kötülükleriyle tekrardan var olurdu. Sanki beni herkesin gördüğü bir yerde öldürse, dudaklarından adım nefretle dökülse, ellerinde kanım olsa ve gözlerinde nefes alırkenki son görüntüm belirse bile bir şekilde herkesi, kendisinin masum olduğuna inandırabilirdi. Ölmekten korkarken, bir ihtimal uğruna her şeyi hiçe sayarken, o kadar kötülüğün içinde onu tanıdım. Bana gülümsedi, beni gülümsetti, bana sarıldı ve göğsünde uyumama izin verdi. Uykularımı kaçıran korkularımın içinde bana uyumayı öğretti. Kötü olma ihtimalini her yüzüne vurduğumda beni anlayışla karşıladı. Tenim tenine değdi, benden alınan birkaç saati avuçlarımın içine koydu ve elleriyle ellerimi korudu. Cümleler dudaklarımdan dökülemedi ama o gözlerini kapatıp beni hep dinledi. ⌛ Tüm hakları saklıdır.
Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDI oleh DacyGazelle
Yedi Saniye Virüsü | TAMAMLANDI
DacyGazelle
  • Membaca 225,145
  • Suara 26,608
  • Bagian 63
Bilim Kurgu | Romantik | Her şey üç buçuk yıl önce Güney Afrika'da başladı. Güney Afrika'da Tabari adında elli iki yaşındaki bir teyzenin vücudundaki tüm kıllar döküldü. Bir hafta içerisinde gözleri görmez oldu ve tuhaf davranmaya başladı. Bir haftanın sonunda kendini kaybedip etrafındaki insanları onunla göz teması kurması için zorlamaya başladı. Onunla en az yedi saniye göz teması kuran kişilerde de aynı belirtiler görüldüğünde ilk yayılma başlamış oldu. Bunun ne olduğunu bilen bir kişi bile olmadı, hiçbir bilim insanı bu virüsün nereden geldiğini açıklayamadı. Ve YEDİ SANİYE VİRÜSÜ yayılmaya devam ederken ben hayatta kalanların alındığı Kamp 54'te, ölümü bekleyen sözde nişanlım ve dostlarımla beraber, kampa yeni gelen kişinin gizemini çözmeye çalışıyordum. Onun doğru olduğu bilinen tek adı Kapanın Sahibi'ydi ve gelişiyle her şeyin düzenini bozmuştu. Onunla ne kadar ters düşsek de çok yakında birbirimizin kaderini değiştireceğimizi bilmiyorduk. ❝ ❞ "Keşke bu şekilde tanışmasaydık Kapanın Sahibi." Yutkundu, kısılan göz kapaklarının üstündeki kaşları hafifçe çatıldı. Gözüme kızgın değil de acı çekiyor gibi gözüküyordu. Keşkeler hiçbir işe yaramazdı ki. Bizi üzmekten başka. "Yan yana olan iki kişi, ya birbirine iyi gelir ya da birbirini ölümüne götürürmüş." Başımı iki yana salladım, "Biz ikisini aynı anda yapıyoruz ama." dediğimde dudakları gergince kıvrıldı. "Seninle ikisine de var olan birini bulmak zordur..." Yanağımı seven parmağı durdu. Bakışları, içime işleyen sözcükleri bana en başından fısıldıyordu. "Sen buldun." "Sen de buldun." ❝ ❞
AYDIN MAHALLESİ oleh binokurrbiryazar
AYDIN MAHALLESİ
binokurrbiryazar
  • Membaca 6,991,487
  • Suara 273,403
  • Bagian 41
"Peki ya sen?!" diye sordum çatallaşan sesimle. Anın stresiyle dudaklarımı yaladığımda gözlerini dudaklarıma indirip bir müddet orada tuttu. Alnında beliren mavi damarı soluk ışığa rağmen fark edebiliyordum. "Sen de çıkacak mısın benim hayatımdan Dinçer abi?!" Gözlerimiz tekrar buluştuğunda, alev alev yanan hareleri içimde bir ateşi yaktı, yandığımı hissettim. Bu his, elimi kolumu bağlamıştı sanki. "Hayır!" taviz vermeyen katı sesi benliğimde yankılandı, yankılandı... Üstüme daha da eğilerek çenemden tutup kendi yüzüne doğru yaklaştırınca heyecandan titredim. Hiç bilmediğim bu duyguyu, pembe nevresim takımımın içinde, yirmi sekiz yaşında olan Dinçer abiyle yüzlerimizin arasında milimler varken yaşamak... Hele ki hala abi diyordum, boğazıma taş gibi oturdu. "Ben senin bu dünya da ahirette de elini tutacağın tek adamım.." ◾
PUSULA oleh arvs98
PUSULA
arvs98
  • Membaca 6,601,101
  • Suara 276,155
  • Bagian 73
Aşkın imkansızlığı kalplere dokunup, kimseyi bu kadar acıtmayacaktı. İntikamın soğukluğu damarlarınıza sokulup, sizi hiç böyle üşütmeyecekti. Ve olağanüstü yetenekler zaaflara kurban olurken, okurlar yerinde duramayacaktı. Mantığıyla aşk arasında kaldığında, ne yapardı? Sorunun cevabı kitap da.
ASENA oleh denizmavisii22
ASENA
denizmavisii22
  • Membaca 5,676,567
  • Suara 226,412
  • Bagian 87
Göz göze geldiği tüm erkekleri etkisi altına alabileceği halde, o bir tek kişide tutuklu kalmıştı. Göz göze geldikleri her anda onu etkisi altına alan tek kişiye. Nevra Asena Karahan, vatan aşkıyla yanıp tutuşan bir adama kapılmıştı. Bilmediği şeyse aynı şekilde Kağan Akıncı'nın da ona kapılmasıydı. Kağan Akıncı onun için bir milattı. Sıradan olan hayatını alt üst eden bir milat. Babasının Asena'sı, annesinin Nevra'sıydı o. O adı gibi bir Asena'ydı. Tam bir dişi kurt. Öncesinde sadece Asena'yken, şimdi kalbinde Kağan'ı taşıyan bir Asena'ydı. * * * * * * * * * * Büyük kayanın arkasına yaslanarak elindeki silahını yavaşça yere koydu ve kulağındaki telefona dikkat kesildi. Yaklaşık 9 gündür ilk defa çekiyordu telefonu. "Oralar nasıl? Güzel mi?" Telefonun ucundan kızın naif ama alaycı sesi çıkınca gözlerini kısarak ciddiyetle çevresine baktı. Dağın başında onlar tarafından elleri ve ayakları bağlanmış bir kaç terörist. Tiksinerek diğer tarafa baktı. Askerlerinin bir kısmı yorgunluktan yere serilmiş bir şekilde yatarken, Fırat ve bir kaç kişi gülerek muhabbet ediyorlardı. "Hayır" Karşı taraftan ses gelmezken sanki kız 'neden' diye sormuş gibi, özlemle iç çekti ve "sen yoksun" diye fısıldadı.
İMKANSIZIN KOLLARINDA oleh yurttasulh
İMKANSIZIN KOLLARINDA
yurttasulh
  • Membaca 4,432,698
  • Suara 125,008
  • Bagian 31
" A-Ali abi, bırak! Hala ne diyorsun?". " O piçi etrafında görürsem nefesini keserim o veledin." Sinirle belimi saran kollarını sıktım. " Ne hakla diyorum bende sana he?! Ne hakla?! Hayatımdaki insan o olacak belki. Belki sevgilim olacak!" " Sevgilin! Öyle mi?" " Öyle, belkide ilerde kocam olacak!" Elalarının ateşle yandığına yakından şahit oldum.Sinirle daha da üzerine çekti beni. Dehşetle açıldı gözlerim. " Kocan olacak ? O ibne? O cibilliyetini s*ktiğim! Senin kocan olacak?" Onun sinirini anlamıyordum. Hele şuanki pozisyonumuzu asla. Allahım ne yapıyorduk biz? " Olamaz. İzin vermem.." ~3.Bölümden Kesit~ Başlangıç tarihi: 19.06.18 Kapak: @ruhsuzkalemler
Karanlığın Aç Çocukları (1.Kitap Akılbaz & 2.Kitap Canbaz) oleh lefazen
Karanlığın Aç Çocukları (1.Kitap Akılbaz & 2.Kitap Canbaz)
lefazen
  • Membaca 11,061,093
  • Suara 362,721
  • Bagian 71
Parmak uçlarım geniş omuzlarına dokunduğunda aniden gözlerime baktı. "Artık ben senin kadar kötüyüm, sende benim kadar kötü. Başımı yaslayabilirim bu omza, ikimizde hak ederiz." Ondan bir cevap beklemekten ziyade kendi kendime konuşuyor gibiydim. Az önce parmak uçlarımı gezdirdiğim omzuna başımı yasladığımda göğsüme büyük bir ağırlık çöktü. Öyle ki neredeyse nefes almakta zorlanıyordum. Reha ensemin üzerinden saçlarıma dokunduğuna iyice yoğunlaştı o his. Anlımı omzuna bastırarak gözlerimi sıkıca yumdum. Ama nasılsa, hayatımı zaten berbat etmemiş miydim? Kısık sesle, hatta neredeyse fısıldar gibi "Her şeyi mahvettik, artık kimin neyi hak ettiğini hesaplayamayacak kadar mahvoldu her şey." dedi. 🗝️ Karanlığın Aç Çocukları Serisi, Akılbaz (1.kitap) ve Canbaz (2.kitap) olmak üzere bütün bölümleri burada yayımlanmaktadır. Uyarı: Bu kitap serisi 18 yaşından büyük okuyucular için uygundur.