Arzu581 adlı kullanıcının Okuma Listesi
26 stories
SİTEM by Naime_Donderici
Naime_Donderici
  • WpView
    Reads 2,106,150
  • WpVote
    Votes 80,333
  • WpPart
    Parts 53
Bir kadın, Hayatı zor yoldan tecrübe eden, zor bir karar vermeye itilen, dimdik ayakta kalan... Bir adam, Sevmeyi bilmeyen, henüz yeterince büyümeyen... Bir yabancı, Kadının her anında yardımcı... Ve bir çocuk, Geleceği masumiyetle yıkanmış, geçmişi karanlıklarla sarılı... Zeynep'in zor bir hayatı vardı. Alaz hayatına girdiğinde işleri onun için daha da zorlaştıracaktı. Çam ağaçlarının efsunlu kokuları arasında geçen bir yazın ardında birbirine mahkûm olan iki yaralı ruh kalacaktı. Bir karar bir oğlu babasından ayıracak, bir kadına sıfırdan başlama imkânı sunacaktı. Tekrar karşılaştıklarında iki ayrı hayat bir araya gelebilecek miydi? Yoksa her şey için çok mu geçti? "Gitme Zeynep..." Buruk bir tebessüm yerleşen yüzünü Alaz'a çevirdi. Ateş'in birebir kopyası gözlere bakmak onun için çok zordu. Oğluna her baktığında yüreğinde kabaran sevgiye, bu adamın kendisine yaptıkları karışıyor; duygularını çamurlu bir su gibi bulanıklaştırıyordu. Ellerini Alaz'ın tutuşundan kurtardı. "Giden ben değilim, Alaz. Giden hep sendin. O yaz, ağaçların arasında sevgimi ve bebeğimi terk eden sendin. Düğün gecemizde başka kollara koşan yine sendin. Evliliğimiz boyunca her gece başka bedenlerde kendini kaybeden sendin. Ateş'i babasız bırakan da sendin. Ben gittiğimde bile aslında sen orada değildin. Gitme diyemezsin sen bana. Bana gelmek için hiçbir çaba sarf etmemişken, benden bir kere daha kendimi senin için feda etmemi bekleyemezsin!"
PEMBE PANJURLU EV (TAMAMLANDI) by hayaldin92
hayaldin92
  • WpView
    Reads 92,127
  • WpVote
    Votes 5,567
  • WpPart
    Parts 31
Pembe Panjurlu Ev sarsıcı bir hikaye ve unutulmaz karakterleriyle okuyucularını derin duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, bir kadının evliliğindeki mutsuzluğunu ve kocasının ihanetini keşfetmesinin ardından başlayan trajik olayları anlatıyor. İkinci eşin ortaya çıkmasıyla yaşadığı şokun yanı sıra, kendi hamileliğinin de ortaya çıkmasıyla daha da zorlu bir sürece girer. Boşanma davası açarak kurtulmaya çalışırken, takıntılı kadının tehditleri ve sınavlarından kurtulmaya çalışır. Pembe Panjurlu Ev, okuyucuları derinden etkileyen ve hayatın acımasız gerçeklerini gösteren bir hikaye. Karakterlerin çekişmeleri, aşkları ve hüzünlü sonları, okuyucuların unutamayacağı bir deneyim sunuyor. Bu kitap, aşk, kayıp ve intikam arayışı hakkında unutulmaz bir yolculuğa çıkacak okuyucuları bekliyor. #1 Aldatma #1 Masal #3 Sadakat #6 Mazoşist #8 Komedi #1 Alışveriş #2 Dram #1 Romantiz #14 İhanet #2 Pembe #4 romans #4 alınyazısı #3 Kış #1 aşkmacerası
GİRAY by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 1,870,359
  • WpVote
    Votes 122,889
  • WpPart
    Parts 53
"Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın. Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken saçını açmaktan çekinmemesi gerektiğini düşünmüştü, helaldi artık sonuçta... Aynadan onunla göz göze gelince sordu aynı tereddütle, "Keseyim mi yani?" Giray kaşlarını çattı kızın tavrıyla, ilk tanıştıklarında her lafıyla bir kasırga koparacak kadar kesin olan Dilrûba artık her daim kırılgandı.. Artık evli olduklarında, kocası sıfatı taşıdığından mıydı bu tavrı? Bazen düşünüyordu, ona yardım edeyim derken bastırmış, ya da ezmiş miydi hiç? Boyun eğmeye mahkum mu hissettirmişti? Düşündüğüyle kendine olan öfkesini atamadan sordu kıza, "Niye kesecekmişsin?" "Dökülür belki. Aynı odada olacağız ya.." yutkundu, boğazını tazeledi ama sözlerini tazeleyemedi, ne diyecekti ki? Bilemedi Dilrûba.. "Dağılır her yere." Giray rahatsız olurdu belki kendisinden parçaları her yerde görürse.. Onun konuyu açmamasını uzun bir süre aynı odada kalacaklarına yormuştu çünkü.. Gözlerini kızdan ayırmadan yaklaştı Giray. Bakışları onun uzun saçlarını okşasa da eli çekindi, mahrum kaldı bu tatlı zevkten, "Dökülsün.." dedi yumuşakça, Ben toplarım senin ardından.' dedi içinden, 'Bir de saklarım, kimseler göremez, benim mahremim olur..' 'Senin gibi...' Saçlarını tutarak hafifçe tebessüm etti Dilrûba, "Salık gezmem o zaman, fazla dökülmez.." dedi ama saç değildi tam olarak kastettiği. Hayatında bana dair pek bir iz bırakmam, rahatsız, olmazsın diyordu.. Şu akşamdan itibaren herkes biliyordu evli olduklarını... O yüzden sanki iki gün önce değil de şimdi kıyılmış gibiydi nikâhları.. Öyle hissediyordu. "İstediğin gibi gez, nasıl rahat eder, nasıl istersen.."
AYKIŞLI  by vianiec
vianiec
  • WpView
    Reads 2,561,546
  • WpVote
    Votes 124,598
  • WpPart
    Parts 32
1970'lerde köyde geçmektedir. Sıcak kolları ile sarıp sarmaladı onun yanında cılız ve küçük kalan bedenimi. Buz gibi günahlarım onunayken yerle yeksan oldu. Kimsesiz ruhuma yabancılaşmadan öksüz bedenime sahip çıktı , yalnız onun yanındayken ruhum başını bir evi sokabildi. Beni sokaklarda kaçtığım insanlarla mücadelem ile yalnız bırakmadı koca yüreği ve kudretiyle. Ama bunu yaparken kendine aşık etmeden de alı koymadı. İyilik mi yaptı kötülük mü anlayamadım. Göğüs kafesim bana dar gelmeye başladı. Oraya kocaman bir adam sığdırmak elbette kolay olmayacaktı. Kapak Tasarımı: @mithraae #tarihikurgu6
ON YIL by asknnur
asknnur
  • WpView
    Reads 297,871
  • WpVote
    Votes 1,485
  • WpPart
    Parts 2
KİTAP OLACAĞI İÇİN YAYINDAN KALDIRILMIŞTIR Çoğu kişi ilk aşık olduğu anı hatırlamaz. Ben hatırlıyorum. Yedi yaşındaydım, iki dişim eksikti ve doğum günü pastamı üflüyordum. Sonra onu bir daha görmedim. Ta ki on yıl sonra ilk aşkım kasabaya dönene kadar... James Redford tehlikeli derecede romantikti, yakışıklıydı ve her kızın iyi etmek isteyeceği tramvatik bir geçmişi vardı. Lisede geçirdiğim en harika bir seneydi. James ve onun abartılı aşkı her yanımı sarmalamıştı. Masal gibi geçen bir yazın ardından yol ayrımına gelmiştik, ona veda etmek zorundaydım. İlk ve tek aşkıma. Geleceğimiz için bir karar vermem gerekiyordu ve ben her zaman kendimden çok başkalarını düşünen türde bir kızdım. On yedi yaşında yaptığım bu seçimle hayatımızdan on yıl daha çaldım. Yirmi yedi yaşında, başarılı bir boşanma Avukatıydım. Hayallerimdeki hayatı yaşıyordum. James'in hayatına da yön vermiştim. Şimdi sadece televizyondan görebileceğim yıldız bir futbolcuydu. Fakat bu seferki on yıl çok masum geçmemişti. Karşılaşmamızda romantik film tadında olmamıştı. İkimizde nefret, aşk ve ihtiras doluyduk. İkimizde kazanmaya alışkındık. İkimizde bir diğerini yaralamak istiyorduk. "Eğer gözlerine on saniyeden uzun bakarsam, seni sonsuza kadar kalbimde tutarım."
Bir Bebek Özleminde by hepumuttanoldu
hepumuttanoldu
  • WpView
    Reads 2,700,215
  • WpVote
    Votes 95,866
  • WpPart
    Parts 32
Eski bir köy kurgusudur. İnsanların bilinçsiz ve cahil olduğu "dönem" kurgusu olduğunu unutmadan okumanızı rica ediyorum. Bu bir kitap, gerçek hayata dair, geçmişe dair içinde yüzlerce düşünce barındırıyor. Yazılanlar 'yazarın' düşüncesi değildir, içine büründüğü karakterin o döneme uygun düşüncesidir. Her karakter ile onun düşüncesini savunuyor anlamına gelmez bu. İyi bir tipleme yazarken iyi, kötü bir tipleme yazarken nasıl ki bizde kötü olmuyorsak, yazdığımız şeyler de istediğimiz şeyler olmadığında, kendi fikirlerimiz ya da düşünce yapımız olmadığında bir karaktere büründüğümüzde, saygı göstermeyi bilmeliyiz. ☠︎︎⚠︎⚠︎⚠︎☠︎︎ *YAŞ FARKI İÇERİR *BİR ANDA DEĞİL ZAMANLA GELİŞECEK BİR KURGU BARINDIRIR. *SAYGISIZ VE OKUDUĞUNA ÇAMUR ATMAYI SEVEN İNSANLAR RİCA EDİYORUM BAŞLAMASIN. Keyifli okumalar...
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,128,587
  • WpVote
    Votes 2,069,205
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
GÜVEY (Tamamlandı) by aurasea
aurasea
  • WpView
    Reads 167,454
  • WpVote
    Votes 10,322
  • WpPart
    Parts 40
Seksenlerin başında, küçük bir şehrin iki ayrı köyünde yaşayan iki genç. Kendi hayatlarına seyirci kalmış ve başkalarının tercihlerini kendilerine şükür sebebi etmiş iki hayat birleştiğinde daha katlanılabilirdi. Çünkü, yarım kalmış bir hayatı ancak yarım kalan bir hayat tamamlardı.
~ŞÛRÎDE~ by blumargherita
blumargherita
  • WpView
    Reads 1,833,992
  • WpVote
    Votes 88,468
  • WpPart
    Parts 58
"Dokunma bana! Dokunma!". "Dokunacağım! Kocam değil misin!". "Değilim! Hiç bir şeyin değilim senin. Anlamadın mı bunu hala?". Ezo duyduklarına aldırmayıp İbrahim'in dudaklarına açlıkla saldırdı. Isırıyor, yalıyor, çekiştiriyordu. İbrahim'in onu itmesine aldırmadan daha da yapıştı kocasına. "Midemi bulandırma daha fazla. Dokunmanı istemiyorum anlamıyor musun!". "İbrahim sev beni. Kurbanın olayım sev artık!". "Her şeyi bilirken hala seni nasıl sevmemi beklersin?". "Seviş benimle. Lütfen!". "Sana...dokunmayacağım!". Ezo daha fazla ayakta kalamayıp yere dizlerinin üzerine çöktü. Birilerinin duymasına aldırmadan ağlamaya başladı. "Anne olmak istiyorum İbrahim. Bebeğim olsun, karnım şişsin, mememi emsin, bana anne desin...". "Sen asla anne olamayacaksın Ezo! Anla artık".
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,479,175
  • WpVote
    Votes 544,934
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.