Fav
5 stories
A0023 by ruhperver
ruhperver
  • WpView
    Reads 861,990
  • WpVote
    Votes 72,389
  • WpPart
    Parts 65
On altı yaşındaki Reena zamanda donduruldu. Yıllar sonra gözlerini yeni bir dünyaya açtı. Ait olduğu medeniyet yok olmuş ve geriye yalnızca bir ülke kalmıştı; Ocria. Reena, geçmişinin sır perdesi aralamaya çalıştıkça kendisini daha büyük bir çıkmazda buldu. Neden bu yeni ülkede kimse sorularını cevaplamaya yanaşmıyordu? Hükümet doğru mu söylüyordu? Gerçekten Ocria'nın dışında hayat yok muydu, yoksa bu, onları içerde tutmak için uydurulan bir yalandan mı ibaretti? Ocria'daki dengesizlikler kısa sürede Reena'nın gözüne çarpmaya başladı. Kendisi gibi sorgulayan insanları bulması zor olmayacaktı. Gençler başlarına geleceklerden habersizdi. Peki sonunda Ocria'dan çıkmanın bir yolunu bulabilecekler miydi?
KOLYE by denizyolcusu
denizyolcusu
  • WpView
    Reads 1,756,246
  • WpVote
    Votes 130,858
  • WpPart
    Parts 51
"Güneş'in ölmeye başladığı zamanlarda, Dünya'yı başka bir galaksiye taşıyacak güce sahip iki kolye icat edilir. Ne var ki kolyeyi taşıyacak iki kişinin, insanlığı korumak adına ödemesi gereken ağır bir bedel vardır. " Yeni devirde, dengeler değişmiş; teknoloji ilerlemiş fakat insanların teknolojiden yararlanmaları kısıtlanmıştır. İletişim, telefonlar yerine kafa derilerine yerleşen çiplerle; ulaşım, gökyüzünde süzülen arabalarla sağlanmaktadır. Otoriteler, insanların kıyamet korkusundan faydalanarak yönetim gücünü elde etmişlerdir. Yönetime baş kaldırabilen tek grup, gelecekten geldiğini iddia eden ve galaksiler arası kaçışın bir felakete neden olacağını duyuran 'Kuledekiler' adlı örgüttür. Hira, doğduğu günden beri bedeninde taşıdığı kolyenin, yaşadığı gezegeni yaklaşan kıyametten kurtaracak büyük bir planın kilidi olduğunu öğrendiğinde on altı yaşındadır. İnsanlığı kurtarmak için kendi hayatından, hayallerinden ve herkesten gizli tuttuğu aşkından vazgeçmeye zorlanır. Kolye, kimsesi olmayan bir kızın, sonunu bildiği bir savaştaki mağlubiyetini anlatır.
AYDINLIĞA HİCRET by symfdn
symfdn
  • WpView
    Reads 770,480
  • WpVote
    Votes 52,530
  • WpPart
    Parts 59
-TAMAMLANDI- Mevlana derki aşk ateşi önce sevilene, oradan sevene düşermiş. Yani bir insan aşık olmuşsa, maşuk ışığını yaktığı için olmuştur. Eğer maşuk yanmazsa, aşık yanamaz. Eğer maşuk, bir mum gibi ateşe düşüp eriyemezse o ateş, pervaneye düşmez. Aşk; Birinin Şem, birinin Pervane olması ile başlar. Aşk; Sevdiğin de yok olma ile başlar. Ve Aşk; Hem Şem hem de Pervane olduğun da, bir olduğun da, biz olduğun da başlar. Aşkın denizin de akıl dalgaları durulur, İmtihan bu ya; balığın gönlü çöle vurulur... (Şems-i Tebrizi)
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 37,955,368
  • WpVote
    Votes 2,065,516
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,137,837
  • WpVote
    Votes 2,248,429
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."