muratdkmn adlı kullanıcının Okuma Listesi
12 stories
ÇATAL KARAM by busrayurdakul
busrayurdakul
  • WpView
    Reads 226,539
  • WpVote
    Votes 14,054
  • WpPart
    Parts 25
Mihriban gülüyor, kıkırtılar bırakıyor ve farkında olmadan karnını okşayan kocasını hissediyordu. Uzun kavak ağaçlarının yanına vardıklarında Gülsarı yavaşladı, ufuğa doğru usulca yürürken kocasının göğsüne sırtını yasladı. Kocası saçlarının kokusunu içine çekerken atın eyerini tuttu. Mihriban ufuğa dalmışken, "Sonunda ne var dersin? Dünya bu köy mü? Bu köy kadar küçük mü? Çıkacak mıyım şu köyden, görecek miyim engin denizleri?" dedi ve Gülsarı'nın yelelerini usul usul okşadı. Sözleri kocasını etkilemişti, Emin atın üstünde duran karısını bir nebze daha kendisine çekti. Ne yaptığını sorgulamak umrunda bile değildi, Mihriban dilberi karısı değil miydi? Koynuna alsa, bir nebze sevgi verse kim neye karışırdı? Peki ya Cennet? Gerçek sevdası Cennet miydi? Öyleyse Mihriban'ın her halini sevecekmiş gibi hissetmezdi ki. "Kader," dedi net bir sesle. "Kader Mihriban, kader."
Gecenin Kraliçesi (Kitap Oldu) by agyildiz
agyildiz
  • WpView
    Reads 17,934,417
  • WpVote
    Votes 20,836
  • WpPart
    Parts 4
Tam hayattan vazgeçerken, Beni aşka inandır. mizah#1 (09.06.2019) texting#1 (18.06.2019) lise#1 (22.07.2019) anonim#1 (26.07.2019) macera#1 (02.12.2019) genelkurgu#1 (31.12.2019) gençkızedebiyatı#1(20.01.2020) kısahikâye#1(05.03.2020) gençkurgu#1(07.03.2020) romantik#1(16.05.2020) romantizm#1(28.05.2020) komik#1(30.05.2020) dostluk#1(25.06.2020) komedi#1 (05.12.2020) Başlama Tarihi: 16 Mayıs 2019💫 Bitirme Tarihi: 8 Eylül 2019💫 Kapak| missisbhikayeleri
MÂHÎ by blackmavi
blackmavi
  • WpView
    Reads 12,292,126
  • WpVote
    Votes 459,638
  • WpPart
    Parts 50
Beni sevebilir miydi gerçekten? Böylesi kötü bir adam, sevgi nedir bilir miydi? ▪▪▪ ID1826RG
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,797,852
  • WpVote
    Votes 192,336
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,279,065
  • WpVote
    Votes 692,728
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,095,405
  • WpVote
    Votes 719,948
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
Karanlıklar Tanrıçası" Hades Kızı Nora" by lacivertperi44
lacivertperi44
  • WpView
    Reads 688,760
  • WpVote
    Votes 54,772
  • WpPart
    Parts 68
yine karanlık, ama intikam kokan bir sabah... Neden mi karanlık? çünkü yeraltında ışık olmaz da ondan... peki neden mi intikam kokuyor? çünkü yıllarca alınmasını beklediğim intikamımın gerçekleşmesi, bügün ki güç gösterisine bağlı. "Ben Hadesten olma, persphoneden doğma, Karanlıklar Tanrıçası ve yeraltı prensesi Nora. Ailemin huzurunu bozan ve abimin ölümünden sorumlu olan herkese, bedelini en ağır şekilde ödeteceğime kanım üstüne yemin ederim!" İşte her şey, o gün ettiğim kan yeminimle başladı... "Hikaye kapağı: SALAİ DESİGN Alıntı yapılamaz!! Tüm telif hakları şahsıma aittir... Herhangi bir çalıntı dahilinde gereği yapılacaktır...
KAYIP RUHLAR LİSESİ by Erkanaksuyzr
Erkanaksuyzr
  • WpView
    Reads 2,586,995
  • WpVote
    Votes 118,481
  • WpPart
    Parts 78
#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta bedenlerdir onlar. Ruhları kayıptır. Acı çekmeye alışmak kolay bir duygu mu sanılır? Acı ile yaşamak zevklimi geliyor sana? Yere düşünce kırılan kolun açısını bağırarak dindiremezsin. Bir trafik kazası geçirirsin ve annen baban oracıkta gözlerinin önünde ölü verir. Sen kırılan boynunun acısı ile onlara bakar ve kendi acını unutursun. Yedi yaşında bir çoçuksundur ama artık büyümüşsündür. Kayıp ruhlar acıların keyif verdiği bir hayatı ideme ettirmez. Acılar ile yaşamayı emreder sana. Başlayacağınız bu kitap bağımlılık yapabilir. Aşırı merek ve heyecana yol açabilir. Büyük ihtimal kitaba başladığınızda vaktiniz varsa bitirmeden elinizden bırakamayacaksınız. Yani uykusuzluğa yol açabilir. "İddialı konuşuyorsun yazar" diyenler, okumayı bitirdikten sonra "yeni bölüm gelsin bir an önce" de diyeceksiniz
BUZ KIRAĞI by bernailm
bernailm
  • WpView
    Reads 4,014,084
  • WpVote
    Votes 234,466
  • WpPart
    Parts 65
Şu an tam olarak neredesiniz? Yirmi numaralı otobüsün üçüncü koltuğunda mı? Evde, okulda ya da iş yerindesiniz. Kısa bir mola verdiniz ve pencere kenarında bir fincan kahve içiyorsunuz. Belki de bir arkadaşınızla buluşmak için yola çıktınız. Ne kadar da sıradan bir gün, değil mi? Her şey son derece normal! Hiç düşündünüz mü ya her şey bir anda altüst olursa? Örneğin buluşmak üzere yola çıktığınız arkadaşınızın sizinle ilgili gizli bir planı varsa! Ya da bindiğiniz o otobüsün en arka koltuğunda, sizi hayatınızın dönüm noktasına götürecek olan kişi oturuyorsa! Siz her şey akışında gidiyor zannederken ya kaderiniz üstünüze yağacak buz kırağı için en uygun şartları hazırlıyorsa... Bütün bunlar bir yana, peki ya hayatınızın altı, üstünden çok daha güzelse! Baran Demiroğlu: Sıradan bir gün yaşadığını zannederken kendini cayır cayır yanan bir evin önünde buldu. Alevlerin arasında canının parçaları vardı ama o hiçbir şey hatırlamıyordu. Üstelik önünde de bir benzin bidonu vardı. Hayatı bir anda altüst oldu... Bahar Saygın: İstanbul'un en başarılı adli psikiyatrının kliniğinde staja başladığında her şey son derece normaldi. Ama bir gün kliniğe ailesini diri diri yakmakla suçlanan bir hasta getirildi. Hayatı bir anda altüst oldu... & "Ruhuna ben bulaştım. Artık kurtulamazsın..." Yayınlanma tarihi 10 Nisan 2019