_birumutyolcusu
"Ben o sofrada hiç yer almadım.
Ama her lokmanın acısı boğazımda düğüm."
Zerya'nın adı hiçbir aile defterinde yazmadı. O, taş duvarlar arasında fısıldanan bir sır, göz göze gelinemeyen bir geçmişti. Onu sakladılar. Unuttular. Ama kader, saklanmayı bilmez...
Yıllar sonra döndüğünde, her taş onu tanıdı. Her göz ondan kaçtı.
Annesinden kalan eski bir evin anahtarı, Zerya'ya sadece kapıları değil, yıllardır kilitli tutulan bir hayatı da açtı.
Bir babanın adı yasak, bir annenin sessizliği yıkıcıydı.
Toprak hala kan kokuyor, dudaklarda bir dua yarım kalıyor.
Ve şimdi Zerya, sessizliği yırtmak, kendi hikâyesini yazmak için geri döndü.
Ama bu dönüş... ya bir uyanışa, ya da büyük bir yıkıma sebep olacak.
Bazen en büyük savaş, kendi adını sahiplenmektir...