Alkol Stories

Hayat hızlı trene benzer derler. Bazen aşağı inersiniz, bazen doruğa çıkarsınız. Oysa benim hayatımı tanımlamak için hız treni tanımını kullanmak mantık dışı. Benim yaşadığım sefil hayat olsa olsa uçurumdan düşen bir arabaya benzer. Aldığım her nefes beni aşağı çeker ve mutlulukla aramdaki mesafeyi açar.

On sekiz yaşım bana güzelliklerle gelmesi gerekirken beni tam olarak intihara sürüklemişti. Psikiyatri servisinde yatarken çıktığımda daha başarılı bir girişimde bulunmayı planlıyordum ama 15. günümde birşeyler değişti kalbimde.

Hani korkardın sen karanlıktan baba... Küçük bir kızdım.Babasına düşkün olup annesinden nefret eden.Ama bir sebebi vardı... Gelin öğrenelim :)

Tutkulu Sırların Dansı kitabı Ömer ve Hayat'ın zorla evlenmesiyle başlamış bir hikaye . Hayat , Koraltan ailesine gelin gideceğini öğrendiği zaman artık hiçbir şey eskisi gibi değildi hatta yediği mozaik kekler bile. Hayat'ın gelin geldiği bu aile tıpkı romanlardaki gibi bir köşkte yaşamaktaydı . Hayat bu aileye geldiğinde günlerini , havuz kenarında portakal suyu içerek veya mücevher alışverişi yaparak geçirmiyordu. Ömer'e aşık olmuş ergen bir kız , eşinin metresi olduğunu iddia edip ona iftira atan elti , uzun yıllar sonra oğlunu bulmaya çalışıp reddedilen hasta bir anne ve onun kızı gibi tüm bu sorunlar da Hayat köşkün kapısından girerken pat diye kucağına bırakılmış dert toplarıydı. Bakalım Hayat tüm bu dert toplarına tekmeyi basabilecek miydi ? Yoksa bir yandan bu evliliğe alışmaya çalışıp diğer taraftan eşiyle bağlarının kopmaması için mi uğraşacaktı ?