Ihanet Stories

31.10.2025 ***** Neva Sancak, sevgilisinin onu bir erkekle aldatmasıyla dünyası başına yıkılır 'eski sevgilisi' sayesinde tanıştığı boksör pars uralı rahatsız etmekten zevk alıyordur taki pars'ın sabrı tükenene kadar. ________________________ kitabın hakları şahsıma aittir.

"bu okul bilindiği gibi bir okul değildir. aksi takdirde kimse burayı anlayamaz. Bazı öğrenciler bu olayları bulmaya çalışsalarda, bulamazlar. ama bunu çözecek tek bir kişi vardı; Darya Volkova".

"Seni yaşatabilmem için önce öldürmem gerekiyordu."

❦ Hogwarts ilk kurulduğu yıllarda Helga Hufflepuff ve Salazar Slytherin arasında herkesin fark edebileceği bi şeyler vardı, onlar her ne kadar kabul etmeseler de... Kısa süre sonra zaten aralarındaki aşkın kanıtı nefes almaya başlayacaktı. Yolları ayrılmadan önceki gece Slytherin ve Hufflepuff son kez görüşürler. Bu vedaları hem aşklarının yaşayan kanıtını hem de iki binanın varisini doğurmuştu. Bir kehanete göre bu soydan gelen varis cadı Slytherin bir büyücü ile birlikte olursa ortaya büyük bir güç çıkacaktı. Aradan yıllar geçti. Hiçbir Hufflepuff hiçbir zaman bir Slytherin ile birlikte olmadı. Hatta olabildiğince kendi hallerinde, bu büyük gücü uyandırmadan yaşadılar. Karanlık Lordun yükselmesi ve bu gücü ele geçirmek istemesi üzerine bu soydaki korku da artıyordu. Tam bu korku ve endişenin üzerine Hufflepuff malikanesine güneş gibi bir cadı doğdu. Alina Mila Hufflepuff... Atalarından daha farklı olduğu bebekliğinden belliydi. Onlardan daha fazla büyü yapıyor, yerinde durmuyordu. Herkes bu gücü, bu cadının uyandıracağını düşünüyordu. Doğal olarak da soylarında Slytherin binası çokça bulunan aileler erkek çocuklarını bir şekilde küçük cadının yanına yakıştırmaya çalışıyordu. Black ailesi de bunlardan biriydi. Büyük oğlu Sirius ile Alina yaşıtlardı. Üstelik Hufflepuff ailesi ile dostlardı. Küçükken çok iyi anlaşan bu ikili için ne yazık ki Hogwarts başladığında güneşli günler gözükmüyordu. Sirius ailesinin dediklerinin tam tersini yapıyordu. Alina da bunlardan biriydi. Ancak Sirius'un ailesi yüzünden hırs bürümüş gözünden kaçırdığı kocaman bir şey vardı. O da duyguları.. ❦

17 yaşındaki Elva her gece bir ormanda koşuyor. Arkasında kimin olduğunu bilmiyor, ama onu hissediyor. Gördüğü aynalar, yansıyan yüzler, susan bir ses... Geceleri rüyalar, gündüzleri kaybolan insanlar. Ve Elva bir gün fark ediyor: Bu rüyalar sadece bir rüya değil. Hafızası konuşmaya hazır. Peki, dinlemeye cesareti var mı?

babasını uyuşturucu kullanmaktan halisilaysyonlar görüp eşinin onu aldattığını düşünüp ve içtiği için her akşam olduğu gibi dövüp evden atmasıyla baladı herşey

Yıl 1854 Sarah adında sırdan bir hayat yaşayan kız...Hayatında her şeyin değişeceğini nereden bilebilirdi ki... Yoksa zaten her şey bir yalandan mı ibaretti?

Hayatim hep zorluklarla gecdi, daga önce hic yazmadim. Ilk defa bugün denemek istedim, cünkü o kadar yanlizim ki icimi bir sekilde dökmek istedim. Artik icimdekiler bana fazla geliyor, patlamama az kaldi. Ne ise benim hikayemi okumaya hazirmisiniz?

Bir mezarda başlayan sessizlik, bir öpücükle yankılanabilir mi? On iki yaşındaki bir kız çocuğunun mezarı başında sessizlik yemin edildi. Altı yıl boyunca kimse konuşmadı, ama herkes suçluydu. Ve şimdi, bu sessizlik bir nikâh masasında bozulacak. Arya Tekinbaş, geçmişin hayaletleriyle büyümüş bir kadın. Gözleri yeşil ama bakışları karanlık. Abisi Harun'un işlediği günahları, yüreğinin köşesinde gizleyerek susmuş yıllarca. Ta ki, abisinin düşmanı Miran Demirer tarafından kaçırılıp zorla evlendirilene kadar... Miran, her şeyini kaybetmiş bir mafya lideri. En çok da kız kardeşini. Ve o ölüm, sadece bir kayıp değil, bir kırılmaydı. Artık onun kalbinde aşkın değil, sadece intikamın yeri var. Ama kader, düşmanının kardeşiyle onu aynı çatı altına koyduğunda, duygular kontrol edilemez hale gelir. Her bakış bir tehdit. Her dokunuş bir meydan okuma. Ve aşk, çoğu zaman kurşunla sınanır. Sessizliğin Cenazesi, intikamla başlayan bir evliliğin, aşk mı yoksa ölümle mi sonlanacağını sorgulayan sarsıcı bir roman. Bir mezardan doğan hikâyede, herkes susacak. Ama biri konuştuğunda, mezar taşları bile yerinden oynayacak.

"Benimle evlenir misin?" dedi ben kan kaybederken.Belki de o da öleceğimin farkındaydı.Savaştaydık,kan kaybediyordum,insanlar ölüyordu.Ama o bana gelmiş evlenme teklifi ediyordu.Sözlerine devam etti "Evlen benimle ladym.Sadece benimle evlen tüm savaşı durdururum sadece senin için." belki de bu evrenin en zor işiydi ama o sadece benim için bunu yapabileceğini söylüyordu. Benim cevabım ise...

"Bazen en büyük cesaret, geçmişi geride bırakıp bilinmeyene yürümektir." Saren, kız kardeşinin geride bıraktığı küçük bir çocuk ve yarım kalmış bir mektupla baş başa kalır. Alara'ya söz vermiştir; ne olursa olsun onu koruyacak, bırakıp gitmeyecektir. Ama Bade'nin izleri onu İstanbul'a, hiç tanımadığı hayatların tam ortasına sürükler. Orada, yanlış zamanda karşısına çıkan bir adam vardır: Kutay. Sert bakışlarının ardında ne sakladığını, hangi sırların içinde yaşadığını bilmez. Tek bildiği, onun her adımda daha çok hayatına dahil oluşudur. Saren geçmişin yaralarıyla, Kutay ise kendi karanlığıyla sınanacaktır. Ve ikisi de farkında değildir; bazen en zorlu yolculuk, kalbin götürdüğü yere çıkar.

?:"Beni anlamanı istiyorum" ?:"Belkide sadece seni anlamak istemiyorumdur."

Yaşadıkları şeylerden dolayı, birbirinden nefret eden ikili. İntikam uğruna yolları kesişir. 05***: Bugün sekize üç var. Siz: Ne saçmalıyorsunuz? 05***: Dün sekize dört kala yazmıştım. Bugün de üç kala yazıyorum.

Bir okul düşünün. Tüm öğrenciler aileleri tarafından ihanete uğramış, sevilmemiş. Yatılı okula gönderilmiş, müdür ile anlaşma yapılmış. Anlaşma şu şekildedir; "Çocuğunu bu yatılı okula kaydettikten sonra veli, çocuğunun 18 yaşına gelip 12. sınıfı bitirdikten sonra çocuğunun okul tarafından öldürülüp, organlarının satılacağını kabul etmiş olur. Çocuğunu kaydettikten sonra ise bunun geri dönüşü yoktur." Bu okulun, öğrencilerinin velileri;bencil, çocuğunu umursamaz, kötü ve paragöz insanlardır. Bu okulda ise tüm öğrenciler ölmemek için kaçmaya çalışıyordur fakat aileleri onlara yardım etmeyecektir. Peki ya ben, kardeşim Alp ve daha nice öğrenci bu okuldan kaçabilecek miyiz? O kısım ise tamamen bizim cesaretimize kalmış birşey. Sonuçta 80 korumayı alt etmek sıradan bir insana göre zordur.

Özellikle susmak susturulmaktan daha tehlikeli. Sesinden vazgeçenin içine bakamayı içiniz kaldırabilir mi?

Güven oldukça basit görünen bir kelime: - Çünkü sen güvenmiyorsun ve bende güvenilmezim