Kurguolmayan Stories

Azra ve Emrenin hikayesi- romantizm,kurgu,fantazik olumlar içerir

bitmiyor

Selam. Bugün kendim için bir ilki yapacağım. Bu ilk ne mi? Yazılı podcast gibi bir şey. Hem podcast dinlemeyi hem okumayı çok seven biri olarak bugün kendime bir konu baz alarak bu yazıyı yazacağım. İlerleyen zamanlarda ise sizlerin yorumu ile ilerlemek ilk tercihim olacak. Bugün konumuz "İnsanlar benden ne istiyor?" Bunu tartışacağım. İnsanlar bence sadece mükemmel olmamızı, ama onları veya onların desteklediği tarafı geçmememiz gerektiğini düşünüyorlar. Hepimiz "Onlar senin iyiliğini istiyor." laflarıyla büyüdük veya büyüyoruz ama aklımızdan şu çıkmamalı: günümüz insanı, çıkarsız hiçbir şey yapmazken birinin iyiliğini hiç düşünmez. Ve şahsen ben, o kişilerin benim iyiliğimi düşündüğünü sanmıyorum; sadece kendi istediklerine ulaşana kadar rol yaptıklarına kanaat getirdim. Tabii ki bir psikolog değilim ama tanıdığım ve tanımaya devam ettiğim insanlara göre gerçekten hep haklı çıktım ve insanın hissettiğini düşünmeye başladım. Konuma döneceksem ise; bence insanlar bizden ya çok yükseğini ya da en beterini bekliyorlar. Hiç kimse ortalama yapacağımızı düşünmüyor - en azından benim için. Çoğu insan ya 0-50 arası ya da 85-100 arası alıyor ama 50-85 arasındaki farkın ortalama olduğunu kabul etmemizi istemiyorlar. Ve bence istemeyecekler. Erkek çocukları çoğu zaman "millet ne der" konusuna takılmaz. Fakat kız çocuklarının hayatlarındaki neredeyse en büyük sınavı olur bu konu. Bir sonraki yazının olayı olsun. Şimdilik iyi geceler... Tabii gerçekten iyiyse geceler.

Bu içerik tamamen insan psikolojisi ile alakalıdır. Olağan üstü hiçbir karakter yoktur.

İnsan her çağa ayak uyduran akıllı varlıklardır. Ama günümüzde insanı diğer canlılardan ayıran akıl giderek yok olmaktadır. İnsanlar acımasız vahşi bir katile dönüşmektedir.

Hayat bazen beklenmedik anlarla şekillenir. Bir yabancının gülümsemesi, bir oyunun içinde kaybolan anlar... Belki de tesadüf sandığımız her şey, bizi kendimize yaklaştıran işaretlerdir. Bu hikâye, geçmişin izlerini taşıyan, geleceğini inşa etmeye çalışan bir kadının büyüme, değişim ve kendini bulma yolculuğunu anlatıyor. Üniversiteden sonra hayatın boşluğuna düşen, ailesinden ilk kez uzaklaşan, kendi kararlarını almayı öğrenen birinin, bir anda kalbini hızlandıran birine rastlamasıyla başlayan serüveni... Ama bu sadece bir aşk hikâyesi değil. Bu, kaybolup tekrar bulunmanın, acıyla yüzleşmenin ve kendi yolunu çizmeye cesaret etmenin hikâyesi. Hikâyem devam ediyor. Ben yazarken keşfediyorum, sen okurken benimle keşfetmeye var mısın?

Bu kitapta gerçek hayattan uyarlanan baş yapıtları okuyacaksınız...

Kadınlara nasıl yürümek gerektiğini öğretmek için , GPS ihtiyaç yok, sadece dar yolu seçin