LittleFox_XoXo
"Düşmekten korkmuyorum."
Korkamazdım.
"Neden? Hissetmediğin için mi?"
Evet.
Bir adım daha yaklaştı.
Normaldim ben.
"Güçlü gözükmek istiyorsun ama ayakta kalamayacak durumdasın. Düştüğünde savunmasız gö-zükmediğini mi düşünüyorsun?"
Hayır.
Bir adım daha.
Güçlüydüm.
"Sana zarar verecek olsam zaten verirdim. İstemediğin hâlde burada olduğunu ve bana güven-mediğini de biliyorum. Bırak en azından sen alışana kadar yardım edeyim. Düşmene engel olayım."
Geri adım atmamıştım. Yardımına ihtiyacım da yoktu. Düşsem bile yine kendim kalkmıştım. Bir daha kalkabilirdim. Yutkunup boğazımı temizledikten sonra sorusunu cevapladım.
"Hayır; düşmekten korkmuyorum çünkü olur da düşersem, dönüşeceğim kişi beni kaldırır."
*
Duygular, insanlığın en büyük zayıflığı mı, yoksa en güçlü yanı mı? Kusursuz bir düzen, başkaları tarafından planlanmış hayatlar, hatasız bir sistem... Hükümetin kontrolündeki bir deneyle duyguların insan bedeninden tamamen silindiği bir dünyada, toplum artık "Armoni Bantları" ile yönetilmektedir. Bu cihazlar, kaosun temel sebebi sayılan duyguları bastırarak mutlak düzeni sağlar. Ancak bu düzen, insanlığı asıl insan yapan şeyden mahrum bırakmıştır.
Neva Çelik, bu düzenin içinde huzurlu ve önceden planlanmış bir hayat yaşamaya hazır. Peki ya bir gün duygularını geri kazanırsa, hissetmeye başlarsa? En korkulu rüyası, aşık olur da duygularının bir esiri olursa?
*
Bu hikaye, Neva'nın kendisine meydan okumasının hikayesi.
Bu hikaye, duyguların bastırıldığı bir dünyada, aşk, isyan ve insan olmanın anlamını sorgulayan epik bir devrim hikayesi.
Bu hikaye, kendisinden kaçıp başkalarına sığınanların hikayesi.
*
"Sessizliğimin ardına saklanan çığlıklarımı duyabiliyor musunuz?"