Sessiz, karanlık koridorun sonunda, ucu alev almış bir sigara gözüküyordu. O sigara öyle bir ölümdü ki.. Ama istiyordum. Sessizce yürümeye başladım ve boş koridorda sadece ayak seslerim yankılanıyordu.
Derin bir nefes alıp küçük pencereden içeriye süzülen aya baktım. Kendi halindeydi. Korkmuyordum, fakat ölüm olduğunu bile bile istiyordum o sigarayı, bağımlılık yapacağını bile bile gidiyordum işte.. 'Benim seçimlerim!' diye çıkışmıştım, şimdi ise ters köşe yapamazdım...
Bu soğuk koridorda, küçük pencereden içeriye sızan ay ışığı yüzüme vurunca ağzımdan çıkan dumana takıldı gözlerim, ben yaşamıyor, ama ben yaşıyordum bu olayı. Benim ruhum, beni arkadan izliyordu..
Önümde ki sigaraya bakıp yere eğildim ve elime aldım. Sigaranın dumanı havada dalga dalaga süzülüyordu. O gri dumanda öyle güzel bir ahenk vardı ki... İşte elime aldığım zaman dedim ki 'Bu sigarayı içecem ve bağlanacam'
Elimde ki sigara 'Mesih Kunter'. Asla benim elimde olmayan ama beni ruhumdan zehirleyen adam Mesih Kunter... Bizim hikâyemiz o kadar değişik ki, her defasında parçalanan ruhumun kan havuzunda boğulma tehlikesi atlatıyordum. Öğrendiğim seylerden biri ise kırılan illa kemik olmak zorunda değil...
Benim ruhum paramparça...
Kardeşi Mert için gittiği bir barda seçtiği bir adamdan hamile kalmayı planlayan Duru'nun tek amacı doğacak olan bebeğinin kardeşine nefes olmasıdır.
Duru amacına ulaşır fakat bilmediği şey ise seçtiği adamın karanlık dünyasıdır.