Aşk,
İnsana sevmeyi,
Sabretmeyi,
Özlemeyi,
Ögretir.
Bir genç kızın hikayesi bu.
Annesi babası o henüz anne himayesi altındayken annesi kokusuna ihtiyaç duyarken öldü.Trafik kazasında.Onlar abisiyle büyüdü.Birbirinin anne babası oldu.Anneannesi baktı onlara bir müddet.O da öldü kısa bir sürede.Artık hayatı tam anlamıyla yaşıyorlardı.
18 yaşındaydı Kumru.Bu yaşına gelene kadar ne gözyaşları dökmüştü oysaki.Onunla dalga geçtiler,annen yok diye.Onu ayırdılar,kutlamalarda.O annesine sarılanları gördü,yine ağladı.
Bütün gözyaşlarını bitirmişti artık.18 yaşına gelince hayat onun için yeniden başladı.Anneannesiyle İzmirde yaşarken o ölünce İstanbul'a yerleştiler abisi Görkemle.
Ve konservatuarda gördü onu.İlk orda oyunculuk kariyeri tam anlamiyla başladı.İlk orda öğrendi,dostluk ne demek.İlk orda gözleri ona doğruyu gösterdi Çunkü hayatınin aşkını bulmuştu orada.Kalbi küt küt atarken aşk kelimesini oğrendi.Aşk neydi?
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."