İçlerinde gizli bir aşkın büyümesine izin vermek tüm kadınların ortak çılgınlığıdır. Eğer bu aşk karşılık bulamazsa, can bulduğu hayatı yiyip bitirir. Yok, eğer karşılık bulursa, aldatıcı bir ümitle, çıkışı olmayan vahşi bataklıklara sürükler insanı.
Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır:
Birincisi, iyi düşünmektir. Bu en soylusudur.
İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır.
Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır.
Ben üçüncüsünün yaşamıştım. Acının en iğrenç tonunu iliklerime kadar hissetmiştim. Sevdiğim adam, gözlerine öldüğüm, gülüşüne bittiğim beni nede güzel bitirmişti. Herkesin bir hikayesi vardır galiba benim hikayem uzun ve en acınası olanı ama biliyor musunuz Ömür bir hikaye gibidir. Hikayenin uzun olup veya kısa sürmesi değil, iyi olup olmadığı önemlidir. Benim ki iyi bitmeliydi iyi bitecek "bu sefer üzülen ben olmayacağım izin verirsen"
"Karımla aynı evin içinde, ayrı ayrı yatacaz öyle mi?" üzerime doğru gelen adımlarıyla birlikte arkaya doğru geriledim. Onunla aynı evde bulunduğum yetmezmiş gibi bir de aynı oda da kalacaktık.
"Tamam sen, bu oda da yat ben başka oda da yatarım." diye başka bir öneri sundum, ama bu öneri mi de reddeceğinden adım kadar emindim.
"Önerini reddediyorum. Sikseler de seninle ayrı odalar da kalmayacaz, bu oda da karım'ın yanında kalacam." ciddiyetle verdiği cevaba, ağzım açık kaldı.