"Korkuyorum."
Çaresiz fısıltım üzerine büyük elleri usulca belimi kavrayıp, acıya gebe kalan çıplak bedenlerimizin üzerinde yükseldi ve vücudumun bir kısmını küvete daldırdı.
İnleyerek nefesimi tuttum. Soğuk su tüm iliklerime buram buram işliyor, aşinası olduğum fakat zamanın unutturduğu uvzu bedenime tekrardan hatırlatıyordu.
"Ben yanındayken," diye fısıldarken, sesi her zamanki gibi ifadesiz, gözleri boştu. "Benden başka hiçbir şeyden korkmayacaksın."
Ellerimle omuzlarından destek alırken, artık su göğüslerimin amansız çıplaklığını örtpas ediyor, bedenimin okyanusa bırakılmış değerli bir eşya misali kaybolmasına izin veriyordu. Ben o yanımdayken somut olan hiçbir şeyden korkmazdım ki, o benim bedenime kalkan, ruhuma eşti.
"Ya senin yokluğundan korkuyorsam?" diye acı içerisinde mırıldanırken, kesik kesik nefesler alıyordum. Cıklayarak alt dudağını diliyle ıslattı. "Beni bırakıp gideceksin."
Başımı hızla iki yana sallayarak reddettim. "Gitmeyeceğim."
İfadesizlik maskesi hâlâ çehresinde asılı bir durumdayken, göz kırptığı sırada nefesimi tuttum. Soğuk su kulaklarımın içerisine doğru yol alıyor, bir kısmı rotasını değiştirip aralı olan dudaklarımdan içeriye doğru hücum ediyordu.
Gözlerimi zorlukla açık tutarken, bel oyuntumu baş parmaklarıyla okşayıp, yüzümün tamamını suya batırdı.
Şimdi saçlarım, aşık olduğum çehresini görmemi istemezcesine suda dağılarak görüş açımı kapatmıştı. Burun direklerim sızlıyor, gözlerim bu acıya dayanamayarak kapanıyordu.
Sonları sevmezdim ben. Ki zaten bu bizim sonumuz değildi. Bu bizim yeniden doğuşumuzdu.
Barlas Duman beni bu şekilde öldürmedi. Bu ona basit geldi.
Bana olan aşkının buram buram acı kokusunun arasında gözünü kırpmadan ruhumu bedenimden ayırmıştı.
Gitmeyecektim. Gitmiştim.
Öldürmeyecekti. Öldürmüştü.
Bu oyun da berabere bitmişti
Yetimhanede büyümüş, 17 yıldır kimsesizlikle mücadele etmiş, çok erken yaşta kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmiş, zeki, atarlı, biraz ağzı bozuk lakin yufka yürekli bir kızdır Ahu Tomris Karayel. Bir gün ansızın yetimhaneye gelen oldukça varlıklı insanların, Tomris'in biyolojik ailesi olduklarını iddia etmesiyle birlikte işler asla eskisi gibi olmaz.
Bu hikayede ezilen, korkan, ürkek kız yok.
Bu hikayede cesur, lafını esirgemeyen, zeki kız var.
Bu hikayede Tomris'i yaralarından vuran insanlar var.
Bu hikayede vicdanları körelmiş insanlar var.
Bu hikayede Tomris' in bir de biyolojik ailesinin karşısında verdiği mücadele var.
*Karıştırılan bebekler klasiğinden bir tık farklısı*
Not: Kitap şahsıma aittir. Herhangi bir çalıntı veya kopyalanması durumda hukuki işlem başlatılacaktır.
İnstagram hesabım: _erzurumluniloyaa_