Bilinen tarihin başlangıcından beri Sibirya'nın sonsuz steplerinde yaşayan Altay Türklerinin bir inancı vardır. Bu inanca göre Oyrat Han yeniden dirilerek Altay halkını kurtarmak için başlarına geçecektir. 20. yüzyılın başlarında Altaylılar arasında beyaz bir atın üzerinde, beyaz elbiseli, uzun beyaz sakallı bir adamın Sibirya'da dolaştığı söylentisi yayılmaya başladı. Bu söylentinin akabinde Altaylılar Rus Çarlığı'na karşı baş kaldırdılar. Rus Çarlığı, Oyrat Han'ın gelişini öğütleyen ve halkı isyana davet eden şaman öncüleri idam ettirdi. İsyanın bastırılması sırasında binlerce insan öldürüldü. İstanbul Boğazının kıyısında büyükçe bir malikanede oturan ak saçlı adam boğazın eşsiz güzelliğini seyrederken bir yandan da uzamakta olan sakallarını sıvazlıyordu. Keskin mavi gözleri sanki denizin ötesini görüyor, yakın geleceğin büyük sorumluluğunun altında derin düşüncelere dalıp duruyordu. Kırışmış yüz hatlarından yılların tecrübesi okunmaktaydı. Ömrünü adadığı planların hayata geçme vakti gelmişti. Bir çok ülkenin kaderi onun iki dudağının arasından çıkacak bir söze bakıyordu. Türk mafyasının içine sızan bir istihbarat görevlisi tüm rakip mafya babalarını ortadan kaldırırken aynı zamanda yeni bir imparatorluğun temelini atmaktadır. Orta Asya'da birden bire patlak veren olaylar Kazak-Rus gayri resmi savaşının habercisidir. Rus mafyası hakimiyet bölgelerini bir bir kaybederken masa başından olan biteni takip eden ihtiyar bir adam birbiriyle bağlantısız görünen bu gayri resmi savaşların mimarıdır. Ardı sıra meydana gelen suikastlar zinciri... Türk ve Rus istihbaratları arasında başlayan amansız bir savaş... Kanlı mafya hesaplaşmaları...All Rights Reserved