Gökyüzünün en güzel yerine kanat çırpmak, uçmak ama bir yere varamamak, o güzelim maviliklerin en masum yerinde kalmak, hiç kıpırdamamak, sevmek ama sevilmemek,
Yürümek, koşmak, var olmak, ama aslında çoktan yok olmuş olmak,
Bunlar bir saplantılının ayak sesleri, bunlar bir takıntılının sessiz çığlıkları, bunlar bir aşığın hezeyanları,
Bunlar 19 yaşında ki bir çocuğun annesine duyduğu o imkansız aşkın tıkırtıları,
Annesi dediysem hemen kocaman açmayın gözlerini, fesatlık dolmasın içinize....
ılgın ve ilkenin hikayesi bu, üvey annesine saplanıp kalan bir dengesizin hikayesi,
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.