Gökyüzünün en güzel yerine kanat çırpmak, uçmak ama bir yere varamamak, o güzelim maviliklerin en masum yerinde kalmak, hiç kıpırdamamak, sevmek ama sevilmemek, Yürümek, koşmak, var olmak, ama aslında çoktan yok olmuş olmak, Bunlar bir saplantılının ayak sesleri, bunlar bir takıntılının sessiz çığlıkları, bunlar bir aşığın hezeyanları, Bunlar 19 yaşında ki bir çocuğun annesine duyduğu o imkansız aşkın tıkırtıları, Annesi dediysem hemen kocaman açmayın gözlerini, fesatlık dolmasın içinize.... ılgın ve ilkenin hikayesi bu, üvey annesine saplanıp kalan bir dengesizin hikayesi,