Her zaman başlık hikayeyi yansıtmaz, bazen hikaye başlığı yansıtır. AVM'nin otoparkında arabaların çarpması sonucu karşılaşan ve ilk başlarda birbirinden nefret eden iki arkadaş grubu. Sonrasını az çok tahmin edebiliyorsunuzdur muhtemelen. Nefretten doğan aşk. Ne kadar klasik görünse de inanın öyle değil. Hikayenin adı baş karekterlerin ilk harflerinden oluşmuştur. B erk E fe S avaş E ce R üya D uru ------------- Çikolatamızı bitirmiş tam arabamın yanına gelmiştik ki gördüğümüz manzarayla kaçmak için arkamızı dönmüş tam gidiyorduk ki bir ses buna mani oldu. "Bu araba sizin mi?" diye sordu kalın, sinirli bir erkek sesi. Yavaşça arkamı dönüp çocuğa baktım. Çocuk resmen ağzından soluyordu. E haklı sonuçta biri gelse benim Porscheme çarpsa ağzını burnunu kırardım. Şimdi böyle durması bile mucize gibi bir şey yani. Arkasında iki arkadaşı vardı. Biri sarışındı ve sırıtıyordu diğeri ise esmerdi ve yüzü çok sert bakıyordu karşımdaki ise ikisinin karışımı gibi bir şeydi ve üçüde bizim yaşlarımızdaydı. "Aa bu mu? Bilmem." En iyisi bilmemezlikten gelmek. Tabii inanırsa. "Nasıl bilmezsin!?" Bilmiyorum dedim işte niye uzatıyorsun ki? "Aman ne bağırıyorsun be sadece azıcık yani birazcık arabaya çarptık o kadar." "Bana bak, delirtme beni." Valla acayip tırstım ha. Çocuğun resmen sinirden çenesi kasılıyordu. "Tipine bakılırsa zaten deli gibi gözüküyorsun benim seni delirtmeme gerek yok." Olum bu cesaret nerden geliyor. Sabah kahvaltı da yürek de yemedim. Çocuğun arkasındaki sarışın olan arkadaşı göldüğünde kaşlarımı çattım. Bu sarışın neye gülüyor. Bu arada karşımda ki çocuk bir şeyi yeni fark etmişçesine alaycı bir şekilde sırıttı. "Berk, hadi abi gidelim. Şu çocuklarla uğraşma." Karşımda ki adının Berk olduğunu öğrendiğim çocuğun arkasındaki arkadaşlarından sarışın olan bunuWszelkie Prawa Zastrzeżone