Soğuk bir kasım gününde, gitmeye karar verdiğini karanlık, boş ve bir o kadar da sessiz sokakta öğrenmişti Derin... Konuşmayı erteledikleri şeyler dışında, bu kararını ertelemeyeceğini söyledi Çağatay...
Kasım ayının bir gece yarısı, ürkütücü soğuk günlerin birinde, kesin kararını yüzüne vururcasına haykırmıştı. Derin, o gün doğmuş olmamayı dilemişti. Havasına, yollarına alıştığı o şehirde, yapayalnız kalmıştı.
Çağatay, gözlerine acıyla bakan kadına, soğukkanlılıkla söyledi onu terk ettiğini...
Derin, o günün gece yarısında, karanlık ve sessiz sokakta öğrendi terk edildiğini...
Soğuktu, kasımdı, üşüyordu...
Yıllar sonra, yine bir kasım gününde geldi Çağatay... Ve ihanet yeniden su yüzüne çıktı. Derin, olacaklardan habersizdi.
Soğuktu, kasımdı, üşüyordu...
Yeniden alevlenen bir aşk...
Biri küllerinde boğuldu,
biri ateşinde yandı sonsuza dek...
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024