KİMSİN SEN?!
  • Reads 235,468
  • Votes 4,321
  • Parts 30
  • Reads 235,468
  • Votes 4,321
  • Parts 30
Ongoing, First published Nov 28, 2013
Çantasının içinden makyaj malzemelerini çıkardı. Pudrasının kapağını açmaya çalışırken bir yandan da söyleniyordu : "Bakalım bugün mutlu gibi görünmek için ne kadar makyaj yapmam gerekecek?"
Hayat, ona belirli bir derece mutlu olmayı zorunlu kılmıştı sanki. En azından mutlu görünmeliydi, uyumlu olmalıydı. Kendi içindeki karmaşayı çözebilecek herhangi bir icat yoktu şimdiye kadar, fakat o yine de mutlu, sakin, sevecen ve hoşgörülü davranmalıydı. Çoğu kez yaşadığı hayatın artılarını, ayrıcalıklarını düşünerek mutlu olmaya da çabaladı, hiçbir şeyden hoşnut olmayan insanlardan nefret ederdi, ama bu da etkili olmadı. Huzur denilen şey, ne kadar hızlı koşarsa koşsun ondan her zaman hızlıydı. Belki de yaşadığı bu hayattı her şeyi zorlaştıran. Köpek gibi çalışarak kazandığı okullar, daha iyi bir yaşam uğruna vazgeçmeyi bildiği hayalleri, girdiği her yerde kendini kabul ettiren bir kültür seviyesi ve istisnasız bütün çabalarının sonucu mesleğinin getirisi olan hiç de küçümsenmeyecek bir maaşı vardı.
Rahatlamaya çalıştı, gerginlik gözlerinin çevresindeki damarları belirginleştiriyordu. Pudrasını yüzünde gezdirirken göz ucuyla komodininin üzerindeki saate baktı evden çıkması için daha bir saati vardı. Yalnız kahvaltı etmeyi çocukluğundan beri sevmediği için o sabah da geçiştirmeyi düşünüyordu ki, az ilerideki yatağından, tanıdık fakat içten içe yadırgamak istediği bir ses duydu : "Günaydın"
All Rights Reserved
Sign up to add KİMSİN SEN?! to your library and receive updates
or
#394roman
Content Guidelines
You may also like
You may also like
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
HEMDEM cover
KÖYLÜ GENÇLER (+18) cover
ALDATMA +18 cover
BERDEL (+18) cover
Yazgının Oyunu cover
(+18)Seks Hikayeleri cover
İzler Silinmez cover
Rus mafyası / Yarı Texting  cover
Güneş Çiçeği | yarı texting 𓍯𓂃 cover

Lafügüzaf

25 parts Ongoing

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.