Kurtarabilir miyiz?
  • Odsłon 80
  • Głosy 8
  • Części 3
  • Odsłon 80
  • Głosy 8
  • Części 3
W Trakcie, Pierwotnie opublikowano mar 07, 2017
Ülkenin zor şartları altında tanışan askerin ve doktorun hikayesi.
***
Çimenlerin üstünü bu güzel mevsimde sadece çiçeklerin süslemesi gerekirken;çiçeklere yer bırakmayan kan götürüyordu her yeri..aynı kara bir katran gibi.
Dünya'nın en güzel varlığı olan çocukların bağırışmaları da sevinçten değildi bu ülkede..tamamen acıdandı..açlıktandı..Kuşlar sanki bu güzelim ülkenin durumunu anlamış da hüzünlenmişlercesine sessizlerdi.Kimbilir,belki de unutmuşlardı artık dinlendirici sesleriyle şarkılar söylemeyi.
Ve bu ülkenin insanlarının en belirgin ortak özelliğiyse,yanaklarındaki ıslaklıktı.Yağmur niyetine iniyordu sanki yaşlar.Hüznün en derinini yaşıyordu kalpler.Dillerindeki dualarla ellerinden geleni yapmaya çalışıyordu eller.Ama bir türlü bitmiyordu işte..Bitmiyordu bu savaş..bitmiyordu bu işkence..
Tamda bu karışıklığın ortasında,aynı amaç için çalışan iki insan:biri asker,savaşıyor;diğeri doktor,iyileştiriyor.Ve bir gün gözleri kesişiyor ileride tanışacaklarından habersiz.Yüzlerindeki ifade aynı duyguya kardeşlik yapıyor:acı bir tebessüm..dolmuş gözler..ve bedeni yere düşen bir asker daha ikisinin bakışlarını kesintiye uğratıyor.
Wszelkie Prawa Zastrzeżone
Zarejestruj się, aby dodać Kurtarabilir miyiz? do swojej biblioteki i otrzymywać aktualizacje
lub
Wytyczne Treści
To może też polubisz
To może też polubisz
Slide 1 of 10
Lafügüzaf  cover
Yazgının Oyunu cover
Müştâk cover
Love Me Again |Taekook| cover
Güneş Çiçeği | yarı texting 𓍯𓂃 cover
Rus mafyası / Yarı Texting  cover
Babacık'ın Minik'i cover
Takıntı cover
(+18)Seks Hikayeleri cover
KÖYLÜ GENÇLER (+18) cover

Lafügüzaf

25 części W Trakcie

Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi.