Ülkenin zor şartları altında tanışan askerin ve doktorun hikayesi.
***
Çimenlerin üstünü bu güzel mevsimde sadece çiçeklerin süslemesi gerekirken;çiçeklere yer bırakmayan kan götürüyordu her yeri..aynı kara bir katran gibi.
Dünya'nın en güzel varlığı olan çocukların bağırışmaları da sevinçten değildi bu ülkede..tamamen acıdandı..açlıktandı..Kuşlar sanki bu güzelim ülkenin durumunu anlamış da hüzünlenmişlercesine sessizlerdi.Kimbilir,belki de unutmuşlardı artık dinlendirici sesleriyle şarkılar söylemeyi.
Ve bu ülkenin insanlarının en belirgin ortak özelliğiyse,yanaklarındaki ıslaklıktı.Yağmur niyetine iniyordu sanki yaşlar.Hüznün en derinini yaşıyordu kalpler.Dillerindeki dualarla ellerinden geleni yapmaya çalışıyordu eller.Ama bir türlü bitmiyordu işte..Bitmiyordu bu savaş..bitmiyordu bu işkence..
Tamda bu karışıklığın ortasında,aynı amaç için çalışan iki insan:biri asker,savaşıyor;diğeri doktor,iyileştiriyor.Ve bir gün gözleri kesişiyor ileride tanışacaklarından habersiz.Yüzlerindeki ifade aynı duyguya kardeşlik yapıyor:acı bir tebessüm..dolmuş gözler..ve bedeni yere düşen bir asker daha ikisinin bakışlarını kesintiye uğratıyor.