Zihnimdeki her bir haykırış, mahkûmdu sessizlik mezarlığına.
O mezarlığın artık tek bir haykırışı gömecek yeri kalmamış, beni her seferinde kucağımda bir cesetle siyah, kırık kapısının arkasında bırakıyordu. Bununla yetinmekle kalmayıp, kırık kapısının aralığından baktığımda bile göğüs kafesimin her bir kemiğini kalbime saplamakla tehdit ederek kucağımda bir cesetle geldiğim yolu geri dönmem için zorluyordu beni. Canımı yakıyordu, canımı zorluyordu. Canımı acıtıyordu.
"Kalbime üfle, anne," diye içimden geçirdiğimde küçük bir kız değildim, 29 yaşında bir kadındım. Üstelik bu kadın, 9 yaşındaki bir kızın öz annesiydi. "Benim canım çok yanıyor."
Yüzüme baktı eskiden evli olduğum adam, parmaklıkların arkasından. "Nasılsın?"
Nasıl mıyım? Ruhum küçük bir bardağın dibinde kalmış su birikintisinin içinde boğuluyordu, kalbim ise uçurumun dibindeki kayalıklara çarpan denizin hırçın dalgalarıyla sürükleniyordu. Hafifçe gülümsedim. "İyiyim."
Yüzüme baktı eskiden sevdiğim adam, parmaklıkların arkasından. "Peki."
Gözlerinin içine baktım, sustum. Zihnim susmadı, bana dedi ki; "Toz pembe hayallerinin olduğu küçücük bir dünyan vardı, ona söyledin ve dünyana döktüğü katranlarla tanıştın. Çok yazık."
Gözlerinin içine öyle bir baktım ki gözlerinin içindeki pişmanlığı kalbimin en derin yerinde hissedebilmiştim. Kalbimi parçalamıştı, yine sustum. Zihnim susmadı, bana dedi ki, "Vazgeçmiş bir kadın çok tehlikelidir."
Son kez baktım gözlerine, acımasızca.
Son kez güldüm gözlerine, acımasızca.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."