"Geceleri geleceğim sana," diye devam etti konuşmaya. "Geceleri seveceğim seni. Beni asla göremeyeceksin." Saçlarında hissettiği hareketlilik yüzünden gözlerini yumdu. "Bu sadece bir rüya..." "Rüya değil Hel. Artık zamanı geldi. Beni azad etmen gerekiyor. Soğuk ve ızdırap dolu cehenneminden çıkarıp cennetine kavuşturmalısın." Geç kız duvara yaslanıp dizlerini kendine doğru çekti. "Bunlar gerçek değil, hepsi aptal bir rüyadan ibaret." Ses tonu yükseldi genç kızın. "Benim İsmim Miray." "Hel..." diye, tekrar etti ölüm kokan ses. "Senin ismin Hel." Kurutulmuş güller genç kızın başından aşağı döküldü. Bal rengi gözleri bu hayatta en çok sevdiği şey olan kurutulmuş güllerden gözlerini ayıramadı. "Havva, Âdem'in sol kaburgasından çekip özgürlüğüne kavuştu. Peki sen kaburgalarımı parçalayarak beni bu karanlıktan cennetine kabul edecek misin, Hel?" Karşında ki gölge etrafında ki kurutulmuş gül yapraklarını odanın içinde savurmaya başladı. "Ölüm olmadan doğum olmaz. Bu yüzden senin için ölüm getirdim. Âdem'in Havva için yaptığı fedakarlığı bana yapmaya mecbursun. Kaburgalarını parçalayıp beni yeniden kemiklerinden var edeceksin." Şiddetle odanın pencereleri açıldı. Rüzgâr odada ki her şeyi savurdu. Bir ölüm gerçekleşirken biri doğuyordu. Genç kızın kaburgaları parçalanıyordu. Sol kaburgasından yeni bir beden doğuyordu. Cehennem cennetine kavuşuyordu. 29. 01. 2017
23 parts