Eğer aşık olsaydınız, birini deli gibi sevseydiniz, onun için en fazla ne yapabilirdiniz? Kaybetmenin zehirli buğusuna kapılır mıydı ruhunuz? Ya da yalnız gözyaşlarınızı saklayabilir miydiniz yaşanamamış bir aşktan... Önünüzdeki diz boyu karanlıklar engel olabilir miydi, o daima düşlenen aydınlıkta kaybolmanıza? Kuruyan gözleriniz, derinden derine ağlarken o kişiyi mutlu etmek için , küçük bir tebessüme esir düşer miydi dudaklarınız? Arkanızdaki kül yığını, henüz bitmemiş bir rüyanın parçasıysa eğer, kelimeler anlamını yitirip gözyaşlarınıza dökülür. Bir bakış, bir aşığın ruhunu sonsuzluğa hapseder, ve seven insanlar daima gözleriyle yemin eder... Bu çaresizliğin hikayesi, birbirine kenetlenemeden kopan kalplerin hikayesi, bu unutulmaz fedakarlığın, hazin hikayesi. Bu, üç aşık kalbin en gizli yarasının hikayesi...