Günler geçer,aylar yılları takip eder..
Ülkücü göğüs kafesinden içeri,ama hakikatte Dünya'dan dışarıdır..
Bazen bir çocuğun kanayan dizi,bazen acılı bir ananın gözlerindeki intikam ateşidir Ülkücü..
O Türk'tür,Özleşmenin beden bulmuş halidir...
O "ses"tir,baştan sona "haykırış"tır.
Ülkücü güneşli günlerden ziyade soğuk havaların adamıdır...Güneşli günlerin rahmetinden kimse kaçmaz ama soğuk havaların asaletini herkes bilemez,çünkü soğuk havalar İnsan'a rahat nedir öğretir ki Ülkücü bunu kabullenemez...
Ülkücü hayatının her döneminde,zamanın politikasıyla değil,ırkının ve inançlarının töresiyle hareket eder.Bu sebepledir ki Ülkücü Ülkü'sünü yalnızca kendisi için değil,aynı zaman da Dünya'nın da düzene (adil sistem)girmesi için hedefler...Bu sebeple Türk Milliyetçiliği ve Turancılık egoizmin hep karşısında olmuş,bencilliği ve ahlaksızlığı reddetmiştir.Ülkücü sürekli sorgulama,üretme ve paylaşma halindedir.İman ederki ekonomi "Üretmeyen Tükenir" felsefesinden ibarettir...Toplum içinde sözlerine itimat edilmez,zaman zaman kendisiyle de anlaşamaz..Ama o büyük Turan için,büyük Türk-İslam Ülküsü için ve Dünya'nın esenliğe bürünmesi için her türlü zorluğa göğüs gerer.Akıl verirler,canıyla,malıyla ailesiyle tehdit edilir...Hatta Ülkesi'yle de.Ama o yılmaz,daima gayesine koşar,koşamazsa emekler,emekleyemezse sürünür..Ne pahasına olursa olsun,ne pahasına olursa olsun dönmez,satmaz,yılmaz..
İlkokulda kavurucu güneşin altında yahut buz gibi ayaz vururken dudaklarına "Varlığım Türk Varlığına Armağan Olsun" derken şaka yapmaz..
Ülkesi raydan çıksada,hatta Ülkücü'lük moda olsada o ne Ülke'sine ne de Ülkü'süne küser..
Gelişime ve aydınlığa olan hayranlığı gözden kaçırılmamalıdır ki, bu akıl,gönül ve takdir işidir..
O Takdir'e boyun eğer ama fikirleri ite köpeğe eyvallah etmez..