"22-23 Nisan 1951 gecesi başlayan ikinci büyük Çin taarruzlarının şiddeti artarak devam ettiği sırada, Topçu Üsteğmen Mehmet Gönenç'in telsizden duyulan isteği tüm subay ve askerleri şok etmişti. 'Düşman bulunduğumuz tepeyi işgal etti. Çok şehit verdik. Koordinatları veriyorum... Bataryalar ateş etsin.' Fakat verdiği koordinatlar bulunduğu yeri gösteriyordu. İrtibat subayı bu cevabı verince, Mehmet Gönenç: 'Evet öyle; biz düşmana esir olmak istemiyoruz! Bizi onlara teslim etmeyin! Bütün bataryalar buraya ateş etsin!' Dedi ve telsizin sesi kesildi. Harp tarihinde bu olay ne görülmüş ne de duyulmuş istekti. Subaylar uzun süre düşündükten sonra çaresizce bu zor vasiyeti yerine getirmeye karar vererek, gözyaşları içinde bataryaları ateşlediler. Bu büyük fedakârlık sayesinde bir Türk askeri karşısında, yüzlerce Çin askeri de yok olmuştu. Ancak daha 27 yaşında olan Şehit Mehmet Gönenç'in bedeni de bir daha hiçbir zaman bulunamadı ". İşte bu, 1950 yılının Kasım ayında, soğuk ve karlı bir kış gecesi Kunuri semalarından parlayarak başlayan, tüm Kore'yi 66 yıldır sönmeyen ışığıyla aydınlatan ve inşallah aydınlatmaya devam edecek olan Türk Kutup Yıldızının destansı hikâyesidir...