O, sadece yolunu bulmaya çalışıyordu. Kaybolduğu ormanda ayak izlerini silecek bir yağmur bekliyordu. Eve ulaştırması gerektiği sepetin bir ucundan tutmuş haykırarak kurttan kaçıyordu. Ama sonunda yere düştü. Çünkü ormanda ondan ve kurttan başka kimse yoktu.
O, kendi yarattığı ormanın içinde kayboldu. Yolunu bulamadı. Beklediği yağmur asla yağmadı. Ve kurttan kaçamadı. Çünkü eve ulaştırması gerektiği sepetin içinde zehir vardı.
O, sepeti açtı ve zehri yudumladı. Kurt yaklaştı. Hiç düşünmeden Kırmızı Kız'ın kırmızı dudaklarından zehri içti.
Kurt öldü, kız yaşadı.
❧
Ve bir şimşek çaktı o gece, Kız'ın haykırışlarını duyarmışçasına.
Sonra bir iblis indi dünyaya, Kız'ın kalbini çalabilirmişçesine.
Keşke çalsaydı.
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024