Günlerdir kapımı kimse çalmıyor. Göğsümden içeri yokluğun sızıyor, her çektiğim sigarada. Dudağımdan içeri süzülen duman artık ciğerlerimi acıtıyor. Şarapta sarhoş etmiyor artık. Dört duvarlı evimin tek kişilik koltuğunda oturup, kablo makarasından bozma sehpamın üzerindeki 12 liralık şarabı su bardağında içerken, 216 dumanından boncuk boncuk ter yapan duvarlarımın nemli, basık ve kasvetli havasında aklımdan çıkmayan tek şey vardı; sokağı bitirene kadar benden giden ayaklarına bakıp, semtin arnavut kaldırımlarının ayaklarını acıtmaması için tanrıya yalvarışlarım.